Birinci vazifen Türk istiklalini, Türk Cumhuriyeti’ni ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegane temeli budur.
Bu temel, senin en kıymetli hazinendir.
İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahili ve harici bedhahlar olacaktır.
Bir gün istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeyeceksin.
Bu imkan ve şerait çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir.
İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler.
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.
Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar gaflet dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler.
Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler.
Millet fakrü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evladı!...
İşte bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk İstiklal ve Cumhuriyetini kurtarmaktır!..
Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!..

* * *

Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ndeki bu sözler, Türkiye’nin bugünkü durumunda gençliğin neler yapması gerektiğine işaret ediyor...
Bugün iktidarda olanlar 23 Nisan’ı, 19 Mayıs’ı, 30 Ağustos’u ve 29 Ekim’i sevmezler!..
“Şehitler var” diyerek 23 Nisan resepsiyonunu iptal ederler, 8 şehidimizin cenazesi kaldırılırken asrın nikahına koşarlar!..

* * *

Atatürk bugünleri görmüş ve gençliğin neler yapması gerektiğini söylemiştir...
Ancak, iktidardakiler Atatürk’ün güvendiği gençliği “imam gençliği” haline getirmek için var gücüyle çalışıyor!..
İktidara göre Türkiye’nin geleceğini imam hatipliler inşa edecek...
“Türkiye’nin tarihi 19 Mayıs 1919’da başlamamıştır” derler...
Ama Cumhuriyet tarihinin 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal’in Samsun’a ayak basmasıyla başlamış olduğu ve bugünlere geldiği bir gerçektir...
Varlıklarını Cumhuriyet’e borçlu olduğunu unutanlar için Atatürk’ün Gençliğe Hitabı bir şey ifade etmiyor olabilir!..
Ancak, damarlarında asil kan dolaşan Atatürk gençliği onun gösterdiği yolda ilerlemeyi sürdürecektir!..

Korku pompalaması!..

Her milli bayramda bir korku yayarak tören ve coşku engellenmeye çalışılıyor...
İktidar korkuyu ve paniği önlemek için her türlü güvenlik tedbirini alacağına havayı bulandırıyor...
19 Mayıs için önce Anıtkabir’de canlı bomba patlatılacağı söylentisi çıktı...
Anıtkabir’in bugün ziyaretlere kapatılması gündeme geldi...
Dün de ABD Büyükelçiliği, Türkiye’deki vatandaşlarına, “19 Mayıs’ta açık hedefsiniz” uyarısı yaptı...
Bütün bunları önlemek, güvenliği ve huzuru sağlamakla görevli olan iktidar ise, düşen helikopterin bile hesabını veremiyor...
Helikopter arıza sonucu mu düştü, yoksa PKK’lı teröristlerin attığı füze ile mi düşürüldü?..
Genelkurmay, Hulusi Paşa’nın nikah şahidi olmasına gelen tepkilere cevap vermesindeki sürati bu konuda gösteremiyor!..
Bunu bilmek halkımızın hakkıdır!..