Küresel piyasalar bir yandan ABD’deki gelişmeleri yakından izlerken, bir yandan da gelişen ülkelerdeki riskleri dikkatle takip ediyor. ABD merkezli finans ajansı Bloomberg’de yayınlanan habere göre, yatırım dünyası yeni bir terim kazandı: “Uzun siyasi Covid-19”. Yani, salgın geride kalsa da kaybedenlerin uzun süre politik sistemle çatışması önemli bir sıkıntı yaratacak.

Analize göre, Güney Afrika’da ekonomiyi tehdit eden protestoların ardından, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu birçok gelişmekte olan ülkede sosyal barışı etkileyebilecek yeni hareketlenmeler yaşanabilir. Büyük yatırım bankaları şimdiden müşterilerine “politik risklere dikkat edin” mesajı yollamaya başladı. Citigroup ve Deutsche Bank’ın yatırımcılara Güney Afrika Rand’ında kısa pozisyon önersine de yer verilen haberde, TL analizi de oldukça önemli bir yer kaplıyor.

Japon yatırım bankası SMBC Nikko Securities’ın gelişen ülkeler ekonomisti Kota Hirayama, rand satıp, TL almayı önerdi. Hirayama’ya göre Merkez Bankası’nın (TCMB) Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın daha düşük faiz çağrılarına direnmesi ve parasal duruşunu enflasyonda büyük bir düşüşe kadar sürdürme sözü, gelişmekte olan piyasalar içinde getirisi en yükseklerden biri olan Türk tahvillerini cazip kılıyor.


Güvenmeyen açığa satmayı öneriyor


Commerzbank’ın Londra kıdemli ekonomisti Tatha Ghose ise tam aksini düşünüyor. TL’nin rand karşısında haziran başından bu yana elde ettiği kazanımları ekim ayına kadar tersine çevireceğini, dolayısıyla ucuzlayan randa yatırım yapıp, değer kaybedecek TL’yi açığa satmayı öneriyor.

Sosyal huzursuzluk ikilem yaratıyor 


ABD’nin önde gelen bankalarından Bank of America birçok büyük gelişmekte olan ülkede önümüzdeki 3 sene içinde seçimlerin olmasını ve sosyo ekonomik koşulları kötüleştirmesini bekliyor. Bankanın analizinde ekonomik olarak desteğe ihtiyaç duyan ülkelerde enflasyonda yükseliş riski karşısında merkez bankalarının tutumunun önemli olacağı ifade ediliyor. Sosyal huzursuzluğun para politikası için ikilem yarattığını kaydeden ekonomistlere göre de bir yanda yükselen enflasyon frene basmayı gerektirirken, öte yandan artan yoksulluk daha fazla para basılmasını gerekli kılıyor.