Yargıtay, Anayasa Mahkemesi’nin Can Atalay kararı ile anayasayı ihlal ettiğini öne sürerek yüksek mahkemenin üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu. Yargıtay, Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi işlemlerinin başlaması için kararın bir örneğinin TBMM’ye gönderilmesine de karar verdi.

Karara tepki yağdı. Siyasetçiler sosyal medya hesabından kararı eleştirdi…

O paylaşımlardan bazıları şöyle:

CHP LİDERİ ÖZEL: YAŞANAN GELİŞMELER GÖRMEZDEN GELİNEMEZ

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Yargıtay'ın, Anayasa Mahkemesi’nin Can Atalay kararı ile anayasayı ihlal ettiğini öne sürerek yüksek mahkemenin üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasına tepki gösterdi.

Sosyal medya hesabından açıklama yapan Özel, "Bugün saat 21.00'de Grubumuzu yargıdaki son gelişmeler üzerine olağanüstü kapalı toplantıya çağırdım. Yaşanan gelişmeler hafife alınamaz, görmezden gelinemez. Bu, anayasayı ihlal suçunun ötesinde anayasal düzene karşı kalkışma girişimidir. Derhal bastırılmalıdır" dedi.

“BUNLAR YARGIÇ MÜSVEDDESİ BİLE OLAMAZLAR”

Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Ülkemizde anayasayı sadece Saray ihlal etmiyor, artık Sarayın yargıçları da anayasayı tanımaz hale geldi. Bu kararı ancak, yasaya uymayan, hukukun üstünlüğüne inanmayan ve vicdan sahibi olmayanlar alabilir. Bunlar yargıç müsveddesi bile olamazlar. Meslek onurunu koruyan, hukukun üstünlüğünü savunan ve vicdanını dinleyen AYM üyeleri tutuklanırsa şaşırmayacağım! Ayrıca… Yargıtay üyeleri önce, hiçbir kararın altında imzası olmayan bir kişiyi, Anayasa Mahkemesi üyesi yapmalarının utancını temizlesinler.”

"BUNUN ADI DARBEDİR"

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu: "Bunun adı darbedir. Yargıtay’ın Anayasa Mahkemesi kararını tanımayıp, üstüne hak ihlali kararı veren üyeler hakkında suç duyurusunda bulunmasının başka izahı olamaz. Bu karar demokrasiye ve hukuk devletine darbedir, asla kabul edilemez."

"DAHA BÜYÜK MALİYETLERE NEDEN OLACAK"

Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal: "AKP iktidarının iş bilmezliği ülkeyi ve Milleti onmaz bir sefalete, ekonomik bir krize sürükledi. Şimdi ise AKP'nin yargıdaki teşkilatlanması haline gelmiş Yargıtay, Anayasa Mahkemesinin kararını tanımayarak, bir de üstüne AYM'nin Can Atalay hakkındaki 'hak ihlali' kararını onayan üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunarak bir Anayasal krize neden oluyor. Yaşadığımız bu ekonomik sefalet elbet aşılır lakin sebep olduğunuz hukuki sefalet her alanda daha büyük maliyetlere neden olacaktır. Buradan Yargıtay Başkanına, üyelerine sesleniyorum; Bu devran döner, adalet işler elbet. Adaleti katledenler olarak hesabını vermek zorunda kalırsınız! Anlaşılıyor ki bir tek, iktidar mensupları ve talimatları karşısında iliklemek için düğme aradığınız cüppeleriniz değil vicdanınız, iktidara şirin görünmek için gözünüz de karaymış! Yalnızca nutuklarınıza konu ettiğiniz ama bir türlü anlamadığınız Fatih Sultan Mehmet ne diyor bakın; 'Aklı öldürürsen ahlak da ölür. Akıl ve ahlak öldüğünde millet bölünür. Kadı’yı satın aldığın gün adalet ölür. Adaleti öldürdüğün gün Devlet de ölür.'"

