Millet İttifakı’nın Genel Başkanları Sayın Babacan’ın ev sahipliğinde ikinci kez bir araya geldi…

Bu bir araya gelişler, parlamenter sistemin geleceği açısından son derece önemli. AKP, millet ittifakının önünü  kesmek ve ittifakı dağıtmak için yeni seçim tasarısını Meclis’e sundu. Millet ittifakı bu tasarıya karşı, ‘Koşullar ne olursa olsun, ittifak yoluna devam edecektir’ diyerek kesin tavırlarını ortaya koydu. Bu mesaj, değişim isteyen kesim için çok önemli idi.

Toplum içinde, Demokratik parlamenter sistemden yana olan tüm kesimler ittifaka büyük umutlarla bağlılıklarını dile getirmekle kalmayıp, bir an önce bu yönetimden kurtulma gerçeğini her durumda dile getiriyorlar.

Bu masada umut ediyorum ki; diğer muhalefet  parti liderlerinin de, kısa sürede yerlerini almaları ile ittifak daha da güçlenecektir. Bu güç yapılacak ilk seçimde Cumhuriyet’in 100. yılında, kuruluş ilkelerine dönmüş, güçlü bir TÜRKİYE olarak ulaşacak ve uygar Dünyada yeniden özgün yerini alacaktır.

Bu toplantılar devam ederken bazı konuların gözden kaçtığı ittifaka yürekten bağlı kesimler tarafından dile getirilmekte... Özellikle dikkat çekilen konuları kısaca dillendirirsek;

- İlk toplantı ülke çapında büyük heyecan yaratıp Türkiye’nin bir numaralı gündemine oturmasına karşın, son toplantıda heyecan olmadığı gibi Türkiye gündeminde de alt sıralara düştü.

- Ayda bir toplanma ile umut yaratılamadı, toplantı sonunda yayınlanan bildiri de yeterince heyecan yaratmadı.

⁃ Liderlerin, tek başlarına halk buluşmalarında yarattıkları heyecanı bir arada buluşmalarda yaşanmadı.
⁃ İttifak liderlerinin birlikteliği, sanki ucundan tutar gibi bir görüntü verdi.

⁃ Yaptıkları her toplantıda, konular dile getirildi ama içi tam anlamı ile doldurulamadı.

⁃ Bu toplantılarda sanki parlamenter sisteme geçilmiş gibi yol haritası hesaplarının yapılması.

⁃ Şu anda ekonomik yangın var. Toplumda, ittifak nelerle uğraşıyor gibi bir algı var, somut önerilerle ekonomiye güçlü vurgu yapılamadı.

⁃ Bu ittifak partilerin istemesi ile değil de, sanki halkın baskısı ile bir araya gelmiş gibi bir görüntü verdi. Her defasında, umutları daha ileri taşıyarak büyük HEYECAN yaratılamadı!!

Özü şu; Biz gerçekten parlamenter Demokrasiyi istiyorsak; İLK  SIRADA ÜLKE - İKİNCİ SIRADA PARTİ diyerek yola çıkmalıyız. Eğer şunu yaparsam seçmen ne der, bunu yaparsam ne der, partiye zarar gelir mi diye düşünerek yola çıkarsak yarı yolda kalırız. Büyükşehir seçimlerindeki gibi heyecanın pik yaptığı birliktelikler yaratıp UMUTLAR yeşertilmeli.

Millet ittifakının Değerli Liderleri; bir konuya dikkatinizi çekmek isterim. Sizler büyük emeklerle bu ittifakı oluşturdunuz. Ancak, büyük umutlarla yola çıkıp parlamenter sisteme dönüşün sağlanacağı bu yolculuğu üzülerek söylemeliyim ki, parti tabanlarınız ve örgütlerinize yeterince anlatamamışsınız!!!

Neden mi?

Metropol araştırma şirketinin yaptığı araştırmada, taban ve örgütün yüzde 43’ünün bu toplantılardan haberi olmadığı belirtiliyor. Doğrusu bu çok soru işaretleri yaratıyor. Demek ki, toplantılarda güçlü gündemler oluşturulamıyor ve yeterli heyecan yaratılamıyor.

Bir konuya daha dikkat çekmek istiyorum!

İttifak parti genel başkanları ve yöneticiler, konuştuklarına ve eylemlerine son derece özen göstermeliler. Öyle ki, gereksiz söylemler ve eylemler diğer parti üyelerinde hoşnutsuzluk yaratabileceği unutulmamalı. CHP’nin Antalya toplantısında Sayın Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı konusu gündeme getirildi ve katılımcılar ayakta dakikalarca alkışladılar. Peki diğer ortak taraftarları bu konuda neler düşündüler?

Bir yurttaş olarak artık miadı dolmuş bu iktidarın yapılacak baskın, erken veya zamanında yapılacak bir seçimle gönderilmelidir. Eğer ittifak hata yapmazsa, seçmen ezici çoğunlukla bu iktidarı gönderecek. Ezici çoğunluk, Cumhur ittifakının tüm tuzaklarını boşa çıkaracaktır.

Diyanet Akademisi kurulması ile ilgili yasaya, CHP ve İyi partili bazı milletvekillerinin verdikleri oylar için ?. O beyleri avuçlarım patlayıncaya kadar alkışlıyorum.

SON SÖZ: Kasaplar kavga ederken, koyunların taraf tutması koyunların kaderini asla değiştirmez. ANONİM