Türkiye’nin hali, “Lüküs Hayat” operetine benzedi...
OHAL ile hayat, oh ne rahat...
Yan gel de keyfine bak...
3 aylık Olağanüstü Hal ilan edildiğinde başta Başbakan olmak üzere iktidarın bütün kodamanları sürekli şu lafı kullanıyorlardı:
“3 aylık OHAL ilan etmek 3 ay sürecek anlamına gelmez, 1,5 ayda da bitebilir”
Şimdi ise Recep Bey, dün Saray’a çağırdığı muhtarlara, “OHAL terörle daha etkin mücadele içindir... Belki 12 ay da yetmeyecek” diyor...

* * *

Demek ki, OHAL ile hayat oh ne rahat!..
Oysa bu iktidar, Diyarbakır ve bazı illerde terörle “daha etkin” mücadele için sürmekte olan OHAL’i kaldırmakla iftihar ediyordu...
Doğu ve Güneydoğu’da yıllarca bunun propagandasını yaptılar...
Şimdi ise, Milli Güvenlik Kurulu OHAL’in 3 ay daha uzatılması için tavsiye kararı aldı...
Hükümet de bu tavsiye kararına derhal uyacak, Türkiye Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) “idare” edilmeye devam edilecek...

* * *

OHAL, iktidar için tam bir fırsatçılığa döndü...
Çıkart bir KHK, karışan yok görüşen yok, Meclis’te tartışması yok, çöpsüz üzüm...
Kılıçdaroğlu önceki gün açıkladı:
“Türkiye’de 1 milyon OHAL mağduru var”
Bu sosyal yarayı kim sarabilir?..
Adalet Bakanı söylüyor işte:
“32 bin kişi tutuklandı”
Bu 32 bin kişi içinde hiç karmanyolaya gelmeyen, hiç gürültüye gitmeyen olabilir mi?..

* * *

On binlerce kişi ya açıkta, ya meslekten atıldı...
Bu büyük kitle içinde mağdur olmaması mümkün müdür?..
Ama iktidarın işine geliyor...
Bu furyada bir temizlik harekatı...
Muhalif öğretmenler, muhalif akademisyenler de aynı torbanın içine atılıyor, bu mudur FETÖ ile mücadele?..

* * *

OHAL’e dayanan başka bir “örnek” gelişme de Yozgat’ta yaşandı...
Yozgat Valiliği OHAL çerçevesinde içkili yerleri kapattı...
Vali, “Tamamı değil, bar pavyon gibi seviyesi düşük yerler” diyor, ama Yozgat’ta zaten başka içkili mekan yok; OHAL’in nimetleridir bunlar...
Bu, diğer illere de “çok güzel bir örnek” teşkil edebilir...

* * *

15 Temmuz’u bundan böyle resmi tatil ilan eden Recep Bey OHAL için ne diyor?..
“Belki 12 ay da yetmeyecek”
Çok doğru...
OHAL ile hayat oh ne rahat...
Yan gel de keyfine bak...

Lozan!..

“Lozan’da adaları Yunan’a vermişiz, zafer mi bu? Lozan’ı zafer diye yutturmaya çalıştılar”
Bu sözü Recep Bey Saray’a çağırdığı muhtarlara söylüyor, onlar da kuzu kuzu dinliyor...
Kimler bize Lozan’ı “zafer” diye yutturmuş?..
Mustafa Kemal Paşa ile İsmet Paşa...
Bir kere o adaları biz vermedik; çünkü zaten bizde değildi, İtalyanlardaydı...
Ama bu iktidar döneminde burnumuzun dibindeki 17 Türk adasının Yunanistan tarafından işgal edildiği bir gerçek!..

* * *

Lozan’ı sadece bu çerçevede ele almak öteden beri siyaset malzemesidir; bugün de aynı durum devam ederken, Ege’de 17 Türk adasının kendi dönemlerinde Yunanistan tarafından işgal ve ilhak edilmesi iktidarın umurunda değil...
Bu işgal, cumhuriyet döneminin ilk toprak kaybıdır, ama oralı olan yok...
Peki bu adaları neden verdiniz, işgaline neden göz yumuyorsunuz?..
Üstelik ortada bir Dünya Savaşı yenilgisi, ülkenin bütünüyle işgale uğraması, buna karşı Kurtuluş Savaşı verilmesi gibi bir durum da yok!..
İktidarın bu konuda sesi neden çıkmaz?!.
Konuşsanıza!..