İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Çekmeköy–Sancaktepe-Sultanbeyli metro hattının yapımına Mayıs 2017’de başladı. Proje, yapımına başlandıktan sadece 7 ay sonra durduruldu. İnşaata, Mart 2018’de tekrar başlandı. Ancak, önceki İBB yönetimi tarafından hak ediş ödemelerinin yapılamaması nedeniyle, şantiye alanı o güne dek yüzde 4’lük bir ilerleme sağlanmışken, Ekim 2018’de sessizliğe gömüldü.
Ekrem İmamoğlu başkanlığındaki yeni İBB yönetimi, Ekim 2019’da yapılan anlaşma ile Deutsche Bank’tan kredi sağlayarak, hattın yeniden imalatına başladı. Hattın, Sancaktepe-Çekmeköy arasındaki ilk etabında sona yaklaşıldı. İmamoğlu, hattın ilk etabı için gerçekleştirilen test sürüşüne, CHP Sancaktepe Belediye Başkan adayı Alper Yeğin ile birlikte tanıklık etti.
KREŞ VE HALK LOKANTASI DA OLACAK
İmamoğlu, test sürüşü öncesinde Samandıra Merkez İstasyonu peron katında, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Pelin Alpkökin ve İBB Raylı Sistemler Dairesi Başkanı Ceyhun Avşar’dan, hattın yapılış süreci ve sonrasıyla ilgili detaylı bilgiler aldı. Avşar, “Biz, sadece raylı sistem projeleri oluşturmuyoruz; sosyal fonksiyonları da hattımıza tanımlamayı hedefliyoruz. Hattımızın açılışıyla birlikte, Meclis İstasyonumuzda bir kreşimiz, Sarıgazi İstasyonu’nda da bir Kent Lokantamız açılacak” dedi.
MART AYINDA AÇILACAK
İmamoğlu da şunları söyledi:
* "Mart ayında, bu hattımız ile birlikte iki metro hattı açılışımız olacak. Sancaktepe, Sultanbeyli ve Çekmeköy olmak üzere, üç ilçemizin de kıymetli insanları için burada insanlarımızı metro yolculuğuyla buluşturacağız. Hep diyorlar ya ‘Metroyu biz başlattık…’ Ortada bir ihale ve yüzde 3-4 seviyesinde bir ilerleme… Bunun anlaması da ihaleyi almış bir firma ve ihaleyi alan firmanın şantiyeye yerleşmesi anlamına geliyor.
* Biz devraldığımızda, mevcut durum bu. Yani sıfırdan başlamış olduk ve bugün şükürler olsun, 4. yılına geldiğimizde büyük bir bölümünü de vatandaşlarımızın hizmetine açmış olacağız. 5’nci yılda da tamamını açmış olacağız. Sultanbeyli dahil, sadece bir yıl içerisinde ki, ciddi bir yolculuk kapasitesine sahip bu hattımızı vatandaşlarımızla buluşturacağız.
“ATAKÖY-İKİTELLİ HATTIMIZ DA MART AYINDA AÇILIYOR”
* Aynı şekilde Ataköy-İkitelli hattımız da Mart ayı içerisinde vatandaşlarımızla buluşuyor olacak. Nasıl burada İstanbul'un en doğu noktasına taşıyacağımız Sultanbeyli hattını bitiriyorsak, bir benzerini de en batısında Beylikdüzü hattına taşımak istiyoruz. İhale aşamasına geldiğimiz, ihaleye çıkmadan önce de sadece bir mürekkep, bir kalemle, atılacak bir imzayla, devletimizin istatistik raporuna girmesi sağlanacak olan onayın verilmemesini, aynı şekilde Eyüpsultan-Bayrampaşa hattındaki sürecin de onayının verilmemesi gerçekten topluma büyük bir ihanet. İstanbul'a büyük bir ihanet.
“İHANETTEN VAZGEÇİN”
* Biz, bu ihanetten de bir an önce vazgeçip, İstanbul'umuza hizmet noktasında, İstanbul'un en batısındaki Beylikdüzü-Sefaköy hattının başlatılması konusunda bir imza, bir mürekkebi talep ediyoruz. 16 milyon insanımız adına talep ediyoruz."
“5 YILDAN AZ SÜREDE 66 KM”
İmamoğlu ve beraberlerindeki heyet, açıklamaların ardından test sürüşünü yapacak, görevli Neslihan Pepeoğlu yönetimindeki trene geçti. İmamoğlu, tren Samandıra İstasyonu’ndan Meclis Mahallesi İstasyonu’na doğru yol alırken de kendisini takip eden gazetecilere yaptığı açıklamalarını devam ettirdi.
İmamoğlu “Metronun kilometre maliyetinin neredeyse 55 milyon Euro’nun üzerine çıktı. Bu da bir kilometre metronun, 2 milyar TL olduğu anlamına geliyor. 5 yıldan daha az bir sürede, neredeyse 66 kilometrelik bir metroyu bitirerek, insanlarımızın hizmetine açmış olduk. Bu işi hafife alanlar var. Hafife alan insanlar, bu işi ne yazık ki durmuş 10 metro hattına dönüştürdüler. Bu işi ciddiye alıyoruz. Bu şehrin ihtiyaçlarını, ciddiye alıyoruz. Biz, hava atmıyoruz; metro yapıyoruz. Ya da havaya sıkmıyoruz; metro yapıyoruz. Bize fazla oy verene değil, İstanbul halkına metro yapıyoruz. İnşallah 700 kilometrenin üstünde bir metro ağına sahip bir İstanbul'u hep birlikte var edeceğiz.”
“DUYMAYANLARA DUYURALIM”
İmamoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
* "Pelin Hanım önemli bir şey hatırlattı. Gerçekten burada 1,5 sene bekletilen bir iznimiz vardı ve dolayısıyla hazırladığımız bir kaynağı kullanamamıştık. Sonra bir yeşil bono tahvil ihracıyla 140 milyon Euro’ya yakın kendi öz kaynaklarımızdan burayı finanse ederek, hiç durmadan yolumuza devam ettik. Yüksek enflasyon, yüksek faiz ve ne yazık ki paranın bulunmadığı, akışın sıkıntılı hale geldiği bir ortamda bunu başardık. Bu da bir bütçeyi bereketli hale getirip, en sıkıntılı anınızda bile çözüm bulma kabiliyeti. Bu da ayrı bir ders. Yani onu da yine bu şekilde, duymayanlara duyuralım."