"HUKUKUN BİTTİĞİ YERDEYİZ"

Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce de Yargıtay'ın kararına sosyal medyadan tepki göstererek, "Sözün ve hukukun bittiği yerdeyiz" ifadelerini kullandı.

"YARGITAY ADİL YARGILAMA HAKKINI İHLAL ETMİŞTİR"

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ: "Türkiye bir devlet krizi yaşamaktadır: Yargıtay 3.Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi’nin Şerafettin Can Atalay hakkında aldığı karar ile Anayasayı ihlal ettiğini iddia ederek Yüksek Mahkeme’nin ihlal kararı veren üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmuştur. Aynı Daire, Anayasa Mahkemesi kararını yok sayarak, Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi için kendi kararını, uygulanmak üzere T.B.M.M.’ne göndermiştir.

* İlk olarak; her Türk vatandaşı, temel hak ve özgürlükler ile adil yargılanma ilkesinin ihlali gibi konularda, Anayasa Mahkemesi’ne ‘Bireysel Başvuru Hakkı’na sahiptir. Anayasamızın 153. Maddesinin son fıkrasına göre, “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar.” Bu bakımdan Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Anayasa Mahkemesi kararını tanımayıp, Ağır Ceza Mahkemesi’ne kendi kararını göndermesi açık bir Anayasa ihlalidir.

İlave olarak; sadece ihlal kararı veren Yüksek Mahkeme üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulması hukukun genel ilkeleri ve hakimlik teminatına aykırıdır. Bu haliyle anılan suç duyurusu tamamen hukuk dışıdır. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı dosyayı işleme koymadan derhal iade etmelidir. Aksi halde hak arama özgürlüğü kapsamındaki her ihlal kararı hakkında suç duyurusu yolu açılmış olacaktır. Sonuç olarak; 3. Ceza Dairesi yapmış olduğu suç duyurusu ile Anayasa Mahkemesi’ni tanımamış, Şerafettin Can ATALAY’ın hak arama özgürlüğü kapsamındaki adil yargılanma hakkını ihlal etmiş ve böylece kendilerine tevdii edilmiş yargı yetkisini Anayasa ve hukukun temel ilkelerine aykırı kullanmışlardır.

Ortada ciddi bir devlet krizi vardır. Bu krizin çözümü için, kuvvetler ayrılığı ilkesi kapsamında her merciin hukuka saygılı olması ve Anayasa Mahkemesi kararının esas alınması gerekmektedir. Anayasamızın savunması Giriş bölümünde bütün yurttaşlara bir görev olarak verilmiştir. Zafer Partisi, Anayasal düzene saygı duyan bütün siyasi partilere, barolara, üniversitelere ve yurttaşlarımıza Anayasamızı savunma görevini hatırlatmayı görev bilir.

"AÇIK BİR DARBE GİRİŞİMİ"

TİP Genel Başkanı Erkan Baş da sosyal medya hesabından bir açıklama yaparak TİP Merkez Yürütme Kurulu'nun olağanüstü toplanacağını duyurdu. Baş, "Yargıtay 3. Ceza Dairesinin, Anayasa’nın açık ve net hükmüne rağmen 'AYM kararına uyulmaması' kararı alması açıkça anayasayı çiğneme girişimidir. Herhangi bir makamın, 'Anayasa ve Anayasa Mahkemesi'ni tanımıyoruz' açıklaması yapması, üstelik Anayasaya ve yasalara uygun olarak aldıkları bir karar nedeniyle AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunması, yetmezmiş gibi bir de TBMM’ni tehdit etmesi açık bir darbe girişimidir! Tüm yurttaşlarımızı, tüm siyasi partileri bu paralel yargı darbesi girişimi karşısında ortak tavır almaya çağırıyorum. Merkez Yürütme Kurulumuz birazdan bu konu hakkında görüşmek üzere olağanüstü toplanacaktır" dedi.

