Temel amacı fiyat istikrarını sağlamak ve sürdürmek olan Merkez Bankası (MB), para politikasında tarihi bir “U” dönüşüne imza attığı 2023 yılını geride bırakıyor.
Yılın ilk 5 ayında MB Başkanı Şahap Kavcıoğlu, ‘Heteredoks’ para politikasının bir yansıması olarak faiz indiriminde ısrarcı olunca arkasında büyük bir enkaz bıraktı. Gaye Erkan’ın dümene geçmesiyle son 7 ayda ise bu kez uluslararası piyasalarda kabul gören ‘Ortodoks’ politikalara dönüş yapıldı. Yüksek enflasyona karşı mücadele için faiz yüzde 8.5’ten yüzde 42’ye yükseltildi, kredi muslukları kısıldı. Her iki dönemde de ortaya çıkan fatura vatandaşa ödetildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Nas ortada faizler düşmeye devam edecek” sözleri ile ifade edilen dönem boyunca enflasyon yüzde 85 ile zirveyi zorlarken, faiz indirimleri de devam etti. Kavcıoğlu’nun seçime kadar ısrarla sürdürdüğü düşük faiz politikası ise öne çekilen tüketim harcamaları ile yüzde 5.5 büyüme yaratsa da enflasyonu patlattı. Görevi sadece 18 ay süren Hazine ve Maliye eski Bakanı Nureddin Nebati’nin “epistemolojik kopuşu” temsil eden ‘Heterodoks’ politikalar olarak tanımladığı süreç yılın ilk 5 ayında bir ödemeler dengesi krizinin de kapılarını araladı.
TEK HANELİ FAİZ GERİDE KALDI
Mayıs ayında yapılan seçimlerin ardından hem ekonomi yönetimi hem de faiz politikasında keskin bir U dönüşü yapıldı. Gaye Erkan’ın 9 Haziran’da MB Başkanlığı koltuğuna oturmasıyla “Liralaşma” olarak ifade edilen politikalar terk edildi. Enflasyonla mücadele para politikasının merkezine oturdu. Türkiye 2024 yılına iktidarın uyguladığı yanlış politikaların bir sonucu olarak yüksek enflasyon ve yüksek faiz ile giriyor. Ancak uygulanan Ortodoks politikaların sonuç vermesi zaman alacak.
Rezervlerde 42.8 milyar dolar artış oluştu
Ekonomideki ‘U dönüşü’ Merkez Bankası (MB) rezervlerinde de artış sağladı. MB rezervleri seçim öncesinde döviz kurlarını yatay seviyede tutmak ve yüksek cari açığı finanse etmek için kullanılmıştı. Yürütülen ekonomi programının önemli bir hedefi de uluslararası rezerv birikimini sağlamak oldu. Türkiye’ye yeninde ‘yatırım yapılabilir ülke’ statüsü kazandıracak olan Merkez Bankası rezervleri, 26 Mayıs’ta 98.5 milyar dolar iken, 42.8 milyar dolar artışla 8 Aralık haftasında 141.3 milyar dolara çıkarak rekor kırdı.
Kur korumalı hesaplar 2.7 trilyona geriledi
Eski ekonomi yönetimi dövizi frenlemek için piyasa dışı yöntemlere başvurmuştu. Bu yöntemlerden birisi de iki yıl önce devreye alınan Kur Korumalı Mevduat (KKM) oldu. Kur krizini, TL’yi dövize endeksleyerek önlemeye çalışan iktidar KKM ile ortaya çıkan milyarlarca lira kur farkını vatandaşın sırtından ödedi. Yeni ekonomi yönetimiyse son dönemde KKM varlıklarının azaltılması için girişimlerde bulunuyor, TL mevduatı destekliyor. KKM stoku 25 Ağustos’ta 3.3 trilyon liraydı. 1 Aralık itibarıyla bu tutar 654 milyar lira düşüşle 2.7 trilyon liraya geriledi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek
“Türkiye’nin rasyonel bir zemine dönme dışında bir seçeneği kalmamıştır. Kurala dayalı bir Türkiye ekonomisi özlenen refaha ulaşmamızda önemli olacaktır. Makro finansal istikrarı önceliklendireceğiz.” 4 HAZİRAN 2023
Hazine ve Maliye eski Bakanı Nureddin Nebati
“Neo-klasik ekonomi düşüncesinden epistemolojik bir kopuşu temsil eden heterodoks yaklaşım günümüzde giderek ön plana çıkan davranışsal ekonomi ve nöro ekonomiyle daha fazla önem kazanmaktadır.” 29 EYLÜL 2022