Sevgili okuyucularım, Türkiye’de her gün şehit cenazeleri kaldırılırken çaresiz iktidardan ses yok, tepki yok.
Bir tek cılız ve anlamsız ses çıktı, o da Enerji Bakanı olan Taner Yıldız’dan!..
“Nasip olursa ben de şehit olmak istiyorum” dedi.
Pırıl pırıl evlatlar her gün toprağa verilirken şu adamın ciddiyetine (!) bakar mısınız.
Pazar günü çok önemli bir olaya tanık olduk.
Karakol baskınında şehit edilen Yüzbaşı Ali Alkan’ın Osmaniye’de düzenlenen cenaze töreninde abisi Yarbay Mehmet Alkan, tabutun başında haykırıyordu:
“Buradaki vatan evladı daha vatanına, sevdiklerine, dünyaya doyamadı. Bunun katili kim? Daha düne kadar çözüm süreci diyenler ne oldu da şimdi sonuna kadar savaş diyorlar. Kendileri gitsin savaşsın...”
Yarbayım bu sözleri söylerken ağlıyordu.
Şehidimizin cenaze namazı bile kılınamadı çünkü camide kargaşa başlamıştı...
Törene katılan AKP milletvekilleri halk tarafından protesto ediliyor, yuhalanıyor, sloganlar atılıyordu.

* * *

Dün bu haberlerin hiçbiri yandaş gazetelerde yer almadı... Zira her kritik olayda olduğu gibi onlara yukarıdan emir gelmişti:
“Sakın ola ki bu haberi sayfalarınızda büyütmeyin. Hatta hiç vermeseniz daha iyi olur.”
Devletin Anadolu Ajansı da aynı emri almıştı...
Ve haberin bu en önemli boyutuna değinmedi.
Bu yandaş medyanın hali artık her türlü kırmızı çizgiyi aştı ve utandırıcı olmaya başladı.
Sayfalarını, haber ve köşe yazılarını yukarıdan gelen emirlere göre hazırlıyorlar.
Manşetlerinde ya Tayyip ve Ahmet’e yalakalık, ya cemaate yüklenme vesaire!
Hani yıllarca pohpohlayıp devlete soktukları, devlet yetkilerini devrettikleri cemaat var ya, işte o!

* * *

Ancak ne olursa olsun, yarbay olayı sonrasında yandaşlar boş duracak değildi.
Karşı saldırı hemen başladı:
“Şehit yüzbaşı ile abisi yarbay Malatya Alevisidir. Yarbay Alevi ağzıyla konuşmuş ve hükümetimizi eleştirmiştir.”
Bir başka yandaş kesim ise farklı suçlama getirdi:
“Yarbay PKK’nın sözcüsü olduğunu gösterdi. Kandil’e gitsin.”
Ancak tepkiler bu kadarla da kalmadı. Bazıları işi farklı bir boyuta sürüklemek istedi:
“Cemaatin ağzıyla konuştu. Demek ki cemaatçi imiş.”
Yarbay Mehmet Alkan şimdi üç ayrı suçlama altında:
Alevi olmak, PKK’lı veya cemaatçi olmak!
Hiç kuşkum yok, yakında “Ajan, casus, vatan haini” bile diyebilirler.
Gelsin de hesabını versin bakalım!

* * *

Şimdi ortaya bir iddia daha sürdüler...
“Bir TSK mensubunun üniformasıyla bu lafları etmesi suçtur, kışkırtmadır, darbeciliğe özendirmektir. Hakkında derhal soruşturma başlatılmalıdır.”
Bir ağabey düşünün, kardeşi olan yüzbaşı pusuya düşürülüp PKK tarafından şehit edilmiştir.
Ne yapacaktı?..
Tabutun başında gözyaşları dökerken “Ah benim kardeşim, ne halt etmeye olay yerinde idin... Kabahat sende” mi diyecekti!

* * *

Acılı yarbayımız kardeş acısı yaşamış, içinden gelenleri aynen söylemiş.
O sözlerine aynen katılıyor ve altına imzamı atıyorum:
“Düne kadar çözüm süreci diyenler ne oldu da şimdi sonuna kadar savaş diyor.”
Şimdi acaba hakkında soruşturma açılır mı?
Dilerim ki açılmasın.
Böyle bir soruşturma sadece ve sadece Türk Ordusu’nu küçültmeye yarar.

* * *

Her gün şehit cenazeleri kaldırılan bu ülkede aylardan beri hükümet yok.
Var ama yok!
Meclis tatilde.
Yasama organı da yok!
Ne uğruna?..
Erken seçime gidip Tayyipgilleri yeniden iktidar yaptırmak, ya da seçim gününe kadar bu hayalleri kurabilmek uğruna!
Şehitlerin ne önemi var!
Önemli olan onların siyasal ve parasal çıkarları...
Şimdi kendilerine bir günah keçisi buldular, yüzbaşı kardeşinin cenazesinde duygularını dile getiren Yarbay Mehmet Alkan’ı hedef tahtasının birinci sırasına oturttular.
Hem de en iğrenç saldırılarla.
Ülkemize bu ayıbı da yaşatmaktan utanmadılar.
Bu pislik, sorumsuzluk ve utanmazlık ortamında Allah bütün şehitlerimizin ailelerine sabır versin.