Saldırgan tarafından bıçaklanarak öldürülen polis memurunun 48 yaşındaki PC Keith Palmer olduğu açıklandı.
Olay sırasında Parlamento'da bulunan ve sivil polisler tarafından bir otomobille bölgeden uzaklaştırılan Başbakan Theresa May, olağanüstü güvenlik zirvesinin (Kobra) ardından Başbakanlık Konutu dışında açıklamalarda bulundu.
"Hastalıklı ve ahlakdışı" olarak nitelendirdiği eylemin "özgürlük, demokrasi ve ifade özgürlüğü" değerlerine saldırı olduğunu belirten May, "Böylesi saldırılar başarısız olmaya mahkûmdur" dedi.
May, "Yarın (Perşembe günü) parlamento her zamanki gibi toplanacak. Londralılar her zamanki gibi hayatlarına normal bir şekilde devam edecek. Bu sokaklarda yürüyecekler, hayatlarını normal bir şekilde yaşayacaklar. Hiçbir zaman teröre teslim olmayacağız, kötülüğün ve nefretin seslerinin bizi ayırmasına izin vermeyeceğiz" dedi.
May bugün Parlamento'ya hitaben yaptığı konuşmada ise, saldırganın MI5 tarafından radikalizm şüphesiyle daha önce soruşturulan bir Britanya vatandaşı olduğunu söyledi. May, saldırgan hakkında "uç bir kişilik" ifadesini kullandı.
May polis soruşturması nedeniyle çok fazla detaya giremeyeceğini belirterek, yaralılar arasında 12 İngiltere, 3 Fransa, 2 Romanya ve Yunanistan ile dört Güney Kore ve birer Almanya, Çin, İrlanda, İtalya vatandaşı olduğunu belirtti.
Saldırı sırasında milletvekilleri Avam Kamarası'nda oturumdaydı ve işsizlik maaşı reformuyla ilgili görüşmenin ardından oylamaya geçilmişti.
Metropolitan Polisi Terörle Mücadele Departmanı'ndan Mark Rowley, dün "saldırganın kim olduğunu bildiklerini ve saldırının uluslararası ve İslamcı terörle bağlantılı olduğunu düşündüklerini açıkladı. Rowley polis memuru Palmer için oldukça duygusal bir konuşma yaptı: "Bugün mesaisi bitince evine döneceğini düşünerek işe gelen biriydi."
İngiliz medyasına yansıyan haberlere göre; kardeşini 2002'da Bali'de yaşanan terör saldırısında kaybeden Dışişleri Bakan Yardımcısı Tobias Ellwood, Palmer'ı hayata döndürmek için suni teneffüs yaptı.
İngiliz The Daily Mail gazetesinin yayınladığı görüntülere, yayaların arasına dalan araçtan kurtulmaya çalışan bir kişinin kendini Thames Nehri'ne attığı yansıyor. Üç kişinin feci şekilde can verdiği köprüden atlayan kadının mucize eseri sağ kurtulduğu belirtildi.
Londra'nın en turistik bölgeleri arasında başı çeken Westminster Köprüsü üzerindeki saldırıda yaralananlar arasında yabancılar da bulunuyor.
İngiliz Daily Mail gazetesinin haberine göre; yaşları 15 ve 16 olan üç Fransız öğrenci ile Güney Kore ve Romanya'dan turistler de saldırıdan ağır yaralı olarak kurtuldu.
Güney Kore resmi haber ajansı Yonhap, yaralanan Kore vatandaşının 67 yaşında, Park soyadlı bir kadın olduğunu duyurdu. Kaçışan insanların yarattığı izdihamda kafasından yaralanan Park'ın, St. Mary Hastanesi'nde ameliyat edildiği öğrenildi.
Öte yandan İngiltere polisi, akşam saatlerinde Londra saldırısında kullanılan otomobilin kiralandığı düşünülen adrese baskın düzenledi. Sky News'ün haberine göre; polis baskın düzenlediği bir evde birkaç kişiyi gözaltına aldı.
LONDRA SALDIRISI SONRASI YAŞANAN SON GELİŞMELER
• Emniyet Müdürlüğü, "aksi yönde bir bilgi alınana dek" olayı "terör saldırısı" olarak değerlendirdiğini duyurdu.
• Londra sokaklarında 'güvenlik önlemi' olarak daha fazla silahsız ve silahlı polis görev yapacak.