ERDOĞAN'IN DANIŞMANI KARARI SAVUNDU

Cumhurbaşkanı Danışmanı Ayhan Ogan, Yargıtay'ın, çığ gibi tepkilerin neden olan ve "Demokrasiye, Anayasa darbe" olarak nitelendirilen kararını savundu. Sosyal medyasından paylaşım yapan Ogan, "Yargı hiyerarşisinde en üst yetkili mahkeme Yargıtay’dır. AYM yargısal aktivitede bulunamaz. Esas itibarıyla AYM kanunların anayasaya uygunluğunu şeklen denetleme yetkisi dışında yargı yetkisi yoktur" ifadelerini kullandı.

“ÜLKEM NE HALE GELDİ YAZIK”

Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Cemal Enginyurt: “Yargıtay, Can Atalay hakkında 'hak ihlali' kararı veren AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmuş. Yerinde bir karar(!) Anayasa Mahkemesi hemen kapatılsın(!) Anayasa Mahkemesi üyeleri tutuklansın(!) Hatta Guatemala'ya sürgüne gönderilsinler(!) Ülkem ne hale geldi yazık be!”

Cemal Enginyurt, Yargıtay kararı sonrası sosyal medyadan muhalefet partilerine çağrı yaparak, "CHP,İyi Parti, Demokrat Parti, Saadet Partisi, Deva, Zafer, Gelecek Partileri olarak hemen ,şimdi Yargıtay önünde toplanalım. Anayasa Mahkemesi üyeleri yargılansın demek, Türkiye'nin hukuk devleti anlayışına darbedir. Tepki göstermedikçe yarın hepimizi tutuklayacaklardır. Ses verelim" dedi.

AKP'DEN TEPKİ: YARGITAY'IN KARARI HUKUKİ DEĞİLDİR

AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, Yargıtay'ın, Anayasa Mahkemesi’nin Can Atalay kararı ile anayasayı ihlal ettiğini öne sürerek yüksek mahkemenin üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasına tepki gösterdi. Sosyal medyadan açıklama yapan Yazıcı, "Öyle olaylar olur ki, analiz yapmak için, konuşsan da konuşmasan da sorun olur. Hiç ve asla olmaması gereken öylesi bir olay yaşıyoruz. Yazık, çok yazık. Devleti oluşturan erkler, sorun çözümler. Asla sorun üretmez, üretemez. Birbirini çelmeleyemez" dedi.

AKP'li Şamil Tayyar, Yargıtay'ın, Anayasa Mahkemesi’nin Can Atalay kararı ile anayasayı ihlal ettiğini öne sürerek yüksek mahkemenin üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasını eleştirdi. Sosyal medya hesabından açıklama yapan Tayyar, "AYM’nin kararını eleştirmek/yanlış bulmak ayrı, karara uymamak ayrıdır. Eleştirebilir, yanlış bulabilirsiniz ama uymamazlık edemezsiniz. Anayasa hükmü açık, karar bağlayıcıdır. Yargıtay 3.Ceza Dairesi’nin AYM kararına ‘uymama’ iradesi, hukuki değildir. Kaldı ki AYM’nin benzer mahiyetteki Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Leyla Güven hakkındaki ‘hak ihlali’ kararına uyulmuştu. AYM üyeleri hakkındaki suç duyurusu ise garabettir. Yargı eliyle hortlatılan bu tür hukuk dışı uygulamalar askeri vesayet dönemini hatırlatıyor, çok üzücü" ifadelerini kullandı.

“HUKUKTA YENİ BİR ÇIĞIR”

Gelecek Partisi Sözcüsü Serkan Özcan: “Ülkenin Yargıtay’ı AYM üyelerine “verdikleri karar nedeniyle” suç duyurunda bulunuyor! Hukukta yeni bir çığır.”

