Bunlar “Yeni Türkiye”, “İleri demokrasi” masalları anlatırken, Türkiye Batılı ülkeler nezdinde “korku ülkesi” oldu...
Bizler Türkiye’nin zaten bir “korku imparatorluğu” haline geldiğini biliyor ve bunu yaşıyorduk da...
Batılı ülkeler, iktidarın göz boyamasıyla durumu çok geç fark etti...
Ama şimdi Avrupa ülkeleri Türkiye’ye gelecek vatandaşlarının dikkatli olmasını istiyor!..

* * *

Örneğin Almanya, tam da turizm mevsimi başlarken vatandaşlarını uyarıyor:
“Türkiye’de açık alanlarda Türk hükümetini eleştirmeyin... Türk devletine karşı siyasi fikirlerinizi beyan etmekten kaçının”
AB Komisyonu Başkanı Tusk açıklama yapıyor:
“Umarım gelecekte ifade özgürlüğü Türkiye ile ana konularımızdan biri olmaz”
Bunun tercümesi, “böyle giderse ifade özgürlüğü konusunda papaz olacağız”  demektir!..
Almanya Başbakanı Merkel “Basın özgürlüğü tartışılamaz” derken, Hollanda Başbakanı açık konuşuyor:
“Türk liderleri eleştirirseniz, güvenliğini koruyabileceğimizi garanti edemeyiz”
Yani, “sizi bir lafınızdan dolayı içeri tıkabilirler” diyor!..

* * *

Bu gibi uyarılar şimdi hangi ülkeler için yapılıyor?..
Kuzey Kore...
Çin...
Sudan ve benzerler...
Suudi Arabistan...
Dikta ile yönetilen Orta Amerika ülkeleri...
Eskiden hangi ülkeler için yapılıyordu_
Sovyetler Birliği...
Doğu Almanya...
Bulgaristan...
Romanya...
Bu uyarılar, Türkiye için de “diktayla yönetilen ülke” manzarasını ortaya koyuyor!..
Böyle bir durum ve zillet 12 Eylül darbesinde bile yaşanmamıştı...

* * *

Türkiye o hale geldi ki boşanmak isteyen adam karısını “Tayyip Erdoğan’a hakaret etti” diye şikayet etti...
İstanbul’da kendisini döven nişanlısını şikayet eden kadın, adamın “Cumhurbaşkanı’na hakaret etti, onun için ittim” demesi üzerine gözaltına alındı...
İki karakol gezdirilip akşama kadar gözaltında tutulan ve aynı zamanda Belçika vatandaşı olan Hülya B. polis tarafından “Cumhurbaşkanı’na hakaret çok ağır bir suçtur, tutuklanabilirsin” diye uyarılması üzerine ertesi gün apar topar ilk uçakla Belçika’ya döndü...
Kadın nişanlısından dayak yemiş, mağdur durumda, ama işin seyrini öyle değiştiriyorlar ki korkudan kendini yurt dışına atıyor, yediği dayak ve gözaltında alınmak da yanına kar kalıyor!..

* * *

Bunlar artık Türkiye’de hayatın olağan akışı haline geldi, abartı değil!.. 
Alacak-verecek kavgalarında, kavşakta yol verme kavgasında bile insanların, karşısındakini “Cumhurbaşkanı’na hakaret etti” diye şikayet ettiğini düşünürsek suçluyken güçlü çıkmanın en basit formülü bu oldu!... 
Sadrazam Davutoğlu Ahmet, “Kimse Türkiye’de fikir özgürlüğü problemi olduğunu iddia edemez” derken;
Aydınlar bildirisine imza atan akademisyenlerden Baskın Oran’ın kendilerine yönelik hakaretleri hakkında suç duyurusu yaptığı Recep Bey’in “fikir özgürlüğü” diye savunma yapması, Türkiye’deki demokrasiyi mizah malzemesi haline getiriyor!..
Ve bu mizah, Türkiye’nin demokrasiden uzak bir korku ülkesi olduğunu dünyaya ilan ediyor!..

İmam-cemaat!..

Meclis’teki kavga manzaralarını gördünüz, küfür hakaret gırla...
Meclis’te vekilleri böyle olursa ülke insanından sade hayatta ne bekleyebilirsiniz?:.
Nitekim Türkiye’de, kadına ve çocuğa şiddet tavan yaptı...
Başbakan çıkıp bağırıyor, Recep Bey zaten bağırıyor, onlar bağırınca muhalefet liderleri de bağırıyor...
Ve Meclis’te yumruklar, uçan tekmeler, küfürler...
Sokaktaki vatandaş da buna uyuyor, hep asabi her an kavgaya hazır...
Yani bu bir imam-cemaat meselesi!..