“Sayın Ekrem İmamoğlu, 31 Mart 2019 yerel seçimlerinden birkaç hafta önce idi... Ankara’da bizim gazeteyi de ziyaret etmiştiniz.

Sizinle ilk tanışmamız oldu. Zaten daha sonra bir daha görüşmedik.

O gün sanırım bir saat kadar sohbet ettik... Karşımızda kibar, bilgili bir insan olduğunu hemen anlamıştık.

Ancak sizi siyasi konuların biraz uzağında görmüştüm.

Gittikten sonra arkadaşlarla aramızda konuştuk...

Ben kehanette bulundum!

‘İstanbul seçiminde bu adamdan fazla bir şey beklemeyin, çok pasif ve sessiz birine benziyor. Bence İstanbul’u kazanamaz.’

Aradan birkaç hafta geçti...

Ve sizi seçim çalışmalarınızda, ekranlarda, gazete sayfalarında izledikçe, hakkınızda varmış olduğum bu olumsuz yargı 180 derece değişti. Yanılmıştım.

Mücadeleci biri idiniz.

Ödün vermediniz, baş eğmediniz, karşınıza çıkarılan paralı egemen güçlerle aslanlar gibi mücadele verdiniz.                                  

Herhalde karşı taraf da şaşkındı.

Böyle birini beklemedikleri ortaya çıkmıştı.

★★★

Derken seçim yapıldı ve AKP’nin karşısında yaklaşık 10 bin oy farkıyla kazandınız.

Ancak iktidarın bunu hazmetmesi elbette ki mümkün değildi...

Çünkü İstanbul Büyükşehir iktidarın çiftliği olmuştu. Trilyonlar yandaşlara buradan hortumlanıyordu. 

Sonuçlara itiraz ettiler, devreye YSK’yı (Yandaş Seçim Kurulunu) soktular, mazbatanızı vermediler.

Üç ay sonra yenilenen seçimi bu kez ezici bir farkla, 800 küsur bin oy farkla kazandınız.

★★★

Bu arada herkesin kafasında bir soru belirmişti:

Helal olsun, kim aday gösterdi bu İmamoğlu’nu?

Kılıçdaroğlu göstermiş.

Partisinde yapılan bazı itirazları dikkate almamış ve sizi tercih etmiş. Demek ki sizi hepimizden, herkesten daha iyi tanıyormuş.

★★★

Göreve başladınız ama karşınızda çok önemli bir engel vardı.

Büyükşehir Belediye Meclisinde çoğunluk AKP’nin elinde idi ve sizi yıpratma çabaları daha ilk günden başladı.

Yandaş satılık medya her gün aleyhinizde yalan yanlış haberlerle doluydu.

Yine direndiniz, ödün vermediniz...

Çünkü iktidarın bir numaralı avanta musluğunu kesmiştiniz...

Ve eliniz kolunuz bağlı olduğu halde çok olumlu işler yapmayı sürdürdünüz.

★★★

Bu iktidarın gözü sizin ve ekibinizin üzerinde.

Onların bir numaralı hedefisiniz. Kazandığınız için sizi affetmiyorlar!

Sizi bir sürü atraksiyonla, bir sürü anlamsız iddialarla bundan sonra da yıpratmaya yeltenecekleri kesin.

Bunu siz hepimizden daha iyi biliyorsunuz.

★★★

Sayın İmamoğlu, bu mektubu size niçin yazdığıma gelince... Bundan birkaç gün önce Elazığ’a, deprem bölgesine gittiniz.

Sizinle birlikte İstanbul Büyükşehir’in uzman ekipleri, araç gereçleri, yardım malzemeleri de oraya gönderildi.

İşte bu aşamada taktik bir hata yaptınız.

Dikkat ediniz, yanlış yaptınız demiyorum, taktik hata diyorum. 

Elazığ’ın bir adım ötesindeki Erzurum’a geçip Palandöken kayak merkezinde aile boyu bir tatil yaptınız ya, şimdi bu kısacık tatilinize saldırıyorlar.

Şimdi haklı olarak ‘Yorulan bir insanın birkaç gün tatil yapması suç mu’ diye soracaksınız. 

Elbette değil ama bunu karşı tarafa anlatamazsınız! Onların bütün amacı sizin bir açığınızı yakalamak. Bugüne kadar başaramadılar da, şimdi kafayı sizin birkaç günlük kayak tatilinize taktılar!

Bazıları kibarca (!) bazıları acımasızca...

Unutmayın, bunlar sadece sizin attığınız imzaları, aldığınız kararları, yaptığınız işleri değil, neredeyse tuvalete gidişinizi bile dikkatle izliyor.

★★★

Ekrem Bey, Erzurum tatiline gitmeyecektiniz.

Bunların eline o kozu vermeyecektiniz.

İstediğiniz kadar yorgun düşün, kafanızı istediğiniz kadar boşaltmak isteyin ama karşınızdaki gücün çok acımasız ve gaddar olduğunu aklınızdan hiç çıkarmayın. 

Siz onların en büyük mamasını, en önemli vurgun kapısını halkın gücüyle ellerinden aldınız.

Sizden nefret ediyorlar, tiksiniyorlar!

Günün 24 saatinde bir açığınızı arıyorlar. 

Bunları hepimizden iyi bilen sizsiniz...

Ben Ankara’da yaşıyorum ama haklı ve ödün vermez mücadelenizi bir vatandaş olarak medyadan izliyorum.

İyi gidiyorsunuz. Eliniz kolunuz bağlı olmasa daha da iyi gideceksiniz. Sizi kutluyorum.

Başarılarınızın devamlı olmasını diliyorum. Aman dikkatli olun. Saygılarımla.”