Yer gök “Özür” lâflarıyla çalkalanıyor.
1915’te Ermeni soykırımı yapmışız, Ermeni’lerden özür dilemeliymişiz.
Rakamlar devamlı şişiriliyor!
Bundan on-onbeş yıl önce “600 bin Ermeni öldürüldü” diyorlardı, bu rakam şimdi bir buçuk milyona çıktı!
Amerika Başkanı Obama bile “Meds yeghern” yani “Büyük felâket” ifadesini kullanarak “Korkunç şiddet sırasında 1,5 milyon Ermeni can verdi” dedi.
Nasıl ölüdür bunlar? Sürekli artıyor! Yalan söylüyorlar.
1915 yıllarında Anadolu’da yaşayan bütün Ermenilerin sayısı bir milyon bile değildi!

* * *

Soykırım yalanına, dünyanın 24 ülkesi katılıyor:
Fransa, Ermenistan, Rusya, Yunanistan, Güney Kıbrıs, Kanada, Lübnan, Belçika, Hollanda, Uruguay, İtalya, Vatikan (Papalık), Arjantin, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Avusturya, Venezuela, Polonya, Litvanya, Şili, İsveç, Bolivya, İsviçre, Suriye.
Dünyada 200’e yakın ülke var. Bunlar, tüm ülkelerin sekizde birini oluşturuyor ama sayıları her geçen yıl artıyor. Neden?
Bizim güçsüz ve kişilikten uzak dış politikalarımız ve devlet olarak gücümüzü yitirmemiz yüzünden...

* * *

İnsan bünyesi zayıflayınca nasıl mikroplar ortaya çıkar, bünyeyi kemirerek o vücudu tahrip ederse, bunlar da aynen mikroplar gibi bize saldırıyor.
Ulus olarak sıkılmış yumruk gibi birbirimize kenetlensek, dünyada hiçbir ülke Türkiye’ye bir şey yapamaz.
İktidar, insanlarımızı “Bizden olanlar” ve “Bizden olmayanlar” diye kutuplaştırmasa, evvel Allah dünya bize vız gelir ama...
Öyle değiliz maalesef!
Birbirimizi yemekle meşgulüz.
Durum böyle olunca, mikroplar acımasızca üzerimize saldırıyor!

* * *

Cumhuriyet’in ilk yıllarını düşünün.
Nüfusumuz 15 milyon kadardı. Yokluk içindeydik. Fakat başımız dikti...
O zaman bu devletler “Soykırım” diyemiyordu.
Ağızlarından öfke köpükleri saçarak “Soykırımı tanıyın!” diye naralar atamıyorlardı.
Hepsi kuzu gibiydi. Çünkü başımızda Atatürk gibi bir lider vardı... Ve o, itibarımızla oynayanların itibarını bitirirdi!

Vermenin sonu yok!

Ermeniler, kuyruklarına basılmış gibi cıyaklıyorlar. Arsız Fransa, Rusya ve diğerleri de onlara destek veriyor:
“Soykırımı tanıyın, özür dileyin!”
Eee... Özür diledik farzedelim... Ne olacak?
“Tazminat ödeyin!” diyecekler.
Parayı verdik diyelim. Sonra ne olacak?
“Ağrı, Kars, Ardahan, Van bizimdir. Onları verin!” diyecekler.
Bunun sonu yok!

* * *

Yunanistan, Ege denizindeki adalarımızı işgale başladı bile... 16 adamızda artık Yunan bayrağı dalgalanıyor.
Adamlar Türkiye’yi hiçe sayıyorlar!
Bizim iktidarda ses-seda yok!
Bu sessizlik devam ederse sıra Karadeniz’e gelecek.
Yunanlılar “Doğu Karadeniz Pontus Rum Devleti idi. Pontus soykırımını kabul edin!” diye hırlayacaklar.
Ya Kıbrıslı Rumlar? Tabii ki, onların da ayranı kabaracak!
“1974’teki Kıbrıs işgali için özür dileyin. Tazminat ödeyin. Türk askerini Kıbrıs’tan çekin!” diyecekler.
Tüm bunlar, iktidarın dış politikadaki hataları yüzünden başımıza geliyor. Yabancılar, zayıflayan Türkiye’ye aç kurtlar gibi hücum ediyor. Irkçı ve ayrılıkçı Kürtler de onlara çanak tutuyor.
İşin özeti; Türkiye’nin haklarını savunacak kararlı, güçlü bir iktidara ihtiyacımız var. Hem de acil olarak!

Hain üretiyoruz!

İç düşmanlarımızın haddi hesabı yok!
Gaflet, dalalet, ihanet!
Hepsi var bunlarda!
Adamlar Türkiye’de yaşıyor, Türkiye’de ekmek yiyor ama dış güçlerin hizmetine girip Türkiye’ye nefret kusuyorlar!
“Tarihimizle yüzleşelim. Soykırımı kabul edelim” teraneleri altında ülkenin temeline dinamit koymaya çalışan ahmaklar mı istersiniz, Ermenice manşetlerle çıkan gazeteler mi isterseniz, her türlü garabet, her türlü hıyanet var ülkemizde...
Fırsatını bulunca bünyeyi kemiren mikroplar gibi bunlar...
Utanmadan, sıkılmadan:
“Ciddi bir özür dileyin ve bu ciddi özrün gereklerini yerine getirin” diyorlar.
Sizin Türkiye ile ne derdiniz var?
Ermeni’den çok Ermenicilik yapmak istiyorsanız, Ermenistan’a gidin!
Düzgün bir siyaset adamı olan Kâmran İnan’ın dediği gibi “Hain üreten bir toplum olduk.” Yazık!

Gü­nün Sö­zü

Gerçek soykırımcı, katil ülkeler, aslanı kediye boğdurmak istiyorlar!