Başkanlığını Profesör Ercan Uygur’un yaptığı, “Türkiye Ekonomi Kurumu”, Uluslararası Ekonomi Birliği’nin desteğiyle, iki hafta önce “Kapsayıcı ve Sürdürülebilir Büyüme ve Gelir Dağılımı” ana temalı çok uluslu bir toplantı düzenlemişti. Bu toplantının kapanışında Habertürk’ten Abdurrahman Yıldırım’ın Milliyet’ten Güngör Uras’ın ve Sözcü’den benim katıldığım “Ekonomi ve Basın” konulu bir de panel yapıldı. Üçümüz de basının(daha kapsayıcı tabiriyle tüm medya kuruluşlarının) “besleme” olmaması gerektiği üzerinde durduk. Basının, dördüncü kuvvet olarak “reklam-verenler dâhil tüm güç odaklarına” karşı eleştirel yayın yapmasının şart olduğunu söyledik. Ancak hür basın sayesinde “yönetilen güçsüz çoğunluk” “yöneten güçlü azınlık” kadar gerçeklere hâkim olabilirdi. İktisat diliyleyazmak gerekirse, “asimetrik enformasyon” simetrik hale gelebilirdi. Bunun da piyasa ekonomisinin iyi işlemesi için gerekli olduğu açıktı.

BAŞKANLIK MI YOKSA PARLAMENTER SİSTEM Mİ EKONOMİ İÇİN İYİDİR?


Bu toplantıya davetli olarak katılan bilim insanlarından biri de İngiliz York Üniversitesi profesörlerinden Gülçin Özkan’dı.
Gülçin Hoca, bir diğer İngiliz iktisat profesörü Richard McManus ile birlikte bir süredir “Ekonomiye hangisi daha faydalı? Başkanlar mı, parlamenter demokrasi mi?” (Who does better for the economy? Presidents versus parliamentary democracies) konulu bir araştırma yürütüyormuş. Çok heyecanlandım.
Richard McManus ve Gülçin Özkan imzalı bu araştırma kadar zamanlaması Türkiye gündemine denk düşen başka bir şey karşıma çıkamazdı.

BAŞKANLIK EKONOMİYİ KÖTÜ ETKİLİYOR


Bundan sonrasını araştırmacıların kendi yazdıkları özetten okuyalım:
“Bir ülkenin parlementer sistem veya başkanlık rejimi ile yönetilmesi ekonomik performansını etkiler mi? Çalışmamızda 119 ülkenin 1950-2015 arası ekonomik verilerini, literatürde yaygın olarak kullanılan istatistiki yöntemlerle analiz ederek bu soruya cevap aradık. Bulgularımız şöyle özetlenebilir: Başkanlıkla yönetilen ülkeler parlamenter sistemle yönetilen ülkere kıyasla tutarlı olarak daha kötü bir ekonomik performans sergiliyorlar. Örneğin, başkanlık sistemi olan ülkelerde ortalama yıllık büyüme, parlamenter rejimlerle karşılaştırıldığında 0.6 ile 1.2 arası daha düşük, enflasyon ortalama altı puan daha yüksek olarak gözlemleniyor. İki sistemin gelir dağılımı üzerine etkileri daha da çarpıcı bir şekilde farklılık gösteriyor; başkanlık sistemi yüzde on altı ile yirmi arası daha bozuk gelir dağılımına neden oluyor. Çalışmamızda ayrıca siyasal ve kurumsal faktörlerin bu sonucu etkileyip etkilemediğini de araştırıyoruz. Başkanlık rejiminin olumsuz etkilerinin, kapsayıcı kurumların sınırlı olduğu, siyasi ve sivil muhalefetin zayıf olduğu, hukukun üstünlüğünün güçlü olmadığı az gelişmiş demokrasilerde daha da ağır olduğunu gözlemliyoruz.”

İLGİLEŞİM, İLLİYETİ GÖSTERMEYEBİLİR


Araştırmacılar başkanlıkla ekonomik performans arasında zıt bir “ilgileşim” (correlation) gözlemlemişler. Bu bulgu “illiyet”in (causality) ispatına yetmez. Belki de zaten geri toplumlar başkanlığa geçiyordur. Buna rağmen sonuç göz ardı edilemez. Çünkü ilgileşim güçlü birnedensellik karinesidir.
Son söz: Ret et, ama önce dinle.