Adı Hatice Börü...
Diyarbakırlı dertli bir ana bu...
İki yıldır evlât acısıyla yaşıyor. Gözyaşı dökmediği gün yok.
Kocası Fikri Börü, Hatice anayı teselli etmek için ne kadar uğraşsa da başarılı olamıyor. Aslında Fikri Börü de evlât acısının iki yıldır yüreğine taş gibi oturduğunu hissediyor ama dayanmaya çalışıyor.
Hatice Börü ile Fikri Börü’nün delikanlı oğulları Yasin Börü, iki yıl önce Diyarbakır’daki bir gösteride öldürülmüştü.
PKK’nın siyasi uzantısı HDP Merkez Yürütme Kurulu, 6-7 Ekim 2014’te Ayn El Arap’taki çatışmaları bahane ederek gençleri sokak protestolarına çağırmış, Diyarbakır’daki taşlı sopalı izinsiz gösteriler sırasında Yasin Börü vurularak hayatını kaybetmişti.

*  *  *

İki yıldır adalet isteyen gözü yaşlı Hatice ana, yüreğinin ilk günkü gibi yanmaya devam ettiğini söyleyerek şöyle diyordu:
“Yasin evlâdım derslerine çalışıyordu. Geleceği parlaktı. Önce doktor olmak istiyordu, sonra fikrini değiştirip bilgisayar mühendisi olmak istediğini söyledi. Hâlâ oğlumun hayali ile yaşıyorum. Onu sokaklara çağıran HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın ve diğerlerinin de yargılanmalarını istiyorum.
Yasin’imi sokağa çağıran Selahattin Demirtaş’tı. Oğlumla beraber birçok kişiyi de katleden PKK yandaşlarıydı.
Biz o canavarları desteklemedik, beslemedik. Onların davası Kürtlük davası değildi. Selahattin Demirtaş ve diğerlerinin yargılandıklarını görmeden yüreğimin acısı dinmeyecek.”

*  *  *

Dertli ana Hatice Börü’nün duası önceki gün kabul edildi.
Halkı ayaklanmaya çağıran iki Eşbaşkan Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ başta olmak üzere 9 HDP milletvekili PKK terör örgütüne destek olmak ve halkı isyana çağırmak suçlarını işledikleri iddiasıyla tutuklanıp cezaevine kapatıldılar.
Komşuları Hatice Ana’nın “Dualarım kabul oldu. Bu benim en mutlu günüm. Artık bu dünyadan gözü açık gitmem” dediğini belirtiyor.
Tanrı’nın değirmeni ağır ama iyi öğütür! İlâhi adalet bazen ağır ağır gelir ama hiç şaşmadan gelir.

THY’nin Temel hikâyesi gibi müthiş başarısı!


Uzun yıllar genel müdürlüğünü yaptığı Türk Hava Yolları’ndan bir süre önce ayrılan Temel Kotil veda konuşmasında müthiş başarılarını şöyle anlatıyor:
“2015 yılının sonu itibariyle uçtuğumuz nokta sayısı 282’ye, haftalık sefer sayısı 9 bine, yıllık yolcu sayısı 61 milyona ve uçak sayısı 299’a ulaştı.
Yılda ortalama yüzde 30 büyüyerek 1 milyon 400 bin transfer yolcudan, 18 milyon 400 bin yolcuya ulaştık. Kırkıncı sıradan yükselerek dünyanın en büyük 10’uncu havayolu şirketi olduk.
2013 yılından itibaren dünyada en çok yurt dışı noktaya uçan havayolu haline geldik.
Bütün bu süreçte diğer havayollarına karşı dört kat büyüdük. THY, artan uçuş ağı ile İstanbul’u çok önemli bir transfer merkezi haline getirdi.
Bu sürecin, İstanbul’da yeni havalimanıyla daha üst noktalara taşıyacağından hiçbir şüphem yoktur.”

*  *  *

Evet, bu sözlerle nasıl başarılı olduğunu anlatan Temel Kotil’in başında bulunduğu Türk Hava Yolları’nın bu yılki zararının şimdilik 3 milyar 600 milyon lira olduğunu belirtelim.
Sonuç olarak milletin paraları havada batırıldı ve bunu yapan Genel Müdür, daha büyük işler yapmak üzere çok daha stratejik bir kurum olan Türk Havacılık ve Uzay Sanayii “TAI”ye Genel Müdür olarak tayin edildi.
Genel Müdür’ün adı Temel Kotil ya... Bu da bir Temel hikâyesi gibi!
Böyle şeyler ancak ülkemizde olur!

TEBESSÜM

“Kıble nerede?”


Mahallede iki yaramaz kardeş varmış. Ne olsa onlardan biliniyormuş.
Şikâyetlerden bunalan anneleri bir çare bulur umuduyla çocukları caminin imamına götürüp durumu anlatmış...
İmam önce kardeşlerden büyük olanı karşısına oturtup sormuş:
“Söyle bakalım, Kıble nerede?”
Çocuktan ses çıkmayınca bu kez bağırarak sormuş:
“Kıble nerede?”
Çocuk yerinden fırladığı gibi dışarıda bekleyen kardeşini de elinden tutup koşarak kaçmış...
Durdukları vakit küçük kardeş sormuş:
“Abi, ne oldu, neden kaçtık?”
“Yaa, valla bu sefer durum kötü...”
“Neden abi?”
“İmam bana ‘Kıble nerede?’ diye hesap sordu. Kıble çalınmış, onu da bizden biliyorlar!”

GÜNÜN SÖZÜ

Değerinizi yaptığınız
işlerle kanıtlarsınız,
ağzınızla değil!

13rahmibey30cm