Her geçen gün Batı’dan biraz daha kopuyoruz.
Saatlerimiz bile sürekli yaz saati ile Suudi Arabistan saatine denk getirildi.
Avrupa’da Ekim sonunda saatler kış saatine göre bir saat geri alınınca, İngiltere ile aramızdaki fark 3 saate, Almanya, Fransa ve diğerleri ile 2 saate çıkacak.
Eh, saat durumunu böyle halledince sıra Arapça öğrenmeye geldi demektir!
Bu da başladı. İlkokullarda seçmeli denilen fakat gerçekte zorunlu olan Arapça dersleri konuldu.
7 yaşındaki mini mini yavrularımız, ilkokulda okuma-yazmayı öğrenir öğrenmez, ikinci sınıftan itibaren Arapça derslerine başlayacak.
“Uygarlığın adresi Arapça değildir” diye bağırıp çağırsak da dinleyen kim?

* * *

Bir yandan düz liseler İmam Hatip Okulu’na çevriliyor, bir yandan da ilkokullarda Arapça dersleri başlatılıyor. Bu arada bazı liselerde de öğrencilere zorunlu Arapça derslerinin dayatıldığını öğreniyoruz.
Ulus olarak biz bu zorlamalara layık mıyız? Düşünüyorum da... Galiba öyleyiz! Çünkü sesini soluğunu çıkaran pek yok!

* * *

CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, zorunlu Arapça derslerini Meclis’e taşıdı. Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın cevaplandırması istemiyle bir soru önergesi veren Sertel:
“Öğrencilere Arapça dayatılmasının gerekçesi nedir?” diye sordu.
Birçok öğrenci velisinin bu zorlamadan rahatsız olduğunu ifade eden Atila Sertel, yap-boz tahtasına dönen eğitim sistemimizde bu yılki müfredata “kökten dinci” bir yaklaşımla değişiklikler yapıldığını söyledi.
Türkiye genelindeki bütün camilerde Arapça ve Kuran kurslarının olduğunu hatırlatan Atila Sertel, ailelerin hali hazırda çocuklarını bu kurslara gönderdiğini, okullarda böyle bir zorunluluğun toplumu kutuplaştırmaya iteceğini belirtti.

* * *

2016-2017 eğitim-öğretim yılı müfredatında 9’uncu sınıflara Kuran-ı Kerim ve Arapça dersleri, 10’uncu sınıflara ise Osmanlı Türkçesi dersleri konuldu.
İlkokul müfredatında yapılan değişikliklerle de ilkokul 2’nci sınıftan itibaren Arapça dersi “seçmeli ders” kapsamına alındı. Fakat başka seçenek olmadığı için bu ders zorunlu oldu!
Atila Sertel “7 yaşlarındaki çocuklara Arapça dayatılmasının anlamı ve amacı nedir?” diye soruyor ve cevabı kendisi veriyor:
“Bu dersleri almak istemeyen çocuklar ve buna karşı çıkan veliler de fişleniyor üstelik. İktidar, laik eğitim sistemini ‘din merkezli’ bir sisteme dönüştürmek istiyor.
Tek düze bir toplum isteyen, topluma sürekli kendi isteklerini dayatan bu iktidar, şimdi de dilimize ve dinimize müdahale ediyor!”

Sakal bakteri yuvası!

Erkeklerin imaj için uzattıkları sakal gençler ve futbolcular arasında moda... Ben “Bu genç insanlar suratlarını kıl yumağı haline getirmişler, bu şekilde kendilerinin çok yakışıklı olduklarını sanıyorlar ama aslında itici ve sevimsiz oluyor, görüntü kirliliği yaratıyorlar” diye eleştirmiştim.
İstanbul’un eski Birinci Sınıf Emniyet Müdürleri’nden olan Mehmet Çetin Alp’ten “Sakal konusunda çok haklısın. Sana ‘Sakal bakteri yuvası’ şeklinde bir bilgi gönderiyorum.” diye bir mektup aldım.
Haber şöyle:
“İngiltere’nin Birmingham kentinde yapılan bir araştırmaya göre sakal, bakteri üreterek deri enfeksiyonlarına neden oluyor!
Sakal uzadığı zaman normal saça oranla daha kısa ve kıvırcık olduğu için kir ve mikropların üremesine yol açıyor.
Birçok uzman bu bakterilerin, egzama ve benzeri deri enfeksiyonlarına sebep olabileceğini belirtiyor. Bazı uzmanlar ise bakterilerin oluştuğunu kabul ediyor ama “Bu bakteriler sağlık riski oluşturmuyor” diyor ve ekliyorlar:
“Ne olursa olsun, erkeklerin sakallarını düzenli olarak tıraş etmelerinde fayda var. Sakal erkekleri çirkinleştiriyor!”

TEBESSÜM

Ambulans sürücüsü!


Malûm, ülkede işsizlik çok büyük boyutlarda. Temel de günün birinde işsiz kalmış, uğraşmış, didinmiş ve bir iş bulmayı başarmış.
Ambulans şoförü olarak işe başladığı ilk gün Temel’e bir hastayı evinden alıp hastaneye getirmesini söylemişler...
İki saat sonra ambulansta “dört hasta” ile geri dönen Temel, görevlilere durumu açıklamış:
“Ha bu ilk sıradaki esas hastadur da... Diğer üçüne yolda ben çarptum!”

GÜNÜN SÖZÜ

Daima doğruyu söyle, ne dediğini hatırlamak zorunda kalmazsın!

1