Sevgili okuyucularım, koalisyon görüşmeleri önümüzdeki hafta yeni başbakan adayımız Ahmet Davutoğlu tarafından başlatılacak.
İlk ziyaret Kılıçdaroğlu’na yapılacak ve AKP-CHP ortaklığı için pazarlık başlatılacak.
Olmazsa -ki olmayacak, sonra MHP’ye gidilecek.
O da olmazsa göstermelik olarak HDP ile masaya oturulacak ama bu çok zor bir iş!
Devletin bazı bakanlıklarını HDP’ye vermek daha da zor.
Hangilerini vereceksiniz!
Dolayısıyla böyle bir ortaklığın gerçekleşmesini beklemek biraz saflık olur.
AKP’nin gönlünde yatan, MHP ile kurulacak bir koalisyon hükümeti.

* * *

Gelelim başlıktaki “İç güveyi” sözcüğüne... Özellikle bazı genç okurlarımız bunun anlamanı bilmeyebilir.
Sözlüklerden yola çıkarak biraz anlatayım:
“İç güveyi: Gelin evinin daha zengin veya daha güçlü olması nedeniyle damadın gelin evine gelmesi veya getirilmesi biçiminde yapılan evlilik.
Evlendikten sonra eşinin ailesinin evinde oturan damat.
İç güveyi gitmek: Kızın evinde oturmak koşuluyla evlenmek.”
Kızın babası ve ailesi varlıklı, damat ise fakir... Ev tutacak, ailesini geçindirecek maddi olanaklardan yoksun.
Dolayısıyla, iç güveyi giden damat çoğu zaman karısının ve ailesinin yanında ezik kalır.
Sözü geçmez. Sığındığı o evde kız tarafı egemendir, onların sözü geçer.
Türkçemizde bu konuda güzel ve anlamlı bir atasözü de vardır.
“Nasılsın” diye sorulduğunda karşı taraf “İç güveyinden hallice” derse, ne demek istediği hemen anlaşılır!

* * *

Senaryomuzda AKP varlıklı kız ailesini, koalisyon masasına oturması beklenen CHP-MHP ise fakir ve yoksul, kız evine sığınan damadı temsil edecek.
Erken seçim sopasını elinde tutan kız evi, her ikisinin de önüne inanılmaz koşullar çıkaracak.
Bir bakacağız ki gerek CHP ve gerekse MHP’nin seçim öncesinde milyonlarca insanın önünde gündeme taşıdığı olmazsa olmazları yok olup gitmiş, tarihin çöplüğüne atılmış.
Bunları elbette varsayım olarak söylüyorum. Ama akıl ve mantık bize işin böyle yürüyeceğini söylüyor...
AKP, kendi iktidar evine içgüveyi olarak gelecek olan iki partiye de kesin bildirimde bulunacak:
“Olmazsa olmazlarınızı seçim öncesinde ve sonrasında bol keseden açıkladınız ama bizim de olmazsa olmazlarımız var. Onlara dokundurmayız. Tayyip’e elleşemezsiniz. Yolsuzlukların üzerine gidilemez. Sadece dört bakanı sizin gül gibi hatırınız için Yüce Divan’a göndeririz. Yargı bağımsızlığından falan hiç dem vurmayın. O konulara giremeyiz. Eğitimde, sağlıkta, yargıda temelden değişecek hiçbir şeyi kabul edemeyiz. Meclis’te bizim istemediğimiz konulara destek veremezsiniz. Evimize bu koşullarda gelirseniz gelin... Aksi takdirde anayasa uyarınca erken seçime gideriz ve herkes kısmetine razı olur!”

* * *

Evet, AKP’nin gözü MHP’yi iç güveyi yapmakta. Tabanları birbirine daha yakın, MHP’nin gerektiğinde yine kurtarıcı melek olacağını biliyor.
CHP’nin durumunu gerçekten merak ediyorum. Israrla öne sürdüğü 14 ilkesi var. AKP bunlardan birini veya ikisini belki göstermelik kabul eder, geri kalan ilkeler boşluğa düşer.
CHP o takdirde seçmenine nasıl hesap verir, o korkunç faturayı nasıl öder?
Bildiğimiz kadarıyla MHP’nin de olmazsa olmazları var.
AKP şimdi bu iki partiden birine kapılarını “İç güveyi damat” olarak açacak... Ancak damat hem eve girmeden önce, hem de girdikten sonra epeyce zorlanacak!
Gelin evine vereceği her ödün o partiyi rahatsız edecek, sıkıntı yaşatacak...
Beklenenden fazla ödün veren, kendi ayağına kurşun sıkmış olacak.
Belki öne sürülen koşulları ikisi de kabul etmeyecek ve kararları açıklanacak:
“O halde erken seçime gidelim, ne olacaksa olsun.”
İç güveyi olmak, hükümet ortağı olacağız diye söz ve yetki sahibi kız evinin koşullarını kabul etmek neresinden baksan zor iş!
Etsen bir türlü, etmesen bir türlü!
Seçim bitti, aynı yerde dönüp duruyoruz. Başımız döndü!

Ankara’da otopark mafyası


Sevgili okuyucularım, Ankara Büyükşehir Belediyesi ne kadar cadde ve sokak varsa birilerine kiralıyor ve bunlar da duran ve park eden her araçtan para topluyor.
Bu kiralama nasıl yapılıyor, toplanan paralar nereye gidiyor, belli değil.
Önceki gün Ankara’nın göbeğinde bu yüzden cinayet işlendi. Rüzgarlı Sokak’ta mafya özentisi otoparkçılarla işyeri sahibi esnaflar arasında çıkan tartışmada, mafya bir esnafı tabancayla öldürdü, bir kişi de ağır yaralandı.
Evet, Ankara’nın bütün cadde ve sokakları parsellenmiş, birilerine veriliyor. Onlar da her araçtan para topluyor.
Vermezseniz arabanız çizilir, tekmelenir, zarar verilir. Bu haracı ödemek zorundasınız.
Tunus caddesi, Kenedy Caddesi, 7. Cadde, hemen her yer aynı durumda.
Her yerde olay çıkıyor, mahalle sakinleri protesto ediyor ama değişen bir şey olmuyor.
Düşünün, aracınızı evinizin veya işyerinizin yakınına bırakacaksınız ama her gün kim olduğu belirsiz bazı kişilere tıkır tıkır para ödeyeceksiniz.
Bu ülkeyi yönetenler olanları görmüyor mu? Hiç mi gazete okumuyor, hiç mi televizyon seyretmiyorlar! Bu olanların hesabını kim soracak, kim verecek?
Tayyip nerede, Ahmet nerede, İçişleri Bakanı nerede!