Malum yaz aylarındayız, hafif yemek lazım... Gece gece domates, salatalık olayına gireyim dedim. Elime aldım bıçağı, işe koyuldum. Bıçak ince hatlarıyla alışageldiğimiz tarzdan biraz farklıydı... İncelerken üzerindeki yazıya odaklandım; bir baktım “Made in Brazil!” Yuh artık!
Üretmek için ne teknoloji lazım ne de bilim... Bildiğin meyve bıçağı...
Kavisleri dünyaca ünlü, ilk örnekleri New York Metropolitan Müzesi’nde sergilenen Yatağan kılıçlarını üretmiş Türkler, bugün Brezilya malı meyve bıçağını kullanıyor. Ne kadar utansak yeridir. Adam dünyanın bir ucunda bıçak üretmiş, ucunu bize saplamış. Türkiye Brezilya arası kuş uçuşu tam 10 bin kilometre... Bu bıçak, kuş da değil ki uçsun!

OLMASI GEREKEN

İğneden ipliğe aklınıza gelen her malı ithal edince ne oluyor? Olan bize oluyor. Ya sonra?
Sonra, Türkiye son on iki ayda 44 milyar dolar cari açık veriyor. Eskiye göre nispeten az diye düşünüyor olabilirsiniz. Doğru...
Ancak petrol fiyatlarının yarı yarıya düştüğü, Türkiye’nin büyümediği, yatırımın yapılmadığı, dolayısıyla ithalatın azalması gereken bir ortamda bu rakam en fazla 20-25 milyar dolar olmalıydı.

İHRACATIN YARISI YABANCININ

Üç beş saf arkadaşımız çıkıp ama ihracatımız her geçen gün artıyor, rekorlar kırıyoruz, Türkiye güçleniyor geyiğine inanmış olabilir. İhracatın bu yıl arttığı falan yok. İthalatı karşılama oranı yüzde 62’ye kadar düştü. Yani İhracatımız neredeyse ithalatımızın yarısını karşılıyor.
Bir bakıyorsunuz ki, ihracat artışı ekonomimize destek değil, köstek olmuş. Çünkü imalat sanayi ve ihracat giderek daha çok ithal malına bağımlı hale gelmiş, ithalat olmazsa kilitleniyor.
Durun bitmedi! Türkiye’den mal taşıyan bir kamyondaki ürünün ortalama kilogram değeri 1,5 dolar... Ki bunun yarısı 15 bin yabancı şirkete ait. Yani yerli payı 75 cent... Türkiye’ye gelen kamyondaki bir ürünün ortalama kilogram değeri ise 4,5 dolar. Al-sat toplam 6 dolarlık ticarette yerli payı 8’de 1’e denk geliyor. Kâr transferi ile ülkeden çıkıyor.

ŞİŞİR İHRACATI, DÜŞÜR İTHALATI

Peki, açıklanan rakamlar ne kadar gerçekçi? İhraç mal fiyatlarını belgelerde gerçek değerinin çok üzerinde gösterip alınan vergi iadelerine kadar bir sürü ayak oyunu mevcut... Fiyat şişirme, miktar şişirme, fatura şişirme... Hepsi ihracatı patlatıyor, rekor üstüne rekor kırdırıyor.
İthalatımızı olduğundan düşük gösteren, alıcı ve satıcının gümrük vergilerinden kurtulmak için anlaştığı çifte faturadan, ülkemize kaçakçılık yoluyla giren mallara kadar birçok sahtekârlık olduğu da bilinen bir gerçek... İstatistikler bunları söylemiyor.
Demem o ki; bıçak sırtındayız... Hem de Brezilya bıçağı!