Birgan BİLEKE
- Kitabınızın konusunu özetler misiniz?
‘Uçan Tabut’ birbirine bağlı 9 hikayeden oluşuyor. Kitapta birbirimizin hayatını nasıl etkilediğimizi anlatıyorum. Her hikayede insani bir sorunu didikledim. Nihayetinde; en derinde sandığımız sorunun bile yüzeye çıkma yolunun olduğunu anlatmaya çalıştım. Karamsar değil özgürleştirici bir roman bu…
Bir perde kıpırdadı diye…
- Dokuz farklı hikaye anlatmak için yola çıkarken niçin ilk adımı bir cenazeyle attınız?
“Dünyanın bir ucunda bir perde kıpırdadı diye, dünyanın bir diğer ucunda bir insan ölebilir mi?” diye yıllardır düşünürdüm ve bunu hikayeleştirmek istedim. Zaten hepimiz, annelerimizin babalarımızın, atalarımızın ve hatta geçmiş toplumların yaptığı seçimlerin kurgusu üzerinden bir çizgide ilerlemiyor muyuz…
- Kitabınızın filme çekilmesini ister misiniz?
Romanı yazarken bu sorunun cevabını hiç düşünmedim. Sadece kız kardeşim ödüllü bir oyuncu olan İpek Türktan Kaynak. Aklımda böyle bir şey yoktu ama okurlardan sürekli “Okurken sanki film izliyorum, karakterler çok canlı” yorumunu alıyorum. Bana sorulsa, senaryolaştırılması kolay bir roman değil ama işin erbapları daha iyi bilir tabii.
İlham veren hikayeler
- Sıradaki projeleriniz neler?
‘Uçan Tabut’taki dokuz ayrı karakterin bazılarının solo romanlarını yazmayı düşünüyorum. Hatta birine başlamak üzereyim.
- “Değiştirdiğimizle değişiriz” gibi bir sözünüz var… Kitabınızı okuduktan sonra hayatı değişen okurlar olduğuna dair geri dönüşler alıyor musunuz?
İnsanların hayatlarını değiştirmek gibi bir iddiam yok. Sadece herkesin kendi hayatından bir karşılık bulabileceği, huzuru ve en önemlisi yaşama sevincini hatırlayabileceği, ilham veren hikayeler yazdım. Söylediğiniz anlamda geri dönüşler alıyorum.