Rantı elinde tutan!
Haddinden fazla güçlüyse.
Türkiye diktatörlüğe gider.
Seçimle gelen.
Seçimle gitmez.
Ölünce de gitmez.
Yerine, oğlu, damadı gelir.
Rantı elinde tutan!
Gücü frenlenebiliyorsa
Türkiye demokrasiye gider.
Seçimle gelen, Türkiye’deki kurumların (adalet- mahkemeler- hukuk- Meclis- gazeteler-sivil toplum) denetimi, gözetimi, kontrolü altındaysa “Türkiye’nin demokrasisi esir alınamaz” isyan eder.
Kitap yeni çıktı.
Okudum.
Yukarıdaki sonucu çıkardım.
Geleceğimize ışık tutacak kitap!
Bu kitabı Türkiye’nin eski, köklü, güvenilir yayıncısı Bağlam Yayınevi bastı. Prof. Dr. Daron Acemoğlu ile Prof. Dr. James Robinson birlikte yazdılar. Kitabın adını; “Diktatörlük ve Demokrasinin Ekonomik Kökenleri” koydular.
Türkiye üzerine bir kitap değil.
Türkiye’yi konu almıyor.
Türkiye’yi analiz etmiyor.
Ama Türkiye’ye ışık.

*  *  *

Darbeler üzerine bir kitap.
Darbe orduyla gelir.
Diktatörlüğe dönüşür.
Darbe seçilmişle gelir.
Seçilmiş diktatöre dönüşür.
Seçilmiş, başlangıçta demokrattır.  Halka dayanır. Sarayı yoktur.  Ordu elinin altında değildir. Polis onun kuklası olmamıştır.  Hukuk, mahkemeler, hakimler, savcılar onunla çay toplamaya koşmazlar. Din adamları biat etmemiştir. Gazeteciler bağımsızlığını, tarafsızlığını yitirip yandaş, besleme, korkak olamamıştır. Zengin sınıf, patronlar, tüccarlar, fabrikatörler, seçkinler, aristokratlar onun iki dudağı arasından çıkan her kelimeye alkış tutmazlar. Muhtarlar her fırsatta Sarayı’na koşmazlar.
Bunlar zamanla!
Narkoz altında.
Uyuşturarak gelişir.
Seçilmiş, otoriterleşir.
Haddinden fazla güce erişir.
Rantlardan nasiplenen egemen bir zümre oluşur. Seçilmiş, bu zümreyi besler, bu zümre seçilmişi koltuklar, över,  büyütür, hikmet yükler, peygamber sayar, tanrılaştırır.
Demokrasi esir alınır.
Seçilmişten diktatör yaratılır.

*  *  *

Bu kitabın yazarları;  birisi bizden biri (Daron Acemoğlu),  Türk vatandaşı, Türkiye’de doğmuş, büyümüş,  okumuş, dünya ölçüsünde bir bilim ve düşünce adamı olmuş. Diğeri (James Robinson) Amerikalı, dünyanın önde gelen ekonomi ve yönetim profesörü sayılıyor.  İki yazar bu kitapta; ağırlıklı olarak “esir edilmiş demokrasilerin” nasıl, hangi ekonomik ve sosyal şartlarda doğduğunu somut örneklerle inceliyorlar.
Güç tek elde toplanıyor.
Ekonomik çöküş oluyor.
Demokrasi esir düşüyor.
Tek adam ile seçkin zümre bir olup, orduyu, polisi, adaleti, Meclis’i, basını, tüm rantları ele geçirip ülkeyi diktatörlüğe götürüyorlar. Bu kitap, kolay okunacak bir kitap değil.  Öyle “hap haline getirilmiş hüküm ya da iğneleme lafları vardır, alır kendi Twitter ya da Facebook sayfamda yayınlarım çok tıklama alırım” diye düşünenlerin okuyacağı bir kitap da değil.
Bu kitap akla hitap ediyor.
Narkozlu duygulara değil.
Bu kitap Türkiye’yi yazmıyor.
Türkiye’nin geleceğine ışık.
Türkiye’nin demokrat insanları çok sevinmeyin. Türkiye’nin Atatürkçü insanları yan gelip yatmayın. Türkiye’nin inançlı, imanlı insanları tevekküle yatmayın. Türkiye’nin özgürlük ve yüksek kalkınma arayan insanları durup seyretmeyin.  15 Temmuz darbe girişimi başarılı olmadı, demek ki, Türkiye’de demokrasinin temeli sağlammış diye kendinizi avutmayın.
Oku bu kitabı!
Geleceğini gör.