Türkiye çok kuyruklar gördü...
Margarin kuyruğu...
Tüp gaz kuyruğu...
Benzin kuyruğu...
Emekli maaşı kuyruğu...
Fakat böylesi ilk defa görülüyor:
“Yaş mı kuru mu?” kuyruğu!..

* * *

100 bini aşkın asker, sivil, öğretmen, memur, kaymakam, vali, genel müdür açığa alındı...
Bunların çoğu meslekten ihraç edildi...
Şimdi bunlar sıraya girdi...
“Kuru değilim, yaşım” kuyruğu!..

* * *

Dün Ankara’da Başbakanlık’ın ilgili birimi önünde, İstanbul Valiliği kapısında uzadı kuyruk...
Hepsinin elinde birer dilekçe, “yaş” olduklarını anlatmaya çalışıyorlar...
Kurunun yanında yaşın yanmaması için uzayan kuyruklarda insanlar sabahın köründe beklemeye başlıyorlar...
Adam işten atılmış dımdızlak ortada kalmış, üstelik “Fetullahçı” damgası yemiş...
Evde eşi, okuyan 2 çocuğu ve belki de bakmakla yükümlü annesi veya babası, hepsi aç!..

* * *

Fetullahçı çete sadece 15 Temmuz’da kanlı bir darbe teşebbüsü yapmak, sokağa fırlayan insanları şehit etmekle kalmadı...
Bunun sonucu olarak on binlerce FETÖ’cü arasında günahsız insanların da büyük mağduriyet yaşamasına sebep oldu!..
Türkiye’de müthiş bir jurnalleme furyası başladı...
FETÖ’cü ihbarları aileleriyle birlikte binlerce insanı yaktı...

* * *

Dün açıkladılar 27 bin öğretmen açığa alınmış...
9 bin öğretmen meslekten atılmış...
Bunların hepsi hakkında doğru karar verilmiş olabilir mi?..
Binlerce insanın FETÖ’cü olduğu alınlarında mı yazıyormuş...
İktidardan açıklamalar geliyor:
“İnceleyeceğiz ve mağduriyetleri önleyeceğiz... Çok titiz davranıyoruz, kurunun yanında yaşın da yanmasına izin vermeyeceğiz”
Geçin bunları!..
Siz onları eğri veya doğru ayıklayana kadar nice evler yıkılır...
Dün 15 Temmuz’u “İkinci Kurtuluş Savaşı” ilan ederek...
Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının verdiği Kurtuluş Savaşı’nın değerini, FETÖ’cülerin kalkışmasına eşitleyip tarihi bir gaf yapan Binali Bey de kurunun yanında yanan yaşlar için “Yanlış hesap Bağdat’tan döner” diyor....
Ne kolay!..
Bağdat’tan dönermiş, THY’nin tarifeli seferiyle mi?..
O Bağdat’tan dönene kadar (eğer dönerse) ortada ne hesap kalır, ne de karartılmış hayatlar kalır...
Bunlar boş laf!..

* * *

Evet...
Türkiye ne kuyruklar gördü, ama böylesini görmedi...
FETÖ’cü olmadığını, kurunun yanında yanan yaş olduğunu ispatlamaya çalışanların kuyruğu...
Bu da tarihe geçecek...
Beceriksizliğin, ihtirasın, intikamcılığın, korkunun, eski ortaklığın büyük günahı olarak!..

Abdülhamit


Küba’nın ulusal kahramanı, devrimciliğin sembolü Che’ye “eşkıya, katil” diyen Meclis Başkanı İsmail, aydınları boğduran, Meclis’i kapatan “Kızıl Sultan” Abdülhamit’i anıyor...
Ülkeyi 33 yıl hafiyeler ve jurnalcilerle yöneten Abdülhamit’e nedir bu muhabbet ve saygı?..
Mustafa Kemal Atatürk’ün Mareşal üniformalı tablosunu Meclis’ten atarlar, Abdülhamit’i anmak ve anlatmak için sempozyum düzenlerler...
Bu muhabbetin sırrı o günlerin özlemi mi?..
Sempozyumda bu zat diyor ki:
“Bu sempozyum hafızamıza bir nebze olsun tarih şuuru aşılayacaktır”
Tarih şuuru Abdülhamit için Meclis’te Uluslararası Sempozyum düzenleyerek mi aşılanacak?..
Bu iktidar Atatürk’ü unutturmaya çalışacak, onun ilke ve devrimlerini silmeye çabalayacak, Meclis Başkanı da Abdülhamit’le tarih şuuru aşılayacak, vah vah!..
Acaba Vahdettin’e sıra ne zaman gelecek?!.