Yeni hazırlanan kanun değişikliğiyle, müsteşar yardımcılığı, teftiş, hukuk hizmetleri, mesleki teknik eğitimin iş ve işlemleri, özel öğretim, akademisyenlerin okul müdürlüğü, özel eğitim ve yurtdışına gönderilen öğrencilerle ilgili yeni düzenleme yapılacak.
Tasarının en can alıcı bölümü 'Maarif Vakfı'. Tasarıya göre okul öncesi eğitimden üniversiteye kadar tüm eğitim süreçlerinde, eğitim hizmetleri ve burs verecek, eğitim kurumu ve yurt kurabilecek, 'Maarif Vakfı' adıyla bir vakıf kurulacak. Vakıfın bilimsel araştırma ve geliştirme çalışması yapması planlanırken, vakfın yurtdışında açtığı eğitim kurumları dışında, aynı şehirde diğer kamu kurum ve kuruluşları başka birim açamayacak.
Yasayla birlikte maarif müfettişleri sayısı 2 bin 507'den yaklaşık 500'e indirilecek. Yaklaşık 2 bin müfettişin de 'eğitim uzmanı' olarak havuza atılması bekleniyor.
“EĞİTİM SİSTEMİNİ YAP BOZ TAHTASINA ÇEVİRDİLER”
CHP İzmir Milletvekili ve Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu üyesi Mustafa Balbay, sozcu.com.tr'ye yaptığı açıklamada, maarif müfettişlerinin eğitimde gerçek anlamda denetim sistemini oluşturduğunu belirterek, “Bir araçta fren neyse, müfettişler de eğitim sisteminde o işlemi görüyorlar. Şimdi bu sistemi ortadan kaldırıp, yeni bir sistem kurmak istiyorlar. Eğitim sistemini yap boz tahtasına çevirdiler. Bu konudaki yanlışlarını da görüp dönecekler” diye konuştu.
Çıraklık eğitimini de normal eğitim sisteminin içine katıldığını, özünde doğru ancak çocuk işçiliğini de beraberinde getirdiğini anlatan Balbay, “Biz, bu yaşın biraz yükseltilmesini istedik, bu üzerinde durulması gereken, önemli konu” dedi.
Yapılan değişiklikle öğretim üyelerini de kendilerine bağlama arayışında olduklarını anlatan Balbay, “İstiyorlarki 'akademisyenler düşünmesinler, araştırmasınlar, bizim dediğimizi yapsınlar' istiyorlar” diye konuştu.
PARALEL EĞİTİM SİSTEMİ
Öğretmen kökenli ve CHP Milletvekili Hilmi Yarayıcı da “Bugün genel kurula indirilen Maarif Vakfı Kanunu da, iktidarın kendisine biat eden yargıçlardan oluşturduğu paralel yargıdan sonra, paralel eğitim sisteminden başka bir şey değildir. 13 yıldır iktidar olmalarına, devletin tüm kademelerine yandaşlarını yerleştirmelerine rağmen Milli Eğitim Bakanlığı’na güvenmiyor olacaklar ki vakıf aracılığıyla doğrudan kendilerine bağlı bakanlık denetiminin dışında bir sistem peşindeler. Bu tasarı basına yansıdığı şekliyle yurtdışındaki cemaat okullarını tasfiye amaçlı değildir. Gerçek niyet bu olsaydı 1981 yılında kurulan ve Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak faaliyet gösteren MEB Vakfı aracılığıyla, ihtiyaç duyulan ülkelerde okul açılırdı. Ancak iktidar Milli Eğitim Bakanlığı’nı tamamen devre dışı bırakarak vakıflar aracılığıyla kendisi cemaatleşerek paralel bir eğitim sistemi yaratmaya çalışmaktadır” dedi.
İKTİDAR DEĞİŞSE DAHİ MÜTEVELLİ HEYETİ DEĞİŞMEYECEK
Atanamayan yüzbinlerce öğretmenin işsizliğin pençesinde çırpınırken bu vakıf kendi eğitmenini yetiştireceğine vurgu yapan Yarayıcı şunları aktardı: “Kuruluşunda Bakanlığın 1 milyon lirasını alacak ama harcamanın sayıştay denetiminde yapılıp yapılmayacağı belirsiz. Bununla da yetinmeyip Milli Eğitim Bakanlığı’nın yurtdışındaki tüm mal varlığı bu vakfa devredilecek ve bu vakfın okul açtığı yerde Bakanlık okul açamayacak. Öylesine bir vakıf ki bu, mütevelli heyetini iktidar atayacak ama görev sürelerine sınırlama getirilmeyecek. İktidar değişse dahi atadıkları mütevelli heyeti üyeleri 72 yaşına kadar görevlerinin başında kalabilecek. Bu vakıf devlete paralel bir yapı değilse nedir sormak isterim. Üstelik eğitimdeki paralel yapılanmanız yurtdışı okullarıyla da sınırlı değil. TÜRGEV’in başkanlık yaptığı toplantılarda eğitim politikaları belirlenirken, bürokratlar yazışmalarını TÜRGEV’e arz ederek bitiriyorlar. Kabile devletlerinde dahi yaşanmayacak bir tablodur bu.”
“MİLLİ EĞİTİM SARAYA BAĞLANIYOR”
Eğitim-İş Genel Başkanı Veli Demir ise sozcu.com.tr'ye yaptığı açıklamada, maarif yasasıyla Milli Eğitim Bakanlığı'nın by-pass edilerek saraya bağlanarak paralel bir yapı kurulduğunu vurguladı. Cumhurbaşkanının dindar ve kindar nesil yetiştirmek için kendine uygun bir mille eğitim kurma girişimi olduğunu anlatan Demir, “Şu andaki 2 bin 500 müfettiş ihtiyacı karşılayamazken, müfettişler bu yasayla tasfiye edilecek. Bu, Türkiye'deki eğitim sisteminin çökmesine neden olacak. Denetim şarttır. Bu yasayla kendi yetersizliklerini ortaya çıkarmak istemiyorlar. Eğitimi müfettişlerin denetiminden kaçırmak istiyorlar” diye konuştu.