Kulak çekip tahtaya vurma geleneği, kökeni Şamanizm'e dayanan bir batıl inançtır. Şamanlar, doğayla derin bir bağ kurmuş ve özellikle ağaçların, doğadaki ruhların ve enerjilerin merkezi olduğuna inanmışlardır.

Bu nedenle, istenmeyen bir şey duyulduğunda kulağı çekip tahtaya vurmak, kötü ruhları kovmak ile ilişkilendirilmiş. Zamanla, kulak çekip tahtaya vurma geleneği halk arasında sıkça rastlanan bir davranışa dönüşmüştür. 

Gündelik yaşamda, birisi kötü bir şey duyduğunda, şanssız bir durumla karşılaştığında ya da talihsizlik yaşadığında, bu batıl inancı uygulayarak, kötü ruhları ve enerjileri kovmak amacıyla kulak çekip tahtaya vurur. Her iki hareket de, bir çeşit sembolik arınma ve koruma yöntemi olarak kabul edilir.

Dünyanın çok farklı yerlerinde de uygulanıyor

Bu gelenek, sadece Türk kültüründe değil, dünyanın farklı yerlerinde de benzer biçimlerde uygulanır. 

Modern dinlerden önce birçok pagan grup ağaçlara tapıyor veya onları mitolojikleştiriyordu. Bazı insanlar ağaçları kehanet olarak kullanıyordu. Bazıları onları ibadet ritüellerine dahil ediyordu. Ve bazıları, antik Keltler gibi, onları belirli ruhların ve tanrıların evleri olarak görüyordu.

Yazarlar Stefan Bechtel ve Deborah Aaronson, The Good Luck Book ve Luck: The Essential Guide adlı kitaplarında tahtaya vurmakla bu ruhlar arasında iki bağlantı olduğunu öne sürüyorlar.

Tahtaya vurmak deyiminin ilk olası kökeni, bunun, putperest Avrupalıların kötü ruhları evlerinden kovmak veya onların duymasını ve dolayısıyla kişinin şansını mahvetmesini önlemek için çıkardıkları gürültünün daha modern bir karşılığı olduğudur.

Diğer iddia ise, bu ağaç tapanlarının bazılarının, içinde yaşayan ruhlardan veya tanrılardan iyilik isterken ellerini bir ağaca koymaları ve iyi şans serisinden sonra bu doğaüstü güçlere minnettarlık göstergesi olarak ağaca dokunup teşekkür etmeleridir. 

Tüm bu geleneklerin ortak noktası, kötü enerjilerden korunmak ve olumsuzlukları bertaraf etmektir.