• Başbakan May, terör tehdidi seviyesinin "yüksek ihtimal" anlamına gelen ikinci seviyede tutulacağını açıkladı.
• Bölgedeki Westminster metro durağı kapatıldı.
• İçişleri Bakanı Amber Rudd, halka itidal çağrısında bulundu, insanlardan şüpheli gördükleri her şeyle ilgili polise ihbarda bulunmalarını istedi.
MÜSLÜMAN BELEDİYE BAŞKANI'NDAN MESAJ
Londra'nın Müslüman Belediye Başkanı Sadiq Khan, "Mesajın bize zarar vermek ve hayat tarzımızı ortadan kaldırmaya çalışanlara: Başarılı olamayacaksınız, bizi bölemeyeceksiniz, teröristler bizi sindiremeyecek" dedi.
ABD Başkanı Donald Trump'ın oğlu Donald Trump Jr, İngiltere'yi kana bulayan terör saldırılarının ardından Sadiq Khan'ı Twitter üzerinden eleştirdi.
Khan’ın teröre karşı tetikte olma gerekliliğini vurguladığı açıklamasını içeren 22 Eylül tarihli The Independent haberini paylaşan oğul Trump, tweet’inde şu ifadeler yer verdi: “Benimle dalga geçiyorsun. Londra Belediye Başkanı Sadiq Khan, terör saldırıları büyük şehirde yaşamanın bir parçası diyor.”
Sadiq Khan, The Evening Standart gazetesinin internet sitesinde yayınlanan konuşmasında, bu ifadenin “terörü normalleştiren bir açıklama olmadığını” şöyle aktarmıştı:
“Bu tetikte olmak, toplumlarla bağlantı halinde bir polis gücüne sahip olmak anlamına geliyor. Bu güvenlik güçlerinin hazır olması demek, bu ayrıca fikir ve en iyi pratiklerin teatisi anlamına geliyor.”
LİDERLERDEN TAZİYE YAĞDI
Dünyayı şoke eden saldırıların ardından liderlerden İngiltere'te taziye mesajı yağdı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Türkiye’nin Birleşik Krallık’ın acısını derinden hissettiğini ve paylaştığını vurgulamak istiyorum. Türkiye, uluslararası barış ve güvenliğe en büyük tehditlerden birini oluşturan terörizmle mücadelede dost ve müttefik Birleşik Krallık ile her zaman dayanışma içerisindedir" ifadelerini kullandı.
ABD Başkanı Donald Trump ise Başbakan Theresa May'i arayarak, başsağlığı dileklerini iletti ve İngiltere polisini kutladı. Trump, saldırının sorumlularını adalet önüne çıkarmak için Britanya hükümetiyle "tam işbirliği" sözü verdi.
Fransa'nın başkenti Paris'te TSİ ile 02:00 sularında Eyfel Kulesi'nin ışıkları söndürüldü. Cumhurbaşkanı François Hollande, İngiltere halkıyla dayanışma duygularını ifade ederken, "Terörizm hepimizi kaygılandırıyor ve Fransa bugün İngiliz halkının ne çektiğini biliyor" dedi.
Almanya lideri Angela Merkel, "Düşüncelerim Britanyalı dostlarımızla ve tüm Londra halkıyla" dedi. Merkel, "Almanya'nın ve Alman halkının terörün tüm biçimlerne karşı Britanya'yla dayanışma halinde olduğunu" vurguladı.
İngiltere'deki gazetelerin manşeti, dünya ülkeyi sarsan terör saldırılarına ayrıldı. Gazeteler, "Yetkinin Kalbinde Terör", "Westminster'a Saldırı", "Demokrasiye Saldırı" gibi manşetler attı.
Westminster'da korkunç saldırılar yaşarken, İngiltere'nin en popüler turistik mekanlarından biri olan London Eye'da yüzlerce insan mahsur kaldı.
135 metreyle Avrupa'nın en yüksek dönme dolabı olan London Eye'da bulunanlar, yaklaşık 3 saat boyunca aşağıda yaşananlara tanık oldu.
Güvenlik nedeniyle dönme dolaptan inmelerine izin verilmeyen turistler, durum kontrol altına alındıktan sonra polis tarafından sorgulandı.
Dönme dolapta en az 50 çocuk bulunduğu da İngiliz medyasında yer alan haberler arasında...
Ailesiyle birlikte tatil için Londra'ya giden ABD'li Jack Hutchinson (16), "Yerde yatan üç kişi, beş sedye ve pek çok polis gördüm. Çok korktum" dedi.