Davutoğlu’nun açıklaması şöyle:

‘Psikolojik kıskaçtan kurtulmak lazım. Tek bir görüşmede uzlaşmak zor. Ambargolar ilişkilere zarar veriyor. İki dışışleri bakanın görüşmesi ve kanalların açık bırakılması önemli. Krizin tırmandırılmaması gerekir.   Biz mümkün olduğu kadar Suriye’de yabancı savaşçı istemiyoruz. Suriye’nin kantonlajmasına sıcak bakmıyoruz. Almanya'nın ‘operasyonlara katılması önemli.

İşte Başbakan Davutoğlu'ndan önemli satır başları;

"SURİYE KRİZİNİN DE BİR AN ÖNCE ÇÖZÜLMESİ LAZIM"


Başbakan Davutoğlu, Suriye alanında da her an böyle yeni krizlerle karşılaşılabilecek durumlar söz konusu olduğunu belirterek şunları kaydetti:

"Çünkü Suriye hava sahasında o kadar çok ülke artık operasyon yapıyor ki o ülke uçaklarının karşılıklı olarak birbirine herhangi bir şekilde zarar vermemesi gittikçe güçleşiyor. Dolayısıyla Suriye krizinin de bir an önce çözülmesi lazım." dedi.

"SURİYE'NİN KANTONLAŞMASINA OLUMLU BAKMAYIZ"


Suriye'de kantonlaşma konusuna değinilerek, Türkmenlerin de Türkmen bölgelerinde kantonlaşma istemeleri durumunda Türkiye'nin tavrının ne olacağının sorulması üzerine Davutoğlu, "Biz Suriye'nin kantonlaşmasına prensip olarak olumlu bakmayız" ifadelerini kullandı.

RUSYA'YA YÖNELİK TEDBİRLER


Burada yaş sebze ve meyve ile ilgili daha sonra kapılar açıldı. Ciddi bir sıkıntı şu ana kadar yaşanmadı ama yaşanmış olsaydı, arkadaşlarla zaten son Bakanlar Kurulu'nda hem ticaret, hem ulaştırma ve enerji açısından olabilecek durumları değerlendirdik. Mehmet Bey'in başkanlığında alınabilecek tedbirleri ele aldık. Telafi edici tedbirler, caydırıcı tedbirler ve yapısal tedbirler anlamında üç kategoride tedbir düşündük. Dosyaları da mevcut.

"CAYDIRICI TEDBİR ALMAK İSTEMİYORUZ"


Türkiye'nin enerji alanında herhangi bir ülkeye büyük ölçekte bağımlılığını azaltacak tedbirleri de ele aldıklarını anlatan Başbakan Davutoğlu, "Her düzeyde dikkat ederseniz. TANAP Projesi'ni Cumhurbaşkanı Sayın Aliyev'le görüşmemizde olabilecek en erkene çektik. 16 milyar metreküpün 6 milyarı Türkiye, 10 milyarı Avrupa iken, Türkiye'nin ihtiyacı olması durumunda bu kompozisyonda değişebilir" diye konuştu.

"TÜRKİYE'NİN BİRİNCİ GÜNDEM MADDESİ BU DEĞİL"


Bir gazetecinin, "Partili cumhurbaşkanlığı AK Parti'nin gündeminde mi" şeklinde sorusu üzerine Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da kendisinin de bu konuda çok sayıda açıklama yaptıklarını anımsatarak, şu görüşlerini paylaştı:

"Cumhurbaşkanımıza da soruldu. Öncelikle şu anki sistemin, 12 Eylül'le ortaya çıkan sistemin büyük yetki ve sorumluluk karmaşası doğurduğunu hep söyledik. Bunun düzeltilmesi için de bir anayasa reformuna ihtiyaç duyulduğunu söyledik. Gerçekten yetki kimdeyse sorumluluk da onda olmalı. Ama 12 Eylül'ün şartları öylesine bir keşmekeş doğurdu ki daha sonraki dönemde sıkıntılar yaşandı. Onun için biz suhuletle hep beraber oturup bu meselelerin açık bir şekilde konuşulmasını ve Türkiye'de tekrar tekrar değişmeyecek daha kalıcı ve net bir sistem başkanlık diyoruz.

Ankara'ya döndüğünde önünde acil çözüm bekleyen dosyalar bulunduğunu anlatan Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Meclis matematiği izin vermiş olsa önce bunu çözerdik. Meclis matematiği izin vermediğine göre, şu önümüzdeki acil sorunları çözeceğiz. Muhalefetle oturacağız. Muhalefete de çağrıda bulunuyorum. Gelin, hiçbir ön yargı olmadan oturalım, konuşalım ve yarın, hepimiz 10, 20, 30 sene sonra, Allah bilir ne zaman olacağını ama 30, 40 sene sonra bugün siyasi liderlerin hepsi tarihi şahsiyetler olarak anılacak. Çocuklarımıza nasıl bir Türkiye bırakacağımızı ve hangi siyasal sistemle Türkiye'nin 10, 20 yılı değil 100 yılı, 200 yılı bir anlamda sürdürebilir, değişme ihtiyacı hissetmeden hangi sistem Türkiye'yi ileriye taşırsa onu hep beraber konuşup çözelim."

Başbakan Davutoğlu, var olan anayasayı işletmeye çalıştıklarını belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Hepimiz buna bağlılık yemini de ettik. Bunu işletmeye çalışıyoruz. Bütünüyle yeniden yazımına ihtiyaç olan bir tablo. Ama bunu o kadar çok söyledik ki tekrar tekrar gündemde tutulmasından sa bir an önce tansiyonu düşürelim, elimizdeki sorunlarla hakkıyla mücadele edelim. Sonrasında da muhalefet partilerini dolaşacağım, hepsiyle bir arada oturalım. Türkiye için en uygun nedir, bunu tartışalım. Ama halk bize çok güçlü bir yetki vermiş olsaydı, bugün ilk yapacağımız iş o olurdu. Kaldı ki o durumda dahi muhalefet ile konuşmayı tercih ederdim. Yani anayasayı tek başına değiştirme yetkisi bile olsa Meclis'teki muhalefet ile toplumsal kesimlerle konuşarak bunu yapmayı doğru görürüm. Anayasada bütün toplum kesimlerinin barındırabilmesi lazım."

TAHİR ELÇİ CİNAYETİ


Davutoğlu, Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi'nin hayatını kaybettiği, 2 polisin şehit edildiği terör saldırısına ilişkin soruşturmada herhangi bir gelişme olup olmadığına yönelik soru üzerine ise olayla ilgili tüm senaryoların savcılığa intikal ederek araştırıldığını belirtti.

Başbakan Davutoğlu, "Ama tabii olayın hemen akabinde oraya soruşturmaya, incelemeye giden başsavcı ve ekibi biliyorsunuz roket saldırısına uğradı, arkasında bombalı saldırıya uğradı. Bölge terörize edilmeye çalışıldı ki neredeyse, baroda olan delillerin dahi yok edilmesine dönük bir tablo ortaya çıktı" dedi.

KILIÇDAROĞLU İÇİN 'ŞEHVEN' SÖYLEMİŞTİR


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Diyarbakır ziyareti sırasında "Bu barikatları ve hendekleri kazan arkadaşlar bunları yapmasınlar" dediğini aktaran Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Doğrusu herhalde sehven söylenmiş bir sözdür öyle ümit ediyorum. Kimse kamu düzenini bozan, halkın ulaşım hakkını yok eden,  günlük hayatı tarumar ve yok eden böylesi hendekleri kazanlar için 'arkadaş' ifadesini kullanmaz.