Koalisyon görüşmeleri heyecanlı başlamıştı, vakit ramazandı...
CHP gelenlere birer kandil simidi paketi hediye etti, evde yesinler...
Aslında içinde ışık yanan ve düğmesine basınca minaresinden müezzin çıkan bir cami maketi hediye edilecekti...
Fikir olumlu bulundu ama maket bulunamadı...
*
Koalisyon görüşmelerine geçildi...
Kemal Bey ile Davutoğlu birbirlerine gülümseyerek baktılar, sonra bakışlarını halının kenarında gezdirdiler...
*
Davutoğlu “O şeye takılmayın” dedi...
Kemal Bey “o şeyin” Cumhurbaşkanı’nın çizgi tanımayan burnu olduğunu anladı...
“O zaman şeyimizi kurmayacak mıyız?..”
“Kurarız ama o değişmez... Biz de ne yapacağız , çizgiyi değiştireceğiz... Dinamik çizgi yöntemine geçiyoruz, o çizgiyi aştıkça çizgi gidiyor, o çizgiyi aştıkça çizgi gidiyor......”
*
Kemal Bey:
“Peki biz millete hırsızdan devlet adamı olmaz dedik... Şimdi ortak olursak demezler mi bize hani olmazdı...”
Davutoğlu:
“Biz de size bunlara kaz teslim edilmez dedik ama... Şimdi  ne oldu biliyor musunuz?..”
“Ne oldu?..”
“O onu götürdü...”
Kemal Bey sevinçle:
“O onu götürünce, sıfır yani...”
Gülümseyerek halının kenarına baktılar...
*
Davutoğlu:
“Şimdi 17 imiş, 25 imiş dersek... Oraya ne yapmış oluruz?..”
Kılıçdaroğlu:
“Takılmış oluruz...”
Davutoğlu:
“Hah... Gördünüz mü bak... Takılmamak için geçiyoruz bu yana...”
*
Size bir mizah yazısı gibi gelebilir ama değil...
Bakın “Cumhurbaşkanı’nın anayasal sınırlarına çekilmesi ve 17-25 Aralık hırsızlık meselesi” gibi iki konuda nasıl bir formül buldular:
“Gizli protokol...”
Yani “O iki maddeyi kendi aramızda gizli protokole bağlarız... Gizli protokolü de gizleriz... Gizli bir şey gizli olduğu için zaten gizlidir” dediler...
Demek oluyor ki CHPCumhurbaşkanı’nın her şeye giren burnu” ile “hırsızlıklar” konusunda ödün vermeye razı...
*
Yarın akşam dananın kuyruğu kopacak...
Kuyruk mu CHP’de kalır, dana mı?..