Ergenekon, Balyoz döneminde olduğu gibi milletvekillerine, gazetecilere bu kez “Darbe teşebbüsü”nden tutuklananların mektupları geliyor. Tabii ki biz yazdıklarının ne kadar doğru olduğunu bilemeyiz. Bunları yüce yargı ortaya çıkaracaktır.
Mal varlıklarıyla ilgili bazı bilgiler 12 Eylül Darbesi’ni yapan komutanların davaları sırasında da gündeme gelmişti. Örneğin Sedat Celasun’un üzerinde tam 224 daire, Kenan Evren’in bir damadının üzerinde İstanbul’da 32 bloklu bir site görünüyordu. Bu tapudaki kayıtlardan kaynaklanıyor, o kişinin hissesi belirtilmediği için sanki hepsi onlara aitmiş gibi gözüküyor. Benzer durum bir dairesi olan sitede 18 bloktaki tüm daireler komutana aitmiş gibi gösteren haberler de yayımlanıyor. İster istemez bu durum onların aleyhine oluyor ve bu durumu anlatamıyorlar.

NAMUSUM, ŞEREFİM ÜZERİNE...

Albay Dursun Çiçek, “Ergenekon Davası” kapsamında cezaevinde tutulmuştu. Cezaevini, koşullarını, mektubun, ziyaretçinin ne olduğunu çok iyi bilir. 40 yıllık arkadaşı, ordudan atılan Korgeneral İlhan Talu’dan “Sevgili kardeşim Dursun” diye başlayan bir mektup aldı. Talu, şunları yazıyor:
“Basında ağırlıklı olarak Fethullahçıların personel kadrolarını ele geçirdiği dolayısıyla benim dahil Fethullahçı olduğumu yazıp çiziyorlar. Safahat kartıma bakacak olurlarsa tümgeneral rütbesine gelene kadar hiç personel kadrosunda çalışmadım. Tümgeneral rütbesinde nasıl personelci olduğumu anlatayım. Ağustos 2014 Şurası yaklaştığında dönemin personel başkanının Fethullahçı olduğuna ilişkin haberler çıkınca şaibesiz bir adam aranmış ve beni bu göreve atadılar.
Tayin profilim kesinlikle çekirdekten yetişme Fethullahçı personelciye uymaz. Onlar daha genç rütbelerden itibaren bu sistemin içerisine girmektedirler. Ben ise tesadüflerin veya Fethullahçılarla mücadeleyi seçmiş komutanların tercihiyim. Namusum, şerefim ve en sevdiklerim üzerine yemin ederim ki hayatımın hiçbir döneminde cemaatle, Fethullah’la veya herhangi bir tarikatla ilişiğim olmadı. Bunu lütfen arkadaşlarıma anlatın.

ŞURA’DA NELER YAPACAKTIK?

2015 Yüksek Askeri Şûrası’nda (YAŞ) daha önce adet olmamasına rağmen YAŞ’a girecek bütün general, amirallerle terfi potasındaki kurmay albayları hassas kaynak araştırması için MİT’e sorduk. Hem MİT’ten gelen bilgilerle, hem de dosya kayıtları ile istihbarattan kaydı bulunan 14 general ve amiralin hiçbirisini terfi potasında olmasına rağmen terfi ettirmedik. Bunların hepsinin kaydı var. Şimdi tutuklu bulunan bazı general/amirallerin 2015 yılında terfi ettiği söylenebilir. Doğrudur. (Tümgeneral Mehmet Dişli, Tümamiral M. Zeki Uğurlu gibi.)
Temmuz 2015 son haftasında Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları, Sayın Cumhurbaşkanı ile konutta bir araya gelmişler ve bütün isimler tek tek görüşülerek bazı isimlerin terfi ve uzamasına karar verilmiştir. Yoksa personel başkanlığı olarak biz her personelle ilgili kayıtları ortaya koyduk. Sonuçta nihai karar YAŞ üyelerinin. Şaibeli olarak emekli olan hiçbir personele vakıf derneklerde dahi görev vermedik.

PARALELCİLERİ BELİRLEDİK

2016 yılı Şura çalışmalarına Silahlı Kuvvetler’deki Paralel Devlet Yapılanması (PDY) ile mücadeleye daha erken başladık. Bu kez üçüncü hizmet yılındakiler dahil bütün general ve amiraller ile bütün kurmay ve sivil subaylarını hassas kaynak araştırması için hem MİT hem de ilk defa Emniyet Genel Müdürlüğü’ne (EGM) sorduk. Ayrıca bununla yetinmedik personelimizle ilgili ellerinde PDY ile ilgili bilgi ve belge bulunan kurum/makam ve şahıslarla temasa geçerek bu bilgileri de kendilerinden aldık. Bu kurum ve şahısların kimler olduğu, isimleri bende mevcut. Sonuçta kim kesin paralel, kim paralel şüpheli, kim temiz belirledik.

BENDEN İKİ KİŞİNİN DOSYASINI İSTEDİ

15 Temmuz 2016 tarihine baktığımızda bütün koordinasyon bitmiş, komutanımıza arz edilmiş, son koordinasyon toplantısı için 17 Temmuz 2016’da, 3 Ağustos’ta hayata geçirilecek çok iyi koordine edilmiş bu plan 15 Temmuz darbesi ile akamete uğratıldı.
Şimdi de müsaade edersen 15/16 Temmuz 2016 günleri Genelkurmay Karargahı’nda neler yapıldığını anlatayım: Saat 20.00 civarlarında Genelkurmay Başkanı beni direkt hattan arayıp makamına çağırdı. Gittim. MİT Müsteşarı ile birlikte çalışma masasında oturuyorlardı. Bugün öğleden sonra verdiğim YAŞ ve PDY ile ilgili dosyaları bana verdi. Kara Havacılık Komutanlığı’ndan iki şahsı sordu. Bunlar PDY kapsamında isimleri geçenlerdi. Bunların safahat kartlarını aşağıdan getirip gösterdim. MİT Müsteşarı hâlâ orada idi ayrılıp odama gittim.”
İşte asıl olanlar bundan sonra oluyor. Dursun Çiçek’e, arkadaşının cezaevinden gönderdiği mektubun devamını, karargahta ne olduğunu onun anlatımıyla pazar günü anlatacağım.