Azı karar çoğu zarar ise...
Fazla mal göz çıkarmaz nedir?
Son gülen iyi güler ise...
Neden, sona kalan dona kalır?

*

Ayağını yorganına göre uzat ama...
Borç yiğidin kamçısı değil midir?
Söz gümüşse sükut altındır.
O halde niye, sükut ikrardan gelir?

*

Çünkü...
Ahalinin bizatihi kendisi koalisyon’dur!

*

Biraraya gelmesi imkansız gibi görünen, taban tabana zıt fikirler gayet uyum içinde yaşar.

*

Mesela, işimize gelirse “bir elin nesi var, iki elin sesi var” diye akıl veririz. İşimize gelmezse “nerde çokluk, orda bokluk” deriz.

*

Malı götüremiyorsak, “azıcık aşım kaygısız başım” ayağına yatarız. Fırsatını bulunca “atın ölümü arpadan olsun” diye kestirip atarız.

*

“İyi insan lafının üstüne gelir” diye, yüzüne gülümseyen de biziz... “İti an çomağı hazırla” diye, arkasından ağız burun kıvıran da biziz.

*

“Eğri oturalım doğru konuşalım”la “doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar” arasında sadece bi milim vardır.
“İyilik yap denize at”la “merhametten maraz doğar” arasında sadece bi saniye vardır.

*

Birlikten kuvvet doğar, her koyun kendi bacağından asılır... Dost kara günde belli olur, düşenin dostu olmaz... Ele verir talkını kendi yutar salkımı, üzümünü ye bağını sorma... Damlaya damlaya göl olur, taşıma suyla değirmen dönmez... Erken kalkan yol alır, acele işe şeytan karışır... Gün doğmadan neler doğar, perşembenin gelişi çarşambadan bellidir... Acı patlıcanı kırağı çalmaz, kurunun yanında yaş da yanar... Cana geleceğine mala gelsin, mal canın yongasıdır... Zararın neresinden dönülürse kârdır, battı balık yan gider.

*

Açıkça görülüyor ki... Bu atasözlerini bize miras bırakan atalarımızın bir bölümü sözünün eri düzgün delikanlıydı, bir bölümü düpedüz yavşaktı.

*

Biz de öyleyiz.
Daima iki arada bir deredeyiz.
İyiyle kötü, doğruyla yanlış, güzelle çirkin, gerçekle yalan arasında gel-gitler yaşarız.
Aşağı tükürsen sakal.
Yukarı tükürsen bıyığız.

*

Ve hâlâ, koalisyon kurulur mu acaba diye merak ediliyor...
Biz zaten bizatihi koalisyonuz!