Niye bu kadar öfkeliyiz?

Psikolog Alanur Özalp, mesleğinin en iyi isimlerinden biri... Her ne kadar kendisi cinsellikle, vajinismus tedavisiyle, erken evliliklerden doğan sorunlarla daha çok meşgul ise de ben ona daha çok hayattan bıkmış hiçbir şeyden zevk almayan hastalarımı yolluyorum. Kendisi Ekonomi TV’de “Başarılı Kişiler, Başarılı Öyküler” adlı bir program yapıyor. Sağolsun, geçen gün davet etti, programına konuk oldum.



Çıkışta da onu yemeğe davet ettim. Alanur Hanım da benim gibi sokak lezzetlerini çok sevdiğinden Akatlar’daki DİRTY HANDS adlı lokantaya götürdüm. Dirty Hands yani Türkçe karşılığı Kirli Eller, haziran ayından bu yana sokak lezzetlerini en rafine şekliyle sunuyor.

İlk olarak ekşi maya hamuruyla yapılan sandviç ekmeklerden yapılan Bao söyledik. Bao, neredeyse pamuk kıvamında yumuşacık beyaz ekmekler, içine ağır ateşte pişmiş dana yanağı, lahana salatası ve kaşık salata konmuştu. Hem ekmek, hem de içindeki dana yanağı çok lezzetliydi. Bir porsiyonda üç adet vardı, birer tanesini yedikten sonra üçüncüyü ortadan ikiye böldürdük. O yarımları da afiyetle yedik...

Mutlaka tedavi edilmeli ama...



İkinci yemeklerimiz gelinceye kadar biz koyu sohbete koyulmuştuk. Sordum Alanur Hanım’a, “Biz niye bu kadar öfkeli, saldırmaya hazır bir toplum olduk, herkes neredeyse bir kavga çıksa, diye bakıyor...”
Alanur Hanım, geleceğini tam olarak göremeyen toplumların her zaman öncelikle kendileri düşündüğünü, bunun sonucunda kendini başkalarına karşı kapattığını, kendini korumak için sürekli öfkeyle dolaştığını anlattı. Aslında toplumun çoğuna öfke tedavisi gerekliydi ama bundan önce kişilerin geleceğinin güven altında olması şarttı.



İkinci yemeğimiz bir Meksika klasiği olan tako idi. Takonun içine salata ve kokoreç koymuşlardı. Dışarıda kokoreç yiyemeyen ama yemek de isteyenler için çok güzel bir seçenekti. Bir lokmada yutuverdik takoları, içindeki kokoreçin zevkine vararak.



Biz sohbete devam ediyorduk bir yandan... İnsanların bencilleşmesi de güvensizliğin bir sonucu. Güvensizlik öncelikle kendini kurtarmayı, diğerlerini boşvermeyi getiriyor. Sürekli gergin olmak, sadece ilişkileri değil, insan sağlığını da etkiliyor. Yani sürekli gergin biriysek hastalanmamak için psikoloğa gitmemiz gerek...



Ne depresyon kaldı, ne anksiyete

Ben hem Alanur Hanım’la oturduğumdan hem de yemeklerden oldukça gevşiyorum. Üçüncü olarak karamelize soğanlı sosis sandviç, Amerikalılar’ın deyişiyle hot dog geliyor. “Sosis yemek kanser yapar” diyorlar ama bu lezzette bir sosis sizi daha sağlıklı hale getirir. Sözde sadece sosisi yiyip sandviçi bırakacaktım ancak sandviç ekmeği de o kadar lezzetli ki ekmeği de yiyorum.
Sonra kızlarımızdan ve onların geleceğinden söz ediyoruz. Keşke onlara daha güvenli bir ülke sunabilseydik, inşallah her şey yakın zamanda toparlanır diye umut ederek yine Meksikalılar’ın tulumbaya benzer tatlısı Churros ile ağzımızı tatlandırıyoruz. Churroslar bergamut aromalı çay katılmış süt reçeli eşliğinde sunuluyor. Tam bir psikolojik tedavi, bendenizde ne depresyon, ne anksiyete, keyiften uçuyorum.
Dirty Hands lokantasını ikimiz de çok beğeniyoruz, sokak lezzetleri çok güzel yorumlanmış, çok lezzetli hale getirilmiş. Ama fiyatlar sokağın kat kat üzerinde iki kişi 120 lira veriyoruz. Kesin tekrar geliriz, ama çok sık değil...