HDP eşbaşkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ, Ankara’da partilerinin seçim beyannamesini açıklarken:
“Bundan sonra biz yolumuza HDP olarak devam edeceğiz” dediler.
Yani “PKK ile yollarımız ayrıldı. Artık siyasi alanda PKK’yı temsil etmiyoruz. Biz Türkiye’nin partisiyiz.” demek istediler.
Demirtaş daha ileri giderek “Halklarımızı böldürtmeyeceğiz, evlatlarımızı öldürtmeyeceğiz. Türkiye’nin HDP’ye ihtiyacı var!” dedi.
Geçen seçimde 6 milyon vatandaşın oylarını alan, 1 Kasım seçiminde de yaklaşık yine o kadar alması beklenen HDP’nin, terör örgütü ile bağlarını koparması (eğer doğruysa) olumlu bir adımdır.
Ancak... Bu sözler yeterli değil!
Demirtaş’ın (eğer samimiyse) PKK’yı açıkça kınaması ve Kürt halkı adına silah bırakma çağrısı yapması gerekiyor. Oysa o “İki taraf da silahlarını bıraksın, kan akmasın” diye yuvarlak konuşuyor! Yani “Tavşana kaç, tazıya tut” diyerek iki tarafa da göz kırpıyor!
Devlet niye silah bıraksın? Dünyada hangi devlet silahını bırakır ki?
Demirtaş ılımlı gibi
konuşuyor ama ne yazık ki güven vermiyor!