Her zaman söylediğimiz yerden giriş yapmak doğru olacak; bizim çok iyi bir jenerasyonumuz var. İçi boş bir söylem değil bu. Bu turnuvanın gruptan çıkan en genç takımı olmak bana gurur veriyor. Bunu artık bağırarak söylemek yanlış değil. Müthiş iş başardık. Bu genç takım bize bazı hayaller kurduruyordu ve onun ilk adımını çok şükür attık.

Portekiz maçından sonra eski kötü rüyalarımıza epeyce daldık ama tünelin sonundaki o güzel ışık bizi gruptan çıkardı. Çekya bizim rakibimiz değildi. Bizim rakibimiz psikolojiydi. 

KIRMIZI KARTIN ETKİSİ

Çünkü Çeklerin hücum kapasitesi bizim yarımız bile değil. Duran top ve yüksek toplarda ise bizden 2 gömlek üstte bir takım. Zaten ilk 2 maçını da bu organizasyon dahilinde oynadılar. Turnuvanın boy ortalaması en yüksek takımı olunca kenar ortalarınız da en büyük silahınız oluyor. Eksik kalsalar bile o silahla vurdular bizi.   

Bölgeler arası bağlantımız fena değildi maç başı ama Çekya'nın kırmızı kartı bizi psikolojik olarak epey rahatlattı. Zaten o dakikaya kadar topa sahip olmak için oynuyorduk ama rakip de iyi direniyordu. 

Kırmızıdan sonra Çekler iyice geriye yaslanınca takım boyumuz kısaldı ve pozisyonumuzu daha öne taşıma şansı yakaladık. Çekler çok akıllıca davranarak bizim de eksik kalmamız için fırsat kollamaya başladı ki; Kenan Yıldız üzerinden 2 pozisyonda ucuz yırttık. İlk yarı sonunda yıpranan taraf onlardı.

OYUN CENK'İ ÇAĞIRIYORDU

Tek sıkıntı rakip ceza alanı içinde topu buluşturacak oyuncu olmayışıydı. 4-6-0 rakip 10 kişi kalınca bize biraz körelme yaşattı. Oyun zaten net santrafor olarak Cenk'i çağırıyordu bana göre ama Çalhanoğlu golü gelince bir rahatlama yaşadık. Kaptan sonunda 'buradayım' dedi.

Barış Alper çok iyi bir kenar oyuncusu. Kusursuz bir gelişim. Zaten oralarda olunca maçı alıp taşıyor ama 1-0'ın konforunu yaşamak için önümüzde çok fazla süre vardı. Nitekim Çekya golü bulunca 10 dakika geçmeden Cenk'e sarıldık. Daha önce girmesi gerektiğini düşünenlerdenim. Forvetsiz oynamak çoğu zaman çok yoruyor bizi. 

Seviye gerçekten çok yüksek. Fiziken zaten zor bir rakibe karşı kazanmak için Cenk'ten daha tehditkar biri gelmiyordu aklıma. 

1 puan yetiyordu eyvallah ama kazanma duygusu çok başka. Cenk'in golünden sonra sahadaki o bütünleşme gelecek maça da tesir eder emin olun. 

Bizim bu yola devam etmeye ülke olarak çok büyük ihtiyacımız var. Milli duygulara yıllardır hasretiz. Gruptan çıkmak bizi kesmez. Avusturya zor ama en zor değil. Rüzgarı arkamıza almışken '2008 ruhu' sözde kalmasın. 

Türkiye bu büyük turnuvaların ezber bozanıdır. Biz o günleri yaşayan nesiliz. Biliriz. 16 sene sonra aynı yola girdik. Bize bu yolda tarihin gölgesi yeter.