Cumhurbaşkanı Erdoğan dün TV’de özetle dedi ki:
“Bir vatanın vatan olabilmesi için şehitlere ihtiyaç vardır.
Bir ulusun ulus olması için gazilere ihtiyacı vardır.”
Güzel, hamasi sözler bunlar değil mi? İnsanı motive ediyor (Kişiye özgüven ve moral veriyor.)
Siyasetçilerin böyle motive edici konuşmalar yapması normaldir.
Peki, vatandaş cephesinde durum ne? İnsanlarımız ne diyor?
Halkımız Suriye’de savaşan kahramanlarımızla gurur duyuyor ama bu savaşın sebebini anlamıyor ve genellikle “Neden?” diye soruyor.
Bana gelen çok sayıdaki mektuptan sadece birini örnek olarak sizlerle paylaşmak istiyorum.
* * *
Adını vermekten korktuğunu itiraf eden bir okurum (özetle) diyor ki:
“Sizin ‘Korku gibi’ başlıklı yazınızı okudum ve utanarak söylüyorum ki o korkanlardan biri de benim.
Bu nedenle adımı vermiyorum. Başıma bir şey gelmesinden korkuyorum. Umarım anlayışla karşılarsınız.
Milyonlarca Suriyeli erkeğin ülkemizde sefa sürmesi, birçoğunun işyerlerinde çalışıp kendilerine yeni hayat kurması, onların yerine bizim gidip Suriye’de ölmemiz Allah’tan reva mı?
Gençlerimiz neden Suriyelilerin kaçtığı Suriye’de savaşıyor? Neden sağlığı, gücü kuvveti yerinde olduğu halde vatanından kaçan milyonlarca Suriyeli ülkemde gerine gerine benim gencimin tabutuna bakıyor?
DAEŞ (IŞİD) sadece bize mi terörist?
Nerede diğer ülkelerin askerleri? Nerede Birleşmiş Milletler’in piyadesi, tankı?
Neden biz ölüyoruz?
Genelkurmay diyor ki, şu kadar terörist öldürdük, şu kadar IŞİD’liyi yok ettik. Bana ne? Ben kendi şehitlerime bakarım, onlara ağlarım!
Bizler Suriyeli, Iraklı için mi öleceğiz?
Yaşanan olayları ben kızgınlık ve acı içinde izliyorum.
Ülkemize bir saldırı olsa hep beraber vuruşalım, canımız feda olsun...
Hayatımız neden kişisel arzu, ihtiras ve ideolojik düşünceler yüzünden heba oluyor? Neden?”
* * *
Okurlardan gelen mektup ve mesajlar ana fikir olarak genellikle bu mealde...
Ben onları ikna edecek bir cevap veremiyorum. Bunu halka anlatmak, savaşın gerekliliğine inandırmak, bizi Ortadoğu bataklığına süren siyasilerin görevidir.
Evet, vatandaş merak ediyor.
Yetkili kişilerin çıkıp eveleyip gevelemeden millete “Suriye’de neden savaştığımızı”, sebeplerini ve muhtemel sonuçlarını inandırıcı bir biçimde anlatmaları gerekiyor.
“Sınırlar değişecek!”
Suriye’de çarpışan kahraman Mehmetçik, El Bab kasabasının önemli bir bölümünü ele geçirdi ama IŞİD militanları hâlâ direniyor ve bölgeyi terk etmiyor.
Terör çetesi, zaman zaman bomba yüklü araçlarla intihar saldırıları yaparak askerlerimizi püskürtmek istiyor ama başaramıyor.
Peki, Türk Silahlı Kuvvetleri, bölgede düşmanı silindir gibi ezip geçmesi gerekirken neden böyle zorlanıyor?
Koskoca ordunun tüm gücü bu kadar mı? Değil tabii ki...
O halde Suriye’ye yeterli kuvvet göndermemişiz demektir.
Bu durunu, eski dönemin bakanlarından ve CHP eski milletvekili Ali Topuz, HalkTV’de yapılan bir programda dile getirerek:
“Niye El Bab’a daha büyük bir güçle gitmiyoruz?” diye sordu.
Türk Ordusu, IŞİD militanları karşısında zorlanacak bir ordu mu? Neden ufak birliklerle IŞİD üzerine gidip, bazı askerlerimizi onların eline esir düşürüyoruz?
* * *
Aynı programda, Büyük Atatürk’ün, “Dış politikada başarılı olmanın yolu, iç politikada birliği sağlamaktır” dediğini hatırlatan eski bakanlardan ve CHP milletvekili Alev Coşkun, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Birlik” denilince herkesin kendisiyle aynı görüşte olmasını istediğini, bu nedenle ülke insanlarının kutuplaştığını belirterek şu önemli hatırlatmayı yaptı:
“Amerika’nın Dışişleri eski Bakanı Condeleezza Rice açıkça ‘Ortadoğu’da 22 devletin sınırları değişecek’ demişti. Bugün yaşanan savaşların nedeni budur. Batılıların hedefi Ortadoğu’da ülkelerin sınırlarını yeniden çizmektir. Bunu unutmamak gerekiyor.”
Alev Coşkun bu hatırlatmayı neden yaptı?
Sınırları değiştirilmek istenen ülkeler arasında Türkiye de var da ondan!
Emperyalist devletler, gözlerini topraklarımıza dikmiş bulunuyor. Kısır koltuk çekişmelerini bırakarak artık kendimize gelelim!
GÜNÜN SÖZÜ
Hep oturursan, sürekli
kaybedersin. Sadece tavuklar
oturarak başarıya ulaşır!
