Bolu’ya okul inşaatında çalışmaya gelmiş Türkiye Cumhuriyeti’nin Kürt vatandaşlarını diri diri yakma girişimi askerin araya girmesi ve bir Türk şehit babasının “Bizi iç savaşa çekmek istiyorlar kışkırtma tuzağına düşmeyelim” diye özetleyeceğim birleştirici sözleriyle önlendi.
Dün kardeşiz diyorduk.
Bugün kanlı bıçaklı.
Bosna’da böyle oldu.
Irak’ta böyle oldu.
Suriye’de böyle oldu.
Libya’da böyle oldu.
Türkiye’de de aynısı oluyor. PKK’nın (terörün) istediği iç savaş. Bugün Türkiye’de PKK’nın roketatar saldırıları ve mayınlı tuzakları ile haftada 15 asker ve polisin şehit edildiği acı sonuca gelindi. Yarın; günde 15, öbür gün saatte 15 şehide çıkabilir. Ve bunun üç katı-dört katı da karşı taraftan ya da hiç suçu olmayan sivillerden insan ölümleri gelebilir.
Kasabalar girilemez.
Şehirler gidilemez.
Olabilir. Oluyor.

* * *

Doğu Anadolu’dan gelen her şehit haberi Batı Anadolu’da “Öfke patlamaları ateşine dökülen benzin” haline geliyor. “Provokasyon” diyorlar.
“Kışkırtma” işte bu noktada; öfke patlamasının engellenmesiyle kendine elverişli ortamı buluyor.
Batıda öfke büyüyor.
Öfke nefrete dönüyor.
Kışkırtma için ortam kendiliğinden hazırlanıyor. Batı’daki Türk, Batı’daki Kürt komşusundan, bakkalından, esnafından, iş arkadaşından, yol arkadaşından, askerlik arkadaşından, maçları birlikte izleme arkadaşından, aynı camiyi paylaşma, aynı meyhanede buluşma, düğünde beraber halay çekme, cenazede beraber acı paylaşma arkadaşından “PKK’yı bölücü ilan edip net bir dille onu kınamayı” bekliyor. “Türk ile Kürt’ün birliğinin anahtarı” Kürt vatandaşların elinde. Batı’daki ve Doğu’daki Kürt vatandaşlar; birliği bozmak için “Silahlı kalkışmayı (buna çözüm diyorlar)” yeniden başlatmış olan PKK’yı net bir dille “Bölücü ve kardeşi kardeşe vurduran” ilan edebilseler Bolu’da okul inşaatında çalışan Doğuluları yakma kışkırtmasına destek verecek kimse çıkmayacak.
Çıkamayacak.
İşte Türk şehit babası Bolu’da okul inşaatında çalışanları yakmaya gelenlerin önüne dikildi.
Bütün Türkler bir olacak.
Şehit babası gibi davranacak.

* * *

Batı’daki Türk, Batı’daki ve Doğu’daki Kürt’ü “kendi gibi bilmek” istiyor.
Türkün kardeşi Kürt:
PKK’lı olmaz.
Türk’ün kardeşi Kürt:
PKK’ya hoşgörü göstermez .
Türk’ün kardeşi Kürt:
PKK’ya oğlunu yollamaz.
Türk’ün kardeşi Kürt:
PKK silahıyla asker vurmaz.
Türk’ün kardeşi Kürt:
PKK ile TSK’yı aynı tutmaz.
Türk’ün kardeşi Kürt:
Birliği bozanı adam saymaz.
Türk’ün kardeşi Türk:
Birlik olur.
Birlikte çözümü bulur.
Türk’ün kardeşi Kürt:
Geçmişi unutur.
Geleceği birlikte hazırlar.
Öfke ölü yılan olur.
Nefrete dönüşmez.
PKK’ya hayır.
Kardeşliğe evet.

Çırpınıyor!


13 yıldır AKP’yi destekleyip göklere çıkaran yazarlar bile “dalgalarını geçmeye” başladılar. “Görkemli bir kongre oldu. Yarım günde bitti. Kimlerin seçileceği belliydi. Saray’ın adamları listelere girdi” diye yazıyorlar. Çırpınma belirtileri sergileniyor. Oyları artırmak için Türkeş ile Erbakan’ın oğluna 1 Kasım seçimi için listelerde yer verileceği kesinleşiyor Saadet Partisi’ne “Erbakan ayarlarına (yani Tek Adamlı partiye) döndük, bize gelin sizi memnun edelim çağrıları” yapılıyor. 76 bin oyu olan DP’nin bütün borçları ödeniyor ve “parti satın alınarak” AKP’lileştiriliyor. Fakat Abbas yolcu: Son anketlere göre oylar yine artmıyor. Çünkü PKK saldırılarının faturasını dindar Kürtler Selahattin Demirtaş’a keserek AKP’ye geri dönüş sinyali vermiyorlar. Oylar artmazsa seçim yapılamaz, 3 ay sonraya ertelenir yorumları güç kazanıyor. Siyaset ahlakı çamura gömüldü, çırpınıyor.