Her gün sosyal medyada özel bir gün kutlanıyor. Yok dünya kahve günü, arkadaş günü, çiçek günü, böcek günü.
Cuma oluyor, “Hayırlı cumalar” mesajları bitmiyor. Bayılıyoruz bir şeyler kutlamaya...
Ama Türk kadınlarının esas kutlaması gereken gün ‘4 Ekim’dir.
Geçen 4 Ekim Salı, Medeni Kanun’un kabulünün 90’ıncı yılıydı. Türk kadınlarının en önemli günü, bayramı.
Türkiye’de kadın erkek eşitliğinin, resmi nikah zorunluluğunun, tek eşliliğin, kadınlara istediği işte çalışma hakkının, kadınların mahkemede tanıklık yapma hakkının, eşit miras ve boşanma hakkının kabul edildiği gün.
Yani biz Türk kadınlarının bir çok dünya ülkesinden önce özgürlüğüne kavuşmasını sağlayan, kadınların da insan olduğunu resmileştiren kanunun çıkarıldığı gün.
Teşekkürler Büyük Atatürk.

*  *  *

Her sene okulların tatil edildiği 6 Ekim İstanbul’un Kurtuluşu da bu sene kutlanmadı, okullar da tatil edilmedi. Neden?
İstanbul’un 5 yıllık düşman işgalinden kurtulduğu gündür 6 Ekim.
Mustafa Kemal Atatürk yönetimindeki ordunun İngilizlerin işgalini resmen sonlandırdığı gündür.
6 Ekim hepimize kutlu olsun.
Teşekkürler Büyük Atatürk.

Kadın erkek ilişkileri hakkında

Hani şu gazetelerin başlıklarına kanıp okuduğumuz yazıları var ya...
Mesela ‘’Genç kalmanın 5 anahtarı’’ ya da, ‘’Eşinizi mutlu etmenin 10 sırrı’’ gibi ...
Acaba nedir diye her seferinde tutamam kendimi bir heyecan okurum ama sonu çoğu zaman hayal kırıklığı. Sır mır yoktur ortada... Hep bilindik şeyler, klişe laflar...
Zaten sır olsa adamlar gazetede yayınlayıp bedava sizinle paylaşacak değiller herhalde. Hele bu devirde!
İşte yine kendimi tutamayıp kadın erkek ilişkileri hakkında öyle bir yazı okudum.
Bence insan ilişkilerini kurallara bağlamak anlamsız. Hele gönül işleri söz konusu olduğunda bunu herhangi bir formülle çözmek imkansız.
Her ilişkinin ayrı bir dinamiği var. Böyle yaparsan kazanırsın, şöyle yaparsan kaybedersin diye bir şey söz konusu değil.
Atalarımızın dediği gibi ‘’Gönül bu aka da konar; (kibarca yazayım) karaya da...’’
Ama yine bu ecnebiler rahat durmamışlar, araştırmışlar.

*  *  *

İngiliz Independent Gazetesi’nde yayınlanan bir araştırmaya göre kadın erkek ilişkilerinde “kaçan kovalanır” klişesi maalesef doğruymuş.
Erkekler daha az hoşlansalar da zor olanı elde etmeyi tercih ediyorlarmış. Bu bilmediğimiz bir şey değil zaten. İlişkilerde bir formül olmasa da bu bölüm yüzde 90 geçerli.
Ayrıca erkekler mutlu görünen kadınları beğenirken, kadınlar daha ciddi görünümlü, ağır, gururlu tipleri çekici buluyorlarmış.
Demek ondan bizim Türk kadınları her tıngırtıda kendilerini ortaya atıp mutlu mutlu göbek atıyorlar. Independent Gazetesi’nden önce çözmüşler durumu.
Bir de yeni tanıştığınız kişinin gözlerine 2 dakika kesintisiz bakarsanız karşınızdaki size bazı hisler beslemeye başlıyormuş!
Filmlerdeki uzun bakışma sahneleri bize bunu anlatmaya çalışıyor olabilir.
Belki de bizim erkekler onun için otobüste, metroda gözlerini dikip, çekmeden uzun uzun bakıyorlar. Bir bildikleri var demek.
Ama bizimkiler ineceğiniz durağa kadar bakmayı sürdürdüklerinden, süre 2 dakikayı epey aşıyor. Yani belki de doz aşımından kaybediyorlar.
Valla İndependent’ın yalancısıyım, benden söylemesi.