Bizde bir atasözü vardır: “At sahibine göre kişner!” Sanırım bu atasözü Advocaat için en doğru tanımlama olur. Tecrübeli hoca hem çıkardığı doğru 11’le hem de yaptığı değişikliklerle maçın kazanılmasında en önemli rolü üstlendi. Maçın büyük bölümünde neredeyse tek kale oynayan Fenerbahçe, net bir skorla büyük bir avantaj yakaladı. Sarı-lacivertlilerin kalecisini göremedik bile! Fenerbahçe öylesine başarılı işler yaptı ki, maçın hakemine iş düşmedi. Yani hiçbir tartışmaya mahal vermeden doğru bir oyun ve anlayışla sonuca gittiler. Bir de şunu gördük ki, oyuncular hocaya inanıyor. Zaten aynı oyuncular Pereira’ya inanmadıkları için başarısızlık vardı. Grasshoppers maçı ile bu aşılmış gözüküyor. Savunmadan hücumun en uç noktasına kadar hatasız bir oyun sergilediler. Stoch’un geri dönüşü ve van Persie’nin hocaya olan inanmışlığı çok net ortada. Sonradan oyuna giren yıldız futbolcu elinden geleni yaptı. Ama bir oyuncu için parantez açmak gerekirse onun adı da Salih Uçan’dır. Salih’in İtalya deneyimi kendisine çok önemli şeyler kazandırmış. Hem çok sakin hem de kondisyonu üst seviyede. Golden önce yerde kalmasına rağmen attığı müthiş çalım golü getirdi. Bu da şunu gösteriyor ki Salih çok güçlü ve sezona da damga vuracak. Maçın hayal kırıklığı ise tribünlerin boş olmasıydı. Dolu bir Kadıköy her zaman takımına 12. oyuncu olarak etki eder. Sonuç itibariyle Fenerbahçe, İsviçre’deki rövanş öncesi turu geçecek avantajı yakaladı. Rövanşta da durum değişmeyecektir, çünkü iki takım arasında bariz fark var.