Sevgili okuyucularım, önceki akşam Türkiye’nin üç ayrı yerinde 10 asker ve polisimizi daha şehit verdik.
30’a yakın da yaralı var. Bazılarının durumu çok ağır.
Şehit polislerimizden üçü Ankara Yenimahalle’deki polis lojmanlarında aileleriyle birlikte yaşıyor(du).
Biji serok sadrazam Davutoğlu Ahmet Paşa dün Diyarbakır’ın merkez Sur ilçesine gidip cuma namazını Allah’ın izniyle orada kılacaktı. Diyarbakır’da AKP ilçe örgütü tarafından “Hoş geldin Serok Ahmet, Surlar gibi dimdik ayaktayız. Sur İlçe Başkanlığı” pankartlarıyla karşılandı.
Kendisi de kürsüden ahaliye seslendi:
“Bana serok Ahmet diyen dilleriniz sağ olsun!”
Bombalanan otobüste can veren yedi şehidin kanı yerde henüz kurumamıştı ama Ahmet oraya gidip hiç sıkılmadan namaz gösterisiyle karışık siyaset yapıyordu.

*  *  *

Yenimahalle lojmanlarında kalan üç polis, sadrazamın gezisi nedeniyle birkaç gün önce “takviye kuvvet” olarak Diyarbakır’a götürüldü.
Serok Ahmet’in korunmasında yardımcı olacaklardı.
Sadece onlar değil, Türkiye’nin dört bir yanından yüzlerce polis gönderildi!
Lojmandaki polislerden biri ailesiyle vedalaşırken “Hakkınızı helal edin, orada başımıza neler geleceği belli değil. Gidip de gelmemek var” dedi...
Ve olan oldu... Komşu üç polisin cenazeleri dün Ankara’ya getirildi, cenaze töreni düzenlendi.
Ancak ne yalan söyleyeyim, hükümetimiz onları unutmadı!.. Lojmanların önüne taziye
çadırları kuruldu, ambulanslar seferber edildi, gelenlere ikramda bulunuldu! Daha ne yapsın hükümetimiz!
Sadrazam hazretlerini korumak uğruna takviye kuvvet olarak Diyarbakır’a gönderilen üç komşu polis onun güvenliği uğruna şehit düştü.
Allah rahmet eylesin.
Allah ülkemizi bu duruma düşürenlerden hesap sorulduğu günleri hepimize göstersin. Amin.

Serdaroğlu’nun Genelkurmay Başkanı’na mektubu

Sevgili okuyucularım, eski bakanlardan Rıfat Serdaroğlu, darbe yapmayacağız diyen Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’a e-posta yoluyla yerel bir internet haber sitesinden seslenmiş, örneğini bana da gönderdi. Başlığı epeyce manidar:
“Size darbe yapın diyen mi var?”
Hiçbir yorum yapmadan sizlere (özetleyerek) iletiyorum:
“Sayın Orgeneral Hulusi Akar, siz Türk Devleti’nin 29. Genelkurmay Başkanı’sınız. Türk Milleti sizden evvel 28 evladına bu görevi verdi. Onların görev sürelerini, yaptıkları hizmetleri, katlandıkları fedakârlıkları ve yapılan hataları çok iyi okumalısınız.
Binlerce yıllık devlet hafızasının emanetçisi şimdi sizsiniz. Nöbet sizde!
Gelin sizinle birlikte ülkemizin durumuna bir bakalım.
- T.C. Anayasası yürürlükte midir? Devleti yönetenler anayasaya uymakta mıdır?
- Yasama-Yürütme-Yargı arasında kuvvetler ayrılığı ve Hukuk Devleti ilkesi yürürlükte midir?
- Ülkede can ve mal güvenliği tam olarak sağlanmış mıdır?
Bunları bir düşünün Paşa, sonra sizden ne isteyeceğimize bakarız!
Komutanızdaki Türk Ordusu tarihinde ilk kez kendi yurdunda bazı illere, ilçelere ve mahallelere tanklarla ve toplarla girip kamu düzenini sağlamaya çalışıyor.
Her gün bombalar patlıyor, yavrularımız şehit düşüyor.

*  *  *

Akar Paşa, bu kadar bomba, on binlerce uzun namlulu ağır silah, çoğu yabancı olan binlerce militan ülkeye sokulurken siz neredeydiniz?
Mahallelerde kilometrelerce beton barikatlar ve tüneller kazılırken, PKK militanları yol kesip dağa adam kaldırırken, PKK’ya eleman toplayıp esnaftan haraç toplarken siz neredeydiniz?
Bu ihmaller sonucunda temmuzdan bu yana size emanet edilen 355 (Rakam şimdi 400’e geldi. EÇ.) vatan evlâdı şehit oldu, binlercesi yaralandı! Daha da ne kadar şehit vereceğimiz belli değil.
Bu olanlar karşısında sessiz kalarak, verdiğimiz şehitler ve yaralanan çocuklarımız için hiç sorumluluk, vicdan azabı duyuyor musunuz?
Akar Paşa, “Efendim, ben bunları Başbakan ve Cumhurbaşkanına rapor ettim, onları uyardım, beni dinlemediler, ne yapabilirdim ki” demeyin.
Sizden ne isteyeceğimizi ve ne yapabileceğinizi söyleyeyim:
- Milli Güvenlik Kurulu’nda söz alıp, “Defalarca uyarmamıza rağmen, hatada ısrar ediliyor. Bu davranış hata olmaktan çıkıp, ihanet haline dönüşmektedir. Sorumluluk kabul etmiyorum ve bu durumu, her şeyin gerçek sahibi Türk Milleti ile paylaşacağım” diyebilirdiniz!
- Ya da her şerefli asker gibi, gerekçelerini Türk Milleti’ne açıklayıp istifa edebilirdiniz!
Ama hiçbirini yapmadınız. İhanete varan hatalar karşısında susmayı, yani koltuk uğruna Mehmetçiklerin ölümünü seyretmeye devam ettiniz.

*  *  *

Akar Paşa, ölen 355 genç sanal âlemde mi öldüler?
Bu yavrularımız birer bilgisayar oyunu mudur?
Kimse size darbe yapın demiyor. Türk Milleti darbe dönemlerini de yaşadı, asla darbe istemiyor.
Darbe yapmayacaksınız ama Türk Milleti’ne ve demokratik rejime karşı yapılmakta olan Cemaat-Tarikat darbesine engel olacaksınız. Atatürk büstlerinin kırılmasına izin vermeyeceksiniz. Türk Bayrağı’nı yaktırmayacaksınız. Ne Mutlu Türküm Diyene ilkesine sahip çıkacaksınız.
Bunlara saldıranlara, yasalar çerçevesinde hadlerini bildireceksiniz.
En önemlisi nedir biliyor musunuz Paşa, üzerinizde taşıdığınız o şerefli üniformanın tam 2.225 yıllık olduğunu hiç unutmayacaksınız. Her hareketinizin Türk tarihi tarafından kayıt altına alındığını biliyorsunuz, değil mi?

*  *  *

Not: Yaa Akar Paşa, mektubu bitirirken 10 Şehit ve 30 yaralı haberi geldi!
Türkiye’ye girerken görmediğiniz bombalar hâlâ can almaya devam ediyor.
Haberiniz var değil mi?
Ama üzülmeyin, yapılırken kimsenin görmediği 1.883 adet barikat kaldırılmış! Hadi alın sağınıza MİT Müsteşarı’nı, solunuza da Emniyet Genel Müdürü’nü “Barikat Kaldırma” başarınızı kutlayın!
Sağlık ve başarı dileklerimle. Rıfat Serdaroğlu”