Sevgili okuyucularım, anayasadaki açık hükümlere karşın Tayyip her gün seçim meydanlarında boy gösteriyor, sağa sola posta koyuyor, bağırıp çağırıyor, anayasayı değiştirmek için 400 milletvekili istiyor ve AKP adına propaganda yapıyor.
Niçin böyle davranıyor?
Gelecekte kendisini sorumlu kılacak ciddi bir suçu niçin pervasızca işliyor?..
Çünkü yamağı olan serok Ahmet’e hiç güvenmiyor.
Onu yetersiz buluyor.
Ahmet’in miting konuşmalarını bazen mümkün olduğunca tarafsız bir gözle izliyorum, hep aynı lafları söylüyor.
Gerçekten de yetersiz...
Arkasına devlet gücünü almış, para bol, her çıktığı kürsüde dualar okuyor, Allah peygamber diyor, dini mesajlar veriyor ama çapı belli olduğu için etkisiz kalıyor!

* * *

Anadolu’nun önemli bir ilinde hem bir haber ajansının, hem de bir gazetenin muhabirliğini yapmakta olan meslektaşımdan bir mesaj aldım, özetliyorum:
“Sayın Cumhurbaşkanımız bizim buraya da geldi ve kürsüde konuşma yaptı. Konuşma bahanesi yine aynı.
Toplu açılış töreni!
Ben doğduğum günden beri burada yaşarım. Yapılan ve açılan tesislerin ne olduğunu, işin içinde üçkağıtçılık olup olmadığını en iyi bilenlerden biriyim.
Sayın cumhurbaşkanı ilimize geldiğinde, sanırım eline bir liste tutuşturmuşlar.
O listeden sadece birkaç örnek vermekle yetindi ve konuşmasını tamamladıktan sonra gitti.
Açılışının yapıldığı iddia edilen tesis sayısı 200 dolaylarında idi.
Bunların çoğu kaldırım yapımı, park açılması, hizmete sokulan poliklinik, ilköğretim okulları gibi ufak tefek işler.
Ciddi bir fabrika, istihdam yaratan ciddi bir adet tesis bile yoktu.
İşin ilginç yanı, biz bu listeyi valilikten istediğimiz halde vermediler.
Bizim gibi taşra muhabirlerinin buralarda sözü fazla geçmez çünkü bizler sonuçta ilimizin haberlerini alabilmek için vali, belediye başkanı, emniyet müdürü, tapu müdürü gibi bürokratlara mahkûmuz.
Zaten üzerimizde her türlü baskı var. Bir defa aforoz edildiğimiz zaman habere ulaşmamız asla mümkün olmaz.
Başka yerleri bilemem ama ilimizdeki toplu açılış töreni tam bir safsata idi. Neyin açıldığı, neyin kapandığı belli değildi!
İsmimin sizde kalmasını önemle rica ederim. Aksi takdirde ekmek kapım kapanmış olur, mesleğim son bulur.”

* * *

Tayyip tarafından düzenlenen ve siyasi mitinge, AKP propagandasına dönüştürülen sözde açılış törenlerinin gerçekle uzaktan yakından ilgisi olmadığını iyi biliniz.
O törenler sadece bir bahane...
Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) gözleri önünde tezgahlanan ve kitabına uydurulan siyasi gösteriler.
Anayasa ve yasalar uyarınca seçimlerin dürüst yapılmasından sorumlu olan YSK ne yazık ki bu gerçeği görmüyor, görmek istemiyor.
“Efendim biz cumhurbaşkanının yaptıklarına karışamayız!”
Nasıl karışamazsınız?
Böyle seçim mi olur?
Tarafsız olmakla yükümlü olan Tayyip her seferinde anayasa ve yasaları herkesin gözleri önünde paspas gibi çiğneyecek, siyasi nutuklarını “Toplu açılış töreni” bahanesinin ardına saklanarak atacak ve seçimlerin dürüstlüğünden sorumlu olan YSK her seferinde bu tiyatroyu seyredecek!
Olur mu böyle, olur mu?

* * *

“İlimizde 268 tesisin toplu açılış töreni sayın cumhurbaşkanımız tarafından şu gün şu saatte gerçekleşecektir. Katılmanız önemle rica olunur!”
Soruyorsunuz, istiyorsunuz, valilik size listeyi vermiyor.
Acaba hangi tesisler açıldı?
İnsan böyle hayırlı işleri hiç gizler mi?
İşin gerçeğine baktığınız zaman komedi hemen ortaya çıkıyor:
Açıldığı iddia edilen tesislerin...
- Bazıları çok küçük belediye işleri... Kaldırım, park, asfaltlama, Kuran kursu, okulların bahçe duvarları gibi.
- Bazılarının açılışı yıllar önce yapılmış. Onlar hizmete alınalı yıllar olmuş. TOKİ konut yapmış, aileler dört yıldır orada oturuyor.
- Bir bölümünün ise ne olduğu belli değil. Temeli atılmış, öylece kalmış. İhalesi yapılmış, inşaat henüz başlamış.
- Çoğu illerde, açılışı yapılan hayali tesisler arasında göstermelik bile olsa bir tek fabrika yok.

* * *

Toplu açılış adı verilen bu Tayyip mitingleri öncesindeki uygulama her yerde aynı:
Valiler bütün kurumlara yazı yazıp katılım sağlanmasını istiyor.
İldeki bütün kurumlar birim çalışanlarına ve yandaş özel kuruluşlara yazı gönderip “Katılmanız gerekir” diyor.
Tayyip son model makam araçları ve koruma ordusuyla il merkezine geliyor.
Kamu araçları seferber edilip kamu görevlileri ve öğrenciler miting alanına topluca taşınıyor.
Katılanlara bazen sandviç, ayran, ekmek arası soğumuş döner ikram ediliyor.
Bütün harcamalar devlet parasıyla yapılıyor...
Sonra Tayyip kürsüye çıkıyor, siyasi nutuk atıyor. Muhalefete bindiriyor, bağırıp çağırıyor, toplumu geriyor ve yüzlerce tesisi güya böylece açmış oluyor!.. Ancak, açılan (!) tesislerin adı bile geçmiyor.
Adına Yüksek Seçim Kurulu denilen topluluk ise gözlerinin önünde yaşanan bu olayları görmezden geliyor... Siyasi partiler tarafından yapılan bütün başvurular derhal reddediliyor.
Gerekçe hep aynı:
“Bizim bu konuya karışma yetkimiz yoktur!”
Seçimler mutlaka dürüstlük, adalet, hakkaniyet ölçüleri içerisinde yapılacaktır!
Ben inanıyorum, siz de lütfen inanın!