Hiçbir şey sebepsiz değil. Havuz medyasını kendi elleriyle kuran, sonra da unutanın, komşusu “FETÖ üyesi karaktersiz gazeteci” çıkar.
Dövünür.
Avunur.
Başına vurur.
Yazıklanır.
Aynen böyle oldu.
FETÖ’nün Hava Kuvvetleri İmamı Adil Öksüz, 15 Temmuz kanlı kalkışma gecesi Akıncı Hava Üssü’nde yakalandı, “ darbeci değilim, buraya tarla bakmaya gelmiştim” diye ifade verdi, 20 dakika sonra serbest kaldı, 20 gündür aranıyor. Cumhurbaşkanı,  Rusya dönüşü uçakta başına geleni 20 gün sonra öfkeli öfkeli anlatıyor: “Mesela 15 Temmuz gecesi olan hadise. İsmi Adil (Öksüz) olan şahsı kastediyorum. Bakın onu kaçıran gazeteci bizim apartmanda (4 No’lu dairede) oturuyormuş. Komşumuz yani. Görünürde bize saygıda hiç kusur etmezdi. Bunu de herkese söylerdi. Şimdi Adil denilen o şahsı kaçıran adam olduğu ortaya çıktı. Kaçıran o... Bunların hepsi karaktersiz...”

* * *

Kim bu karaktersiz?
Adı Erdal Şen.
Cumhurbaşkanı’nın Başbakan olduğu yıllardan bu yana hep yanında, yakınında, uçağında bulunmuş bir gazeteci... İnternet ortamında arşive girin görün.  Haber Türk Gazetesi’nin Ankara Temsilcisi Muharrem Sarıkaya, yıllarını gazeteciliğe vermiş, çalışkan, gördüğünü yazan iyi bir basın emekçisidir. Onun ayağını Ankara Temsilciliği’nden kaydırdılar. Cumhurbaşkanı’nın “karaktersiz” dediği bu Erdal Şen’i getirdiler.
Unutmamışsınızdır.
Unuttuysanız.
Hatırlayın.
Cumhurbaşkanı, Başbakan olduğu yıllarda bu Haber Türk’e telefon ediyor; “şu haberi büyük kullan... Şu haberi hiç görme...” türünden talimatlar veriyordu. Demokrasiye, basın özgürlüğüne  hançer saplamak anlamına gelen bu “başbakan emriyle haber yaptırma...”  Alo Fatih gazeteciliği gücünü “Havuz medyası Modeli”nden alıyordu.
Yine arşive bakın.
Göreceksiniz.
Havuz medyasının bir numaralı kurucusu, kollayıcısı, kullanıcısı Cumhurbaşkanı’nın kendisi olmuştu. Sabah Gazetesi ile ATV Turgay Ciner ile Dinç Bilgin’in sahipliğindeyken ortaklar arasında çıkan kapışmayı fırsat sayıp; “Havuz Medyası Modelini” kurdu. AKP yandaşı ve Cumhurbaşkanının yakın arkadaşı bir işadamına, Devlet bankalarından 750 milyon dolar ve ilk 3 yılı ödemesiz, 10 yıl vadeli kredi sunuldu. Sabah Gazetesi ile ATV, iktidar yandaşlığına geçirildi. Sabah ve ATV,  iktidar borazanı yapıldı. Cumhurbaşkanı’nın damadı da bu gazetede yazar oldu. Basının bağımsızlığını koruma ilkesi zaten gazetecilik dışı işleri olan basın patronları yüzünden can çekişiyordu “Havuz Medyası Modeli” ile  mezara kondu. Yani demokrasi mezara gömüldü. Cumhurbaşkanı’nın 14 yıllık iktidarında havuz medyası modeli bütün basına yayıldı. Karaktersiz dediği FETÖ’cü gazeteci bu model sayesinde Haber Türk’e Ankara Temsilcisi olup,  Cumhurbaşkanı’nın uçağına biner oldu.

* * *

Yine arşive girin.
Göreceksiniz.
Unuttuysanız.
Hatırlayacaksınız.
Sabah ve ATV iktidar yanlısı iş adamından iktidardan en çok ihale almışlara bizzat görevli bir bakanın koordinatörlüğünde ikinci kez “Havuzlama” yapılarak geçirildi.
Sen köprü ihalesi aldın.
At havuza para.
Sen havaalanını kaptın.
At havuza para.
Sen rakı fabrikalarını yuttun.
At havuza para.
Sen tünel projesini götürdün.
At havuza para.
Para dolar cinsinden.
Böyle böyle 2 ayda havuzda 650 milyon dolar toplandı. Bu para daha önce Sabah ve ATV’yi  devlet bankalarının ballı kredisiyle alan işadamına aktarıldı ve havuz medyası modeli kurumsallaştı. İşte Cumhurbaşkanı’nın “karaktersiz” dediği gazeteci tipi bu yapıdan türüyor. Havuz medyasını unutanın komşusu “karaktersiz FETÖ’cü” çıkıyor! Demokrasi’ye Yenikapı açtık diyorsanız önce havuz medyasını bitirin de görelim.

NOT: Havuz Medyası Modeli’nin ilk örneği Sabah ile ATV’ye devlet bankalarından aktarılan 750 milyon dolar kredinin kaç taksitte, hangi tarihlerde, ne miktarlarda geri ödendiği Meclis’te 100 defa soru önergesi yapılmasına rağmen “Banka ve müşteri sırrı” diye açıklanmadı.