20 yaşındaydı...
Yazıya meraklıydı. Öykü yazıyordu.
Şiir yazıyordu.
Bunlar dönemin tanınmış Yeni Ufuklar ve Soyut Dergisi gibi yayın organlarında yayınlanıyordu. Ama...
Asıl... Aşkla bağlı olduğu tiyatroydu.
Oyunlar yazmak, bunları sahnelemek ve oynamak istiyordu.
Babası belediye başkanıydı ve otoriterdi. Tiyatrocu olmasına karşıydı.
Pek istemeyerek Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Mimarlık Bölümü’nde okumaya başladı. Fakat...
Tiyatrodan kopamıyordu. Skeçleri ilk olarak Devekuşu Kabare’de oynandı. Ayfer Feray Tiyatrosu’nda, Grup Oyuncuları ile beraber oyunculuğa adım attı...
Bir gün...
Bilmediği tiyatro yazarlarını ve oyunlarını keşfetmek için sürekli gittiği Fransız Konsolosluğu’nda bir ilan gördü. Ortak Pazar (bugünün adıyla Avrupa Birliği) -Türkiye ilişkisi konusunda kompozisyon yarışması yapılacak ve kazanan 15 gün Fransa’da misafir edilecekti.
Ortak Pazar’a gıcıktı, karşıydı. Ama Fransa’ya gitmek de hoştu! “Ortak Pazara Hayır” başlıklı Fransızca metin yazdı.
Çok şaşırdı. Kazanmıştı.
Ver elini Fransa!..
Yıl, 1972 idi...
Ortak Pazar’ın “başkenti” Strasbourg’da seminerlere katıldı; buradaki tartışmalarda “Ortak Pazar’ın dili Türkçe olsun” gibi şaşırtıcı önerilerle kafaları karıştırdı.
Yine... Bir gün...
Strasbourg’da dolaşırken devlet tiyatrosunun sezon oyunları afişleri arasında konservatuar sınavı ilanı gördü. Öylesine başvurdu.
Galatasaray Lisesi’nde okurken oynadığı Fransızca bir oyunu oynayacaktı:
“İbne Charles de Gaulle!”
Sınava 200 kişinin üzerinde katılım vardı.
Kazanmayı hiç beklemiyordu.
Bir gün...
Devlet tiyatrosunun kapısına asılan kazananlar listesinde gördü adını:
“Fernand Sansua”...

Yıpratılmak istenen


54 tiyatro oyunu yazdı...
22 kitabı var...
10 filmde ve 11 tv dizisinde oynadı...
35 ödül aldı...
O... İftihar abidesi bir yaratıcı.
O... Tiyatronun filozofu.
O... Tuluatın son kavuklusu.
O... Hiciv üstadı modern meddah.
O... Usta sanatçı.
O... Kaleminin sapını gülle donatan yazar.
O... Kendi dilini yaratan milli değer.
Bir istisna...
Ortaoyuncuların lideri.
Fakat...
Yaşamı boyunda “orta yolculuk” yapmayan/oyuncu olmayan bir başkaldıran.
İronisinin anlaşılması için zeka gerektiren sivri dilli/saydıran entelektüel.
Eğlencelik değil oyunları...
Düşündüğünü cesaretle dile getiren açık sözlü/maskesiz bir aydın.
Tiyatrosu yakılan.
Sürekli eleştirilen...
Sürekli yıpratılmaya çalışılan bir devrimci.
Mizahın kalkanı...
Uygarlık anıtı...
Anadolu Diyojen’i...
Bir örnek vermeliyim:
Fransa’dan sonra Kanada’ya gider. 1974’te Montreal’de, Theatre Patriote’da Fransızca olarak yazdığı Ce Fou De Gogol (Güle Güle Gogol) adlı oyununu sahneye koyar ve Montreal’de en iyi yabancı yazar ödülünü alır. Dünyanın tanıdığı bir tiyatrocu olacakken tüm bildiklerini-gördüklerini anlatmak-sergilemek için ülkesine döner.
Toprağına-insanına sevdalı bir öğretmen.
Bir okul.
Asabiyetin yakıştığı en muhalif.
Bir efsane...
Ferhan Şensoy...

Orkinos Hanım


Tarih: 7 Şubat 1987.
“Muzır Müzikal” oyununu oynuyorlardı. Kadrosunda kimler yok ki...
Ferhan Şensoy, Rasim Öztekin, Bülent Kayabaş, Tarık Papuçoğlu, Sevil Üstekin, Derya Baykal...
Zaman gazetesi hedef gösterdi.
Şan Tiyatrosu’nu yaktılar.
Yangın gecesi Ferhan Şensoy yazacağı oyunun adını
buldu:
“Ferhangi Şeyler.”
Tarih: 7 Mart 1987.
Ferhan Şensoy tek kişilik oyununa başladı.
Tarih: 25 Aralık 2015.
İki perdelik “Ferhangi Şeyler”, Bostancı Gösteri Merkezi’nde 2 bininci kez oynanarak dünya rekoru kırdı.
Yangınla yok edilen Şan Tiyatrosu yerine, Ferhan Şensoy “Ferhangi Şeyler” oyununun geliriyle, 1885’te yapılan ama zamanla yok olma yolunda ilerleyen “Ses Tiyatrosu”nu 1989’da yeniden inşa etti. Adını, “Ses 1885 Tiyatrosu” yaptı.
“Ferhangi Şeyler” 27 yıldır sahneleniyor.
Bir Ferhan Şensoy klasiği...
Ferhan Şensoy bu oyununda Türkiye’yi sahneye taşıyor. Yani, dinamik bir oyun. Değişen ülke gündemi/meseleleri sahnede gazete okunarak hicvediliyor.
Değişmeyenler de yok değil oyunda; alt katta oturan ev sahibi Orkinos Hanım gibi!
“Ferhangi Şeyler” hâlâ geliriyle Ses Tiyatrosu’nun çarkını döndürüyor. İnadına tiyatro yapmakta direnen Ortaoyuncularına maddi güç sağlıyor.
Bu arada... Ferhan Şensoy, oyunlarını sadece Ses Tiyatrosu’nda oynamıyor.
Fransa Strasbourg’da öğrenci iken hocası ve ustası Jerome Savary’den öğrendiği turne geleneğini sürdürüyor. Anadolu’da turneye çıkıyor. Ülke dışına da gidiyor.
“Ferhangi Şeyler”...
Ferhan Şensoy...
Alışkanlık yapar.
Ferhan Şensoy’un bir oyununu görmeden bu hayattan ayrılmayınız derim.
İleride, “Ferhan Şensoy’u sahnede gördüm” demesi için ve tiyatroyu, sahne görgüsünü öğrenmesi için çocuğunuzu da götürün derim.
Türkiye’de mücadele salt laf üretmekle-slogan atmakla olmaz; tiyatro salonlarını doldurarak da olur.
Ferhan Şensoy’u tanımakla da olur...
Bu fırsatı kaçırmayınız derim...