Yaşadığımız bu sıkıntıları başımıza açan yıllardır dost ve müttefik dediğimiz Batılıların olduğundan artık kuşkumuz yok. Bu çakma müttefiklere soruyorum. Kan ve gözyaşına doymadınız mı? Pakistan, Afganistan yetmedi, Ortadoğu’nun altını üstüne getirdiniz. Şimdi de benim ülkemde kardeş kavgası yaratıp, kardeşi kardeşe vurdurmak mı istiyorsunuz? Sizi artık çok iyi tanıyoruz. Amacınız; böl, parçala ve yönet. İlginç olan da dünyada Müslüman ülkeler dışında hiçbir yerde bu denli yoğun terör ve kargaşa yok. Nedeni açık...… Eğitimsizlik ve cehalet.
İçinde bulunduğumuz bu sıkıntıları aşmak çok kolay olmayacak. Yapılması gereken Kurtuluş Savaşı’nda olduğu gibi kenetlenmemizdir. Gün; ideoloji, siyaset ve etnik ayrımı konuşma zamanı değildir. Tüm Batılılar, PKK, IŞİD ve FETÖ ile üstümüze çullanıyor ve çullanmaya da devam edecekler. 15 Temmuz’u milat kabul edip, tüm dünyaya birlik ve beraberlik içinde olduğumuzu haykırmalıyız. Dün ne oldu değil, yarını nasıl yakalayacağız? Bunun çözümlerini aramalıyız. Yenikapı’da milyonlar bir araya geldi. Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan, Sayın Kılıçdaroğlu ve Sayın Bahçeli; birlik ve beraberlik mesajlarını anlaması gerekenlere yüksek sesle dillendirdiler. Bu çok önemli bir birliktelikti. “YENİKAPI RUHU”.

ASIL OYUNBOZAN KİM?

Değerli okurlar; Yenikapı ruhu demokrasi adına geleceğe dönük çok büyük atılımların yapılacağının da müjdesini veriyordu. “DEMOKRATİK TÜRKİYE”. 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminin yarattığı olumsuzlukları kısa sürede ortadan kaldırmak için “OHAL” ilan edildi. Bu süreçte sorunlar kısa sürede çözüm beklediğinden KHK çıkarılacaktı. Ancak ne oldu KHK’ler TBMM’ye getirilmediği gibi, çıkarılan bu kararnameler ile ilgili en küçük bir bilgi bile muhalefetle paylaşılmadı. Sayın Kılıçdaroğlu, devamlı olarak hatırlatıyor. Birliktelik ruhu bu değil, yapmayın, Meclis’i dışlamayın. Yenikapı’da ne için toplandık ve ne dedik? “DEMOKRATİK TÜRKİYE”. Demokrasilerde olağanüstü hal ilanında çıkarılan KHK’ler TBMM’ye sunulur ve onanır. Üstelik hukuk otoriteleri her gün ekranlara çıkarak, KHK’lerin olağanüstü hal sürecini aşmaması gerektiğini söylüyorlar. KHK’ler ile bırakın OHAL sürecini, geleceğe yönelik çok sayıda yasalar çıkarılıyor. Bugün Sayın Kılıçdaroğlu’na yapılmakta olan nazik kınamalar; ileride daha da ağırlaşacağa benzediği gibi, hemen ruh çağırmaya başlandı. Siz OHAL’e rağmen, demokrasinin kural ve koşullarını işlettiniz de, Sayın Kılıçdaroğlu “ruha” karşı mı çıktı? “Oyunbozan” diye adlandırdınız. Oyunbozanın kim olduğunu kamuoyuna bırakıyorum.

KAFA KURCALAYAN SORULAR

Halk soruyor...…
GATA’ları Sağlık Bakanlığı’na bağlamak, ülkede yaşanan olağanüstü durumu çözer mi?
Haydarpaşa GATA’nın adının Abdülhamit olarak değişmesi, OHAL gereği miydi?
TSK’nin hastaneler dışındaki doktorlarını nerede yetiştirmeyi düşünüyorsunuz?
Ankara GATA’ya ne isim vereceksiniz?
Kapatılan cemaat okullarının tümü imam hatip lisesi mi olacak?
Şu anda FETÖ soruşturması geçiren ailelerin çocuklarının okullara kayıt edilmemesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Medyada yoğun konuşulan “Menzil” ve “Süleymancılar” adlı cemaatler var mı? Varsa uzantıları nerelerde?
AKP’nin siyasi kadrolarında çocukları cemaat okulları ve üniversitelerinde okuyan var mı? Varsa, bunlara bir işlem yapılacak mı?
Milletin evi Beştepe’de sosyal etkinlikler yapılabilecek mi?
Muhalefet, iktidarı eleştirdiğinde FETÖ’cü olarak mı suçlanacak?
Gelecek yıl yapılacak adli yıl açılışında yargıçların ayağa kalkmamaları ve cübbede düğme olmadığı hatırlatılacak mı?
Kadın polislerin, türban takmaları da OHAL’i mi ilgilendiriyor?
Bu soruları halk soruyor... Yazmamı istediklerinde, Yenikapı ruhu zedelenir mi diye düşünmedim değil. Ülkenin hiçbir derdi yokmuş gibi, milletin evindeki “zikir”den söz ettiler. Bozgunculuk yapmayın… Sayın Cumhurbaşkanı her defasında külliyenin “milletin evi olduğunu” üzerine basa, basa söylüyor. Siz de, sosyal bir etkinlik yapacaksanız, camide namaz kılacaksanız kütüphaneye gitmek istiyorsanız; göğsünüzü gere, gere gidebilirsiniz… Ancak verdiğim bu cevaplardan insanların mutlu olup, olmadıklarını bilemiyorum.
SON SÖZ: Haklıların mahkum edildiği bir ülkede, bütün doğruların yeri cezaevidir. THOREAL