Usta Gazeteci ve SÖZCÜ Yazarı Yılmaz Özdil İzmir Barosu’nun düzenlediği söyleşide vatandaşların sorularını yanıtladı.


Gazetelerde, televizyonlardaki sahte gazetecilere dikkat çeken Özdil "Televizyonlarda seyrettiğiniz yazılarını okuduğunuz kişilerin 7 sene öncesine dikkat edin. Gazetecilik anlamında söylemiyorum. O kişilerin Türkiye'de bile olmadığını görürsünüz" dedi.  Özdil, Balyoz ve Ergenekon davalarında yürütülen algı operasyonularını şu örnekle açıkladı.

"AY'DA PETROL BULUNDU"

CIA'in eğitim el kitabında 'Ay'da petrol bulundu' adlı bir yazı bulunur. Bu yazıyı alan bir yazar arkadaşının gazetesinde yazısında der ki ' Ay'da petrol bulundu, toplumdan gizliyorlar'.  Ertesi gün o yazarın arkadaşı kendi kurdukları televizyonda der ki ' Şu gazetenin söylediklerine göre Ay'da petrol bulundu. Bir gün sonrada o gazete manşet atar 'Ay'da petrol bulundu' şu televizyonun haberine göre...


Ertesi gün televizyonda tartışma programı yapılır. Ay'da petrol bulundu diyen profesörlerle, saçmalamayın diyen profesörler tartışır. Sahte profesörler, gerçek profesörlere 'Ay'da petrol bulunmadığını kanıtlayın' derler.

Ertesin gün yine bir manşet atarlar. 'Ay'da petrol yok dediler ama morardılar'.  Bir sonraki televizyon programında Ay'da petrol yok diyen profesörler bu kez toplum baskısı ile 'E olabilir' derler. Bir sonraki manşet ' Yok dediler ama itiraf ettiler' olur. Ardından Ay'da petrol bulundu derneği kurulur, tişörtler bastırılır, kitaplar yazılır. Bir sahte gazeteci ile bir sahte televizyoncunun yaptığı ile bütün toplum Ay'da petrol bulunduğuna inandırılır. Ergenekon davası aslında budur. Balyoz davası budur, Yeni CHP budur. İtiraz edene toplum saldırmaya başlar. Doğruları söylemek suç haline gelir. Bile bile yalanı savunan angut bir topluma dönüşürüz.  Bugün Türkiye'nin içinde bulunduğu budur. Bakın kadın harem dedi, biz buna kafa yoruyoruz. Bir tane tarihçi çıkıp hangi eğitime dayanarak bunu diyorsun demiyor. Bir tarih profesörü çıkıp 'Lütfen bilmeyenler konuşmasın' diyemiyor.