İddia müthiş... Hatta tüyler ürpertici...
Ege Denizi’ndeki 16 Türk adası, Yunanlılar tarafından işgal edilmiş durumda...
Milli Savunma ve Dışişleri Bakanlıklarımız bu işgale nasıl göz yumuyor?
Daha önemlisi “Kimseye bir karış vatan toprağı vermeyiz” diye yüksek perdeden konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu bu duruma nasıl sessiz kalıyor?

* * *

2004 yılında Ege Denizi’nde, Didim İlçemizin karşısındaki 3 ada ile başlayan işgal günümüzde 16’ya yükseldi.
Bazıları Büyükada ile Heybeli Ada büyüklüğünde, bir kısmı da kayalık olan adalarda şimdi Yunan Bayrağı dalgalanıyor.
AKP iktidarının, Avrupa Birliği’ne girme konusunda Yunanistan’la sorun yaşamamak için onbir yıldır, bu çirkin işgallere göz yumduğu iddia ediliyor.

* * *

Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım, Ege’deki Türk adalarının Yunanlılar tarafından işgalini doğrulayıp:
“İşgallerden sonra Ege Denizi’nde Türkiye’nin karasuları 3 mile kadar düştü. AKP iktidarı, bunu neden görmezden geldiğini kamuoyuna mutlaka açıklamalıdır.” derken, Tapu Kadastro eski Genel Müdürü Orhan Özkaya da şöyle konuşuyor:

* * *

“Ergenekon, Balyoz, Casusluk gibi kumpas davalarla Donanma ve Hava Kuvvetlerimiz bitirilme noktasına getirildi. Dış politikalarda da bitiriliyoruz. Lozan Antlaşması dahil, 1920’lerde  yapılan antlaşmalara göre Türkiye’ye ait olan 16 adada artık Yunan Bayrağı dalgalanıyor.”
Türkiye adına çok üzücü bir durum.
Yunanistan, Ege Denizi’nde, Türk adalarını birer birer yutuyor, yalnız Bakanlıklardan değil, Genelkurmay Başkanlığı’ndan da hiçbir tepki yok!
Tabii ki, bunun bütün ayıbı ve günahı AKP iktidarınındır!

Balıkçılığımız katliama dönüştü!

Evet sevgili okurlar... Denizlerimizde balıkçılık katliama dönüştü!
Balıkların yumurtlama alanlarının çevresinde gırgır ve trol tekneleriyle yapılan “yasadışı balık avcılığı” denizlerimizi kurutuyor.
Tam bir bilinçsizlik!
Durum böyle devam ederse, gelecek nesiller, evlâtlarımız, torunlarımız, ne yazık ki balık yiyemeyecekler!
Kalkan, lüfer, palamut ve diğerleri... Denizlerimizin serveti olan bu balıklar, yasadışı avlamalar nedeniyle maalesef yok olmaya doğru gidiyor!

* * *

Kadir Can, bizim mesleğin deneyimli ve başarılı muhabirlerindendir.
Genel Yayın Yönetmenliğini yaptığım Günaydın Gazetesi’nde 12 yıl beraber çalışmıştık.
Kadir şimdi nefis bir kitap yazıp-hazırlayarak bastırmış. Bana da yolladı.
Lüks kâğıda basılı, 200’den fazla birbirinden güzel deniz ve balık fotoğraflarıyla dolu 290 sayfalık bir kitap...
Adı: Balık Ağ-a-lara Takıldı.

* * *

Kadir Can, bir zamanların  büyülü umudu olan balıkçılığın nasıl katliama dönüştüğünü ve çok özel fotoğraflar eşliğinde, adım adım yok oluşunun öyküsünü anlatıyor ve diyor ki:
“Balıkçılığımızın ve denizlerimizin son 40 yılına dönüp baktığımızda, değerlerimizin nasıl yok edildiğini, gelecek nesillere neredeyse hiçbir şey bırakmadığımızı görmekteyiz. Bugün, balıkçılığımızın durumu ürkütücüdür!”

* * *

Kadir Can’ın “Yaşayıp Unuttuğumuz İstanbul”, “Çarşı-Pazar İstanbul”, “12 Eylül Akıl Tutulması” adlı kitapları da var.
Hepsi, güzel ve anlamlı fotoğraflarla dolu.
“12 Eylül Akıl Tutulması” kitabı Sedat Simavi Ödülleri yarışmasında jüri tarafından
“övgüye değer” bulunarak ödüllendirildi.
E-mail: kadircan1951@gmail.com

Te­bes­süm

İki kulak da kesilirse...
Temel’i işe alacaklar. Ancak önce bir sınavdan geçirmeleri gerekiyor. Soruyorlar:
“Söyle bakalım, başında kaç kulak var?”
“İki kulak var tabii ki!”
Tekrar soruyorlar:
“Pekalâ, birini kesersen kaç kulak kalır?”
“Bir tane kalır.”
“Peki, onu da kesersen?”
“Valla, o zaman göremem!”
“İyi başladın ama sonunda olmadı. Niye görmeyesin?”
“İki kulağım da kesilirse, şapkam başıma geçer de ondan!”

Gü­nün Sö­zü

Güneşin gördüğü bütün insanlar dertlidir. Önemli olan bunu yenmektir!