"TARAFSIZLIĞI RAFA KALDIRMA GİRİŞİMİ"

İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu da Yargıtay'ın, Anayasa Mahkemesi’nin Can Atalay kararı ile anayasayı ihlal ettiğini öne sürerek yüksek mahkemenin üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasına tepki gösterdi. Sosyal medya hesabından yazılı bir açıklama yapan Zorlu, "100 yıllık Cumhuriyetimizde maalesef vahim bir hukuk skandalı daha yaşanmıştır. Yargıtay, Can Atalay hakkında hak ihlali veren Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmuştur. Oysa AYM kararları yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar. Yargıtay’ın AYM kararına uymaması hukuken izah edilemezken AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunması “Artık Türkiye’de hiçbir vatandaşın hukuk güvenliğinin kalmadığı” anlamına gelir. Ne yazık ki mahkemeler vasıtasıyla hak, hukuk, adalet tesis edilmediği gibi siyasi iktidar eliyle ülkenin adalet kalelerine darbe vurulmaktadır. Bu karar kuvvetler ayrılığı, hukukun üstünlüğü, mahkemelerin bağımsızlığı ve tarafsızlığını bir kez daha rafa kaldırma girişimidir. Bilinmelidir ki Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir ve devletin de mahkemelerin de meşruiyet kaynağı Anayasamızdır. İktidarın gücünü pekiştirmek için hukuku bir araç olarak kullanmasına, AYM’yi itibarsızlaştırmasına ve mahkemeler eliyle gövde gösterisinde bulunmasına izin vermeyeceğiz" dedi.

“SKANDAL”

İYİ Parti Teşkilat Başkanı Buğra Kavuncu: “Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin, AYM'nin Can Atalay kararına uyulmamasına ve AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulmasına yönelik kararı hukuk skandalıdır. Bu rezaletin en önemli sebebi de bu ucube sistemin yarattığı etkilerdir. Ülkemizdeki bütün kuvvetler hem kendi aralarında hem de kendi içlerinde birbirine girmiş durumda. Bunun adı devlet krizidir. Ciddiyetten ve devlet bilincinden uzaklaşmanın sonucu budur.”

“YAZIKLAR OLSUN”

İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanı Bilge Yılmaz, Yargıtay'ın, Anayasa Mahkemesi’nin Can Atalay kararı ile anayasayı ihlal ettiğini öne sürerek yüksek mahkemenin üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasına tepki gösterdi. Sosyal medyadan açıklama yapan Yılmaz, "Tarihimizde ilk defa Yargıtay, Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu. Anayasa Mahkemesi’ni fiilen ortadan kaldırma girişimi olan bu karar alenen anayasal bir suçtur, anayasal düzene karşı darbe girişimidir. Bu akşamki Yargıtay kararı, AK Parti iktidarının Cumhuriyet kurumlarını tek tek yok etmesinin doğal bir sonucudur ve ülkemize büyük bir maliyeti olacaktır. Herkes bilmelidir ki, Anayasa Mahkemesi sadece demokrasinin değil devletin de son kalesidir. Egemenliğin en önemli unsuru anayasa, vatandaşlığın anlamı ise anayasal haklardır. Bunu kaybetme, yıpratma lüksümüz yoktur. Siyaset kurumunun tüm aktörlerinin anayasal düzenin ve Anayasa Mahkemesi'nin arkasında durması gerekmektedir" dedi.

İYİ Parti İzmir Milletvekili Ümit Özlale: “Yuh! Bu hukuk rezaletinde payı olan herkese yazıklar olsun.”

"YARGI KRİZİ"

İYİ Parti Antalya Milletvekili Uğur Poyraz da Yargıtay'ın kararına sosyal medyadan tepki göstererek şu ifadeleri kullandı:

* Yargıtay 3. Ceza Dairesi Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında Anayasa Mahkemesi tarafından verilen karara uymamayı uygun görmüşmüşmüş!!! Türk hukuk tarihimize kara bir leke olarak geçecek olan aşağıdaki karar ile Anayasa Mahkemesi’nin Anayasamızın 153.maddesi ve 6216 sayılı kanun ile düzenlenmiş olan bireysel başvuru hakkını esas alarak mümkün olacak en kısa sürede verdiği karar, ilgili dairenin üyeleri tarafından uygulamaya değer görülmemiş ve 'uyulmamasına' denilerek Anayasa Mahkemesi’ni açıkça fonksiyonsuz kılma cüreti gösterilmiştir.

