Acayip bir dönemde yaşıyoruz.
İktidarda olan siyasetçiler de, iktidar yandaşı gazeteler de bir garip!
“Çözüm süreci”nin bittiği açıklandı. Aslında böyle bir sürecin hiç başlamaması lâzımdı. Devlet, terör çetesi ile mücadele etmeli, gücünü gösterip teröristleri cezalandırmalıydı!
Bunu yapamayan devlete devlet denir mi?
Çok değil, daha beş ay önce, 28 Şubat Cumartesi günü, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın başkanlığındaki AKP heyeti, PKK’nın siyasi temsilcisi HDP heyeti ile Dolmabahçe’de buluştu.
Toplantı sonunda 10 maddeden oluşan “mutabakat metni” kamuoyuna açıklandı.
İktidar yandaşı gazeteler AKP ile HDP (PKK) arasındaki mutabakatı çok abartılı başlıklarla duyurdular.

* * *

SABAH: “Şimdi barış zamanı”
YENİ ŞAFAK: “Silahlara veda çağrısı”
STAR: “Çözüm sürecinde beklenen mesaj geldi. Umutlar zirveye çıktı. Barış baharı”
TAKVİM: “Silah değil, siyaset”
GÜNEŞ: “Güzel şeyler oluyor”
MİLAT: “Tarih yeniden yazılıyor”
AKŞAM: “Barışa dev adım. Öcalan PKK’ya’Silahı bırakın’ çağrısı yaptı.”

* * *

Başbakan Davutoğlu “Artık Türkiye’de şiddetin, silahın dili sona erecek, demokratik siyasetin önü açılacak, hiçbir annenin yüreğine evlât acısı düşmeyecek” diyor, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan da “Nevruz ateşinin üzerinden barış için beraberce atlayacağız” diye konuşuyordu.
Ancak... Seçimde Güneydoğu’daki oylar AKP’den HDP’ye akınca, açılım havarileri yasa bürünüp, karalar bağladı!
Tek başına iktidar elden gitmişti... Onlar için önemli olan buydu. Yurt sevgisi, “Analar ağlamasın” filân hikâye!
Şimdi ne olacak?
Açılıma veda edildi!
Erken seçim kapıda...
Hedef, Güneydoğu’da HDP’ye ve İç Anadolu’da MHP’ye giden oyları geri getirmek!

* * *

Yukarıda barış çığlıkları atan iktidar yandaşı gazetelerin manşetleri dün şöyleydi:
SABAH: “Terörle iş tutan bedelini ödemeli”
YENİ ŞAFAK: “Geri adım atmayız”
STAR: “Bunlarla çözüm olmaz”
TAKVİM: “Bedelini ödeyecekler”
GÜNEŞ: “Bunlarla yürümez”
MİLAT: “Hesap soracağız”
AKŞAM: “Çözüm süreci bunlarla olmaz”

* * *

Şimdi ne olacak? Tekrar başa döndük!
Akreple barış olur mu? Akreple anlaşma yapılır mı?
Akrep, her zaman akrepliğini yapar!
Kan ve ölüm dolu günler yeniden başladı!
AKP iktidarının ülkeyi getirdiği nokta bu...
Tek başına iktidar ve başkanlık sistemi için hedef erken seçim!
Ülkeyi daha çok batırmak için, hâlâ iktidarda kalmak istiyorlar!

Ne kadar adamız?


Levent Kırca, başarılı, önemli bir sanatçı...
Türk tiyatrosuna 50 yıl hizmet eden ve Türkiye’de yitirmekte olduğumuz sanatı, Kadıköy’deki tiyatrosunda kişisel çabalarıyla yaşatıyor.
Levent Kırca diyor ki:
“Eski tarihte bir bilim adamı güpegündüz elinde fenerle dolanıp duruyor. Görenler:
‘Ne yapıyorsun?’ diye soruyorlar. Yanıt:’Adam arıyorum!’
Adam yok değil mi? O yüzyılda da, bu yüzyılda da en olmayan, bulunmayan şey “adam”!
Bulamadığımız için şikâyet eder dururuz!
Biz ne kadar, yani kendimiz ne kadar “adamız”?
Ses çıkarmamız gereken yerde susan biz değil miyiz?
Yılanlar, bize dokunmadıkları için sarmadılar mı ortalığı?
“Ne yapayım kardeşim, kimse kılını kıpırdatmıyor. Bir ben mi kaldım?” Ya da’Bana mı kaldı?’cı değil miyiz?
Olması gereken insanlar romanlarda, hikâyelerde mi kaldı?
O takdirde düşünmemiz lâzım: Öyle ya, bugün yaşadıklarımız, dün ektiklerimizin sonucudur!’

Te­bes­süm


Eskilerden bir anı!
Atatürk, İstanbul’u ziyaret eden Yugoslav Kralı Alexandr şerefine yemek veriyor. Yemekten sonra başbaşa kaldıklarında Kral fısıldıyor:
“Size bir gerçeği açıklamak isterim. 1919’da İngilizler, İzmir’in işgalini Yunanlılar’dan önce bize teklif ettiler. Reddettim. Sizi tanıdıktan sonra, kararımın doğruluğunu bir daha anladım.” diyor.
Kral, Atatürk’ten teşekkür bekliyor ama Atatürk tebessüm edip elini uzatıyor:
“Size büyük geçmiş olsun Majeste!”

Gü­nün Sö­zü


Aptala bir şeyi yasaklayın, onu kesinlikle yapar!