Türkiye 12 Eylül askeri darbesinin ardından sivil hayata geçerken Turgut Özal da 1983 yılı sonunda ilk Başbakan olarak göreve geldi. Hükümet kurulalı henüz 1 yıl bile dolmamıştı, Kapıkule Sınır Kapısı'nda büyük bir vurgun olayı ortaya çıktı. Yurt dışına çıkış yapan bir otobüsün gizli bölmelerinde 22 milyon lira, 258 bin Alman markı, 75 bin Irak dinarı ele geçirildi. Otobüs şoförü tutuklandı. Ancak şoförün avukatı tarafından yapılan ihbar, olayın seyrini değiştirdi.



SORUŞTURMA DERİNLEŞTİ

Otobüste arama yapan gümrük personeli ve polisler, 11 bin dolar, 14 bin dinar, 368 bin mark ve 70 milyon lira daha bulmuş ve bunları tutanağa geçirmeyerek aralarında paylaşmıştı. 24 gümrükçü ile 22 polis tutuklandı. Derinleştirilen soruşturmada bir süre önce de aynı otobüs ile 85 kilo altının rüşvet karşılığı yurt dışına çıkarıldığı anlaşıldı, 21 gümrükçü daha tutuklandı. Üçüncü operasyon ise silah kaçakçılığıyla ilgiliydi. 39 polis ve gümrükçünün rüşvet karşılığı yurda 400 bin silah ve 2.5 milyon mermi soktuğu anlaşıldı.



41 RAKIMLI SINIR KAPISI

Kapıkule’deki bazı gümrük memurlarının 'Muayene ücreti' adı altında TIR başına 50 dolar rüşvet aldıkları, gümrüğe terk edilen eşyaları sattıkları belirlendi. Sınır kapısına tayin için de Maliye Gümrük Bakanlığı bürokratlarına komisyonlar ödendiği ortaya çıktı. Bazı memurlar ise Kapıkule’ye tayin için bir devlet hastanesinden 4 profesör imzalı 'Sağlık nedeniyle sadece 41 rakımlı bölgede görev yapabilir' diye rapor da almıştı. Türkiye’de 41 rakımlı tek sınır kapısı Edirne Kapıkule’ydi. Rüşvet almayan memurların tayini çıkarken, operasyon Bakanlık bürokrasisine ulaştı ve bazı bürokratlar ile bir Müsteşar yardımcısı da gözaltına alındı.



"EGEMEN GÜÇLER VAR"

Ancak aynı günlerde Maliye Gümrük Bakanı Vural Arıkan’ı ziyaret eden tutukluların yakınları, poliste kötü muamele iddialarını gündeme getirdiler. Arıkan, "Egemen güçler var" diyerek ilk çıkışını yaptı. Ardından Kapıkule Gümrük Mülki Amiri'nin görev yerini değiştirmek istedi. Ancak dönemin Edirne Valisi'nden "Üst makamdan gelen şifahi emir gereği bu değişikliği yapamam" cevabını aldı.



Bu sırada İstanbul Mali Şube Müdürü de yetkisi olmadığı halde bir holdingin hesaplarına el koydu. Yeşilköy Gümrük Müdürü şüpheli olarak Mali Şube'de 7.5 saat bekletilip hiçbir şey sorulmadan serbest bırakıldı. Bakan Arıkan, "Olay aynı, çanak aynı. 33 yıl bu devlete hizmet eden Müsteşar Muavini eziyet görüyor" diyerek patladı, İçişleri Bakanı Ali Tanrıyar’ı suçladı.



İLK AZİL, İLK İSTİFA

Bakanlar arasında kapışma başlayınca, Başbakan Turgut Özal duruma el koydu ve ikisinin de istifasını istedi. Tanrıyar hemen istifa ederken Arıkan "Hayır" dedi. Özal da 26 Ekim 1984 günü Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile görüşerek Arıkan’ı azletti. Arıkan, Türkiye Cumhuriyeti'nde bakanlıktan azledilen ilk isim oldu. Kapıkule Davası ise Ankara 4 Numaralı Sıkıyönetim Mahkemesi'nde görüldü, çeşitli hapis ve ihraç cezaları verildi. Özal hükümetinin yaşadığı ilk büyük kriz, böyle sonuçlandı.


Özal’ın Adalet Bakanı Oltan Sungurlu, Kapıkule olayını
Sözcü HaftaSonu’na şöyle anlattı:


Turgut Özal bacanağına bile acımadı


“Kapıkule’deki yolsuzluk ve altın kaçakçılığı, bizim iktidara gelişimizin henüz birinci yılında yaşandı. Önce duyumlar geldi ve Başbakan Turgut Özal, konuya el koydu. Olaya Maliye Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı’nın da adı karışınca Özal, Bakan Vural Arıkan’ı aradı ancak bir türlü ulaşamadı. Bunun üzerine Müsteşar Yardımcısı’nı açığa aldı. Bakan Arıkan ise kendinden habersiz yapıldığı gerekçesiyle bu tasarrufa kızdı.

Vural Arıkan


Olay hem İçişlerini hem Maliye’yi ilgilendiriyordu. Arıkan, güvenilir, nitelikli bir arkadaşımızdı. Ancak Özal bu gelişmelerden sonra istifasını istedi. Bacanağı olan İçişleri Bakanı Ali Tanrıyar’a da acımadı ve istifasını aldı. Arıkan istifaya yanaşmayınca da görevinden azledildi.”