* Mesleki sorumluluk sahibi hiçbir hukukçunun buna rıza göstermesi mümkün değildir. Kanun ya da maddelerinin iptali için yapılan başvuruya ilişkin Anayasa Mahkemesi kararına biz yasama organı üyeleri olan milletvekilleri, iktidar, devlet uyarken Yargıtay ilgili ceza dairesinin böyle bir derdi olmadığı gibi bir de uygulanmamasına karar veriyor. Belli ki yerel mahkeme ile Yargıtay ilgili ceza dairesinin fikir-amaç şimdi de eylem birliği söz konusu. Yargıdaki yapılanmanın en çarpıcı örneklerinden biri ile karşı karşıyayız.

* Zira; aşağıdaki metin sadece bir karar değil bilinçli olarak çıkartılan yargı krizidir. O zaman aynı zamanda yüce divan sıfatına sahip Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında Yargıtay Başsavcısı iddianame düzenleyip, Yargıtay 3. Ceza Dairesi kendisini yargılamaya da yetkili görebilir. Gün gelir devran döner bu hukuk hepimize lazım. Yol olur efendiler yol olur" dedi.

“ASIL YETKİ AŞIMI YUAPAN YARGITAYDIR”

CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal: “Türk yargı tarihinde bir ilki yaşıyoruz! Yargıtay, Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında ‘hak ihlali’ kararına imza atan Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu. Yargıtay, Anayasa Mahkemesi’nin Anayasa’yı ihlal ettiğini ve yetkisini aştığını savundu. Yargıtay, böyle bir tespitte bulunamaz. Asıl yetki aşımı yapan Yargıtay’dır. Yargıtay eliyle yargıda kriz çıkarılmıştır.”

“YARGI ARTIK TÜRKİYE’DE SADECE BİR DİZİ ADI OLMUŞ”

İYİ Parti’li Mehmet Aslan: “Skandala bakın! Yargıtay, Anayasa mahkemesi üyeleri hakkında, verdikleri karara istinaden suç duyurusunda bulunuyor! Yargı artık Türkiye’de sadece bir dizi adı olmuş… Hukuk hepimize lazım, gün gelir size de lazım olur!”

"ANAYASAL DÜZENİ DEĞİŞTİRME TEŞEBBÜSÜ"

Türkiye Barolar Birliği, Yargıtay'ın, Anayasa Mahkemesi’nin Can Atalay kararı ile anayasayı ihlal ettiğini öne sürerek yüksek mahkemenin üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasına tepki göstererek yazılı bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Yargıtay 3. Ceza Dairesinin, Anayasa Mahkemesinin Ş. Can Atalay başvurusunda verdiği ihlal kararı üzerine bugün aldığı “uymama” ve Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulması şeklindeki kararı Anayasal düzeni değiştirme teşebbüsüdür.

Dairenin; Anayasa Mahkemesini âdeta terör örgütleriyle birlikte hareket etmekle suçlayan, milletin iradesi olan yüce Türkiye Büyük Millet Meclisini tedip etmeye çalışan, bir yargı makamının Türk Milleti adına verdiği karara yakışmayacak ifadeler kullanan kararı, hukukun üstünlüğü ilkesinin geçerli olduğu bir hukuk devleti için dönüm noktası niteliğindedir.

Bu karara imza atan Yargıtay üyeleri derhal görevden el çekmeye davet edilmeli ve haklarında Yargıtay 1. Başkanlık Kurulu tarafından ceza soruşturması başlatılmalıdır.

Birliğimiz tarafından Anayasal düzeni yok sayan ilgili Yargıtay Daire Üyeleri bakımından “görevden el çektirmeye davet” yaptırımının uygulanması için Yargıtay Yüksek Disiplin Kuruluna yarın itibariyle gerekli başvuru yapılacaktır. Bu Anayasa tanımaz keyfi uygulamaya karşı hukukun üstünlüğünü ve yurttaşlarımızın haklarını korumak için barolarımızla istişare edilerek yapılacakları belirlemek üzere yarın sabah olağanüstü gündemle toplantı kararı alınmıştır.

