Yaşamı 1946 yılında, Diyarbakır’ın yoksul semtlerinden olan Ali Paşa Mahallesi’ndeki toprak damlı, taş evlerin birinde başladı.

Henüz altı yaşında iken babasını kaybetti.

Tüm kardeşleri ile birlikte artık yetimdi.

Elektriğin olmadığı bu küçük evde tüm aile barınmak zorundaydı.

Dönemin koşulları çok zordu.

Evlerin ve öğrencilerin en büyük lüksü, yakıtını bulabildikleri sürece fitilli gaz lambalarıyla aydınlanmaktı.

O semtlerin yoksul insanları için gazyağı ile dolu bir gaz lambasını duvarda asılı görmek, büyük mutluluktu.

★★★

Yazım yeteneği vardı. “Verem Haftası” konulu kompozisyon yarışmasında Türkiye üçüncüsü oldu.

Yaklaşık 70 yıl önce, imkansızın hakim olduğu bir coğrafyada ilkokulu başarıyla bitirdi.

Eğitiminin devamını getirmek için ekonomik destek almak zorundaydı. Ama kimden, nasıl alacaktı bu desteği?..

Şansa bakın ki yanında, başarısını yakından izleyen ve ondaki cevheri keşfeden başöğretmeni Nuri Araz vardı.

O yıllar, insana dokunulan yıllardı...

Başöğretmen, öğrencisini Darüşşafaka sınavına yönlendirdi. Çocuğun başvuru için gerekli posta pulu masraflarını cebinden karşıladı.

★★★

Diyarbakır’da yapılan yazılı sınavı kazanmış, sıra İstanbul’daki sözlüye gelmişti.

Yüce gönüllü başöğretmen, evdeki köstekli saati onun için sattı. O parayla üçüncü mevki tren bileti aldığı gibi, cebine harçlığını da koydu.

Yolculuk üç gün iki gece sürdü. Çocuk, Haydarpaşa’da trenden inip, yabancısı olduğu koca kentte sınavın yapılacağı Darüşşafaka’ya zorlukla ulaştı. Neyse ki taşradan sınav için gelen öğrencilere okulda barınma ve konaklama hizmeti de verilmekteydi.

★★★

Sözlü sınavı da başarıyla geçti.

Hayatının maratonu başlamıştı.

Darüşşafaka Lisesi fen bölümünü birincilikle bitirdi.

İlkokuldaki öğretmenleri lise öğrenimi boyunca ilgilenip maddi, manevi desteklerini sürdürdüler.

Darüşşafaka’nın ardından Robert Kolej Yüksek Okulu’ndan da mezun oldu.

Artık kimya mühendisiydi.

★★★

Merhum iş insanı Vehbi Koç’un kurduğu Türk Eğitim Vakfı’ndan (TEV) aldığı bursla, ABD’de Syracuse Üniversitesi’nde yüksek lisansını tamamladı.

İlk işe başladığı Bozkurt Mensucat A.Ş Planlama Müdürlüğünden, Enerji Ticaret ve İnşaat Grubu Başkan Yardımcılığına kadar giden uzun bir yolculuktu bu.

Tüketim Grubu Başkan Yardımcılığı sırasında, yeniden yapılandırma çalışmalarına olağanüstü katkılar sağladı.

32 yıl süren bu uzun yolculuğun 2003 yılında emeklilikle biteceğini sananlar yanılacaktı!..

★★★

Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin en kritik döneminde İktisadi Kalkınma Vakfı’nın iki dönem başkanlığını yaptı, değerli kazanımlar için yoğun emek harcadı.
Yetiştiği yuvayı da unutmadı ve Darüşşafakalılar Derneği Yönetim Kurulu Başkanlığını üstlendi.

;Koç-Yönder başkanı oldu.

ABD’deki Türk Derneklerinin çatı örgütü olan ATAA’nın Mütevelli Heyetine seçildi.

Türk Eğitim Vakfı ve Darüşşafaka Cemiyeti’nde üç dönem yönetim kurulu üyeliğinde bulundu.

Yaşar Kemal Vakfı’nın da kurucu üyelerindendi.

★★★

“Kütüphaneler büyüleyici yerlerdir” der, Umberto Eco. Ne kadar da haklı.

Sur içinde, Mardin Kapı Yolu üzerinde, Şair Sırrı Hanım Sokakta, Salos Mescidi’nin arkasında bir kütüphane vardı. Adı; “Davut Ökütçü Çocuk Kütüphanesi” idi.

Burası 2007’den 2015 yılına kadar kütüphane hizmetinin yanında, ilkokul ana sınıfı ile beceri ve dil kurslarına da ev sahipliği yapmıştı.

Ne yazık ki 2015’teki hendek olaylarında yıkıldı.

Mimarisiyle bölgenin tüm özelliklerini taşıyordu.

Davut Ökütçü’nün maddi manevi çok büyük emeği vardı.

Bu, elinde tahta valizi, üçüncü mevki trenle İstanbul’a giden 12 yaşındaki çocuğun o yolculukta kurduğu hayaldi. Gerçekleştirdiğinde dünyalar onun olmuştu.

Harabeye döndüğünde yanındaydım. Yüreğinin derinliklerindeki acıya ve kedere gözlerim buğulanarak tanık oldum. O da dokunsam ağlayacak gibiydi.

Şu anda restorasyon çalışmalarının bittiğini biliyor, açılışını heyecanla bekliyor.

★★★

Değerli okurum Kemal Yalnız’dan dinlediğim bu müthiş öykü aslında bir öğretmenin başarısıydı. Eğer Nuri Araz başöğretmen, öğrencisinin zeka ışıltılarını fark edip ona yol göstermeseydi ben de bunları size aktaramazdım.

Ve ne ilginçtir ki; 16 Nisan 1985 günü, TRT Televizyonu için hazırladığım “İşte Hayatınız” programımın konuğu, ülkemizde ticaret ve sanayileşmenin öncüsü merhum iş insanı Vehbi Koç’tu.

Vehbi Bey’e TEV ile ilgili soru sorduğumda;

“İşte yetiştirdiğimiz başarılı iş insanları” diyerek davet ettiği kişilerden biri de Davut Ökütçü’ydü...

★★★

İnanıyorum ki öğrencisini sınava sokarken pul parasını cebinden ödeyen, İstanbul’a gidebilmesi için köstekli saatini satan Nuri Araz başöğretmene benzer nice Cumhuriyet öğretmenimiz vardır.

Yaşayanların ellerinden öpüyor, aramızdan ayrılanları minnet ve rahmetle anıyorum...

Ruhları şad olsun...