“2000’li yılları hatırlayın. Aynı zamanda organize suç örgütü olan PKK, o günlerde dağılmanın eşiğindeydi. Mali yönden sıfırlanmasına az kalmıştı. AKP’nin 2002’de iktidara gelişinden sonra terör örgütünün adım adım güçlendiği gözlendi. PKK, 50 milyar dolarlık mali varlığa ulaşırken, 2002’den bu yana iktidarda olan güç, bunu seyretti! Böylece toparlanma ve güçlenme sürecine yol verdi! AKP iktidarı ve onun güdümündeki Meclis, terörle mücadelenin birinci koşulu olan örgütün finans kaynaklarına el koyma operasyonunu yapamadı. PKK’nın mal varlıkları tespit edilemedi! Suriye’ye karşı agresif politika izleyen iktidar, Kandil’deki terör karargahına el koyma konusunda aynı agresif politikayı izleyemedi...”
* * *
(...) “Kirli siyasetçiler, sözde barış adı altında 77 milyona, organize suç örgütünün önünde diz çöktürüyor! Organize suç örgütünün başı, bu diz çöktürme karşısında‘yeni bir tarih yazılıyor’ diyor! Gerçekten de yazılıyor! Türkiye’nin hukuk düzeni yerle bir ediliyor! Yasal sığınaklarımız bir bir yıkılıyor! Bazı yorumcular medyada süreci, avuçları patlayana kadar alkışlıyorlar! Televizyon ekranlarında ve gazetelerdeki köşelerinde PKK’nın sözcüsü gibi davranan bu aydınların, İngiliz Muhipleri Cemiyeti üyelerinden hiçbir farkları yok! Ama şu gerçek unutulmasın: Tarihin derinlikleri bu ehlileştirilmiş sözde aydınların, ülkeyi nasıl teslim ettiklerini tek tek tescil ediyor. Söyledikleri o sözde aydınların sicillerine yazılıyor. Yüce Türk Milleti, aydın geçinen bu kral soytarılarının konuşmalarını dikkatle dinlemeli! Dinlemeli ki, emperyalizme karşı savaş vermiş bir tarihin nasıl yıkıldığı anlaşılabilsin!..”
* * *
(...) Başbakan (Tayyip Erdoğan) İmralı’dakinin (21 Mart Nevruz) mesajını çok beğenmiş ama bir eksik görmüş! Neden Türk Bayrağı yokmuş! Tek sorun buymuş! Akıl tutulması bu! Sen 40 yıldır ABD-İsrail’in taşeronluğunu yapan sözde bir örgütün bayrağının ve taşeron liderinin posterinin yanına, yedi düvele karşı savaşmış Türk Bayrağı’nı koyacaksın ha!.. Yazıklar olsun sana! Teröristbaşı ‘helalleşelim’ diyor! Başbakan’a ve buna ses çıkarmayan muhalefete sesleniyorum: Helalleşecek kimseniz olmayacak, bu sözlerimi unutmayın!..”
* * *
(...) “İktidar sahipleri sık sık Çanakkale ruhundan söz ettikleri için, ben de Çanakkale ruhuna atıfta bulunarak söyleyeyim. Yedi düvele karşı savaşan bu millet, yedi düvelin kullandığı örgüt üzerinden bütün onurunu kaybetmeyle karşı karşıya bırakılmıştır! Çanakkale, Müslüman Türk Milleti’nin haysiyet savaşıydı. Türk ve inanç kimliğinin zaferiydi. Bugün gelinen noktada, emperyalizmin kullandığı bu örgütle masaya oturmayı iktidar sahipleri nasıl açıklayacaklar?
(...) “30 yıldır bu örgütü devletin gücü bitiremediğine göre örgütün bitmesini engelleyen iç ve dış aktörler kimler? Bunu neden ortaya çıkarmıyorsunuz? Son olarak
hatırlatıyorum: Oslo’da MİT yetkilileri PKK’lılarla masada otururken ‘Sizin bombaları, silahları gömdüğünüz yerleri biliyoruz!’ dedi. Peki bunlara el konuldu mu? Ya bir kalkışma hareketi olursa ne olacak?
Unutmayın, Çanakkale ruhu sizi yargılayacak!..”
* * *
Sevgili okurlarım,
Bunları söyleyen kişi, ülkemizin güvenlik alanında en güvenilir ve saygın isimlerinden, dünün efsanevi polis şefi, günümüzün Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan...
Peki Tantan’ın özetle alıntıladığım, 2013 yılından bu yana köşemizde yaptığı uyarıları o tarihlerde hiç dikkate almayan muktedir, bugün PKK’nın üstüne niçin “hışımla” gidiyor.
Çok basit; o süreçte oyların bir bölümünü “açılım” ve onun sağladığı çatışmasızlıkla alıyordu, bugün ise “hışımla” ve çatışmayla alabileceğini hesaplıyor.
HDP’ye ve MHP’ye kaptırdığı oyları bu yöntemle geri getirebileceğini düşünüyor ve o nedenle tekrar şiddete başvuran PKK’nın üzerine “hışımla” gidiyor.
Yani muktedir cephesinde değişen bir şey yok!
Dün de her şeyi oy için yapıyordu, bugün de...
Analar ağlamasın (mış), kan, gözyaşı, tabutlar ve şehit cenazeleri olmasın (mış), hepsi hikaye!..
Varsa yoksa oy, varsa yoksa iktidar, hem de ölümüne!..
Muktedir için varsa yoksa oy, varsa yoksa iktidar, hem de ölümüne!..
Uğur Dündar
Yayınlanma: