Başbakan Davutoğlu “Cumhurbaşkanı ile hükümet arasında hiçbir görüş ayrılığı yok. Önceki gece ailecek bir aradaydık. Kimse kriz beklemesin” diyor.
Böylece Başbakan’ın ağzından AKP’de hiçbir sorun olmadığını öğrenmiş bulunuyoruz.
İyi de, yaşananlar ne peki?
Çıkan dumanlar ve kıvılcımlar, için için devam eden bir yangının işareti değil mi?
Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç “Ee, yetti artık! Her işimize karışma!” anlamına gelen “Bu ülkede hükümet var! Sorumluluk ve yetki ondadır” sözleriyle Tayyip Erdoğan’a isyan etmedi mi?
Tayyip Bey de köpürerek “Kendini bil! Haddini bil!” diye ona bağırmadı mı? Daha da ileri giderek Arınç’ın koltuk meraklısı olduğunu ve ucuz kahramanlık peşinde koştuğunu söylemedi mi?
Melih Gökçek ortaya fırlayıp Tayyip Bey’i savunarak, Arınç’ı istifaya davet etmedi mi?
Arınç da öfkelenerek “Sen Ankara’yı parsel parsel sattın!” diye kirli çamaşırları ortaya dökmedi mi?
Tüm bunlar kriz değil de nedir?
İşin gerçeği şu ki, AKP’nin şatafatlı makyajının dökülen boyaları altından bir takım karanlık olayların çirkinliği ortaya çıkmıştır.
Ey Başbakan! Bu kriz değilse, kriz nasıl oluyor bi anlatsana!