Bugüne kadar her türlü darbe teşebbüsünün tereddütsüz karşısında yer alan Türkiye Barolar Birliği demokratik hukuk devletini korumak için üzerine düşen görevi yapmaktan asla çekinmeyecektir."

"OLAĞANÜSTÜ GÜNDEMLE TOPLANIYORUZ"

Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, Yargıtay'ın suç duyurusunun ardından, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu'nun yarın sabah olağanüstü gündemle toplantı kararı aldığını duyurdu. Sosyal medyadan açıklama yapan Sağkan, "Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin kararı Anayasa’yı yok sayarak Anayasa Mahkemesi’ni fiilen ortadan kaldırma çabasından ibarettir. Kararın hukuken değerlendirilebilecek hiçbir yanı bulunmamaktadır. Birliğimiz tarafından Anayasayı yok sayan ilgili daire üyeleri bakımından 'görevden el çektirmeye davet' yaptırımının uygulanması için Yargıtay Yüksek Disiplin Kurulu’na yarın itibariyle gerekli başvuru yapılacaktır. Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu Anayasal düzeni yok sayan bu keyfi uygulamaya karşı hukukun üstünlüğünü ve yurttaşlarımızın haklarını korumak için yapılacakları belirlemek üzere yarın sabah olağanüstü gündemle toplantı kararı almıştır" dedi.

"ASIL SUÇ AYM KARARLARINA UYMAMAK"

İstanbul Barosu Başkanı Filiz Saraç, Yargıtay'ın, Anayasa Mahkemesi’nin Can Atalay kararı ile anayasayı ihlal ettiğini öne sürerek yüksek mahkemenin üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasına tepki gösterdi. Sosyal medyadan paylaşım yapan Saraç, "Anayasa madde 153/6 'Anayasa Mahkemesi kararları …yargı organlarını ….bağlar.' Asıl suç, Anayasa Mahkemesi kararlarına uymamak ve uygulamamaktır" dedi.

"HERKES KARŞI ÇIKMAK ZORUNDADIR"

Eski CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin de sosyal medyadan bir açıklama yaparak, "Yargıtay Anayasa’nın kendisine verdiği yetkiyi aşarak, adeta Anayasa Mahkemesi’ni fiilen lağv edecek bir darbe girişiminde bulunuyor. Türkiye çift hukuklu bir düzene geçerse devlet olma vasfını kaybeder. Bu yapılana bir devleti olsun isteyen herkes karşı çıkmak zorundadır!" dedi.

"KARAR HÜKÜMSÜZDÜR"

Sol Parti'den yapılan açıklamada ise, "Yargıtay 3. Ceza Dairesinin Can Atalay hakkında vermiş olduğu karar Anayasa Mahkemesini dolayısıyla Anayasayı yok sayan bir karardır. Yargı açıkça siyasi iktidarın sopası olduğunu bir kez daha göstermiş olup karar hükümsüzdür. Anayasasız, hukuksuz, adaletsiz, haksız bu düzene karşı dayanışmayla mücadeleyi büyüteceğiz" ifadeleri yer aldı.

KARAMOLLAOĞLU: HUKUK SİSTEMİ ALT ÜST

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu da şu paylaşımı yaptı:

"Yargıtay'ın Anayasa Mahkemesi kararını tanımayıp, üstüne hak ihlali kararı veren üyeler hakkında suç duyurusunda bulunması Türkiye'de hukuk sisteminin alt üst oluşunun en açık göstergesidir.  Böyle bakıldığında ülkemizde olağanüstü bir durum yaşandığı ve bu olağanüstü durumun kabul edilemez olduğu anlaşılmaktadır. Bu karar, demokrasiyle ve hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmadığı gibi hukukun üstünlüğüne olan güveni zedeler ve toplumsal adalet duygusunu sarsar mahiyettedir. Hiç kimsenin ve hiçbir kurumun hukukun ilkelerini hiçe sayıp temel değerlere karşı tavır alması kabul edilemez."