Opera ismi, film başlığı gibi oldu. Netleştireyim: MİT başkanının üstün gayreti ile İmralı’da Apo’ya yazdırılan ve adına “barışın yol haritası” konulan mektup Amed (Diyarbakır) Newrozuna (yeni gün) yetiştirildi.
Türkçe okundu.
Heyecan yaratmadı.
Kürtçe okundu.
Meydan yıkıldı.
25 ayrı toplanma merkezinde dalga dalga birikmiş mutlu mesut halay çekip oynayanları Amed Belediyesi’nin 37 otobüsle taşıması,  şehrin otellerinde yer kalmadığı için 500 eve yerleştirilen batıdan gelmiş değerli konukların “barış ve özgürlük isteyen” seçkin fikirlerinin kulaktan kulağa yayılması, akreditasyon yaptırmış 730 gazetecinin yazı, haber, canlı yayın yetiştirmek için koşuşturması, nevruz ateşine atılan 15 ton odun ile 500 litre mazotun yükselttiği alevlerin arkasında Saray’dan “çözüm kaçırma” ile Saray’ın “kaçırılmakta olan çözüme taş koyma”  sinsi, ikiyüzlü çekişmesi birlikteydi.
Saraylar itişiyor.
Külliyeler kapışıyor.
Nevruz ateşi yanıyor.

* * *

Beştepe’de bir Saray!
Saray’da oturan Cumhurbaşkanı; “Çözümün sahibi benim” diyor.
Çankaya’da bir Köşk!
Çankaya’da bir saray sayılır. Çankaya’yı ofis yapmış Başbakan; “Süreci çözüm zaferiyle taçlandırmanın sahibi ben olacağım” diyen adımlar atıyor.
İmralı’da bir külliye!
16 yıldır İmralı’daki hapishane külliyesinde ağırlanan ve Kürt Halk Önderi yapılmış Apo da; “Kimse bize bir şey vermeyecek. Biz Türkiye’ye çözüm, Ortadoğu halklarına barış ve özgürlük hediye edeceğiz” diyor.
Kandil’de bir Kürdiye!
Kandil’deki PKK Karargahı da ABD desteğiyle inşa edilmiş bir Kürdiye sayılır. Kandil’de Kürdiye liderleri de “Çözüm bizim namlumuzun ucundadır” diyorlar.
Çözümün 4 köşesi.
Saray ve Köşk!
Külleye ve Kürdiye!
Çözüm 4 köşe içinde çırpınıyor (!) Zafer kime yazılacak?
Bütün kavga bu!

* * *

Bütün kavga “çözüme sahiplenme” üzerine olduğu için Çankaya’yı ofis yapmış Başbakan’ın, İmralı Külliyesi’ndeki halk önderi ile “10 maddelik müzakere metni” üstünde anlaştığını açıklaması Saray’da oturanı çileden çıkardı. Çözümü kaçırmak için Meclis’e kapılansın diye kandırılmış MİT başkanını korkutup geri çeviren Saray’daki Cumhurbaşkanı, “bunlar 2 maymunu oynuyorlar ya...” diye haykırarak; sürecin şerefli meyvesini kimseye yedirmeyeceğini açıkça ilan etti.  Ayrıca Çankaya’daki Başbakan ile İmralı’daki külliye önderinin aralarında anlaşarak “İzleme Heyeti” kurma girişimlerine; “Bunlar yine roman yazacaklar... Ben olumlu bakmıyorum...” diye kükredi. Bu kükremeye anında cevap Saray sahibinin eski siyasi ortağı Bülent Arınç‘dan “Ülkeyi yöneten (çözüm sürecinin sahibi) hükümettir... Sen karışma...” diye geldi. Bülent Arınç, rüzgarın kuvvetli estiği yöne döndü.
Çatlama derinleşti.

* * *

Özetle!
Dün yapılan Amed Newrozunda  İmralı Külliyesi’nin mektubu; “Saray’dan çözüm kaçıranlara karşı Sarayın sürece taş koyma” müziği eşliğinde gerçekleşti.  Nevruz mektubunda; “PKK silahı bıraksın, silahlı mücadeleden vaz geçsin” diye bir istek, arzu, öneri, tembih, telkin olmadı.

Zalime kamçı!

Cumhurbaşkanı’nın “Yanlış yönlendirildik. Aldatıldık...” sözüne en soylu cevap rahmetli Kuddusi Okkır’ın eşi Sabriye Okkır‘dan geldi. Kuddusi Okkır, Egrenekon Davası’nda “örgütün kasası” diye suçlanmış, tutuklandıktan bir yıl sonra hapisteyken öldüğünde beş parasız olduğu ortaya çıkmıştı. Sabriye Okkır, “Aldatıldık demekle olmuyor. Ben 7 yıldır özür bekliyorum” dedi. Zalime kamçı vuran haykırıştı.