Ne günlere kaldık.
Suç örgütlerini haber yapan gazetecilerin “suçlu”, suç örgütü üyelerinin “Bey” olarak anıldıkları bir ülke haline geldik!..
Bunun son örneği; Rıza Sarraf, affedersiniz Rıza Bey!

* * *

Peki ne yapmış “Bey” olarak anılan Rıza Sarraf?
Onu ABD’nin Miami kentinde tutuklatan Güney New York Savcısı Preet Bharara’nın fezlekesindeki iddialardan okuyalım:
- Bankalar üzerinden ABD’yi dolandırmış!..
- İran’a uygulanan ambargoyu delmiş!..
- Kara para aklamış!..

* * *

Bu suçları, İran’da idama mahkum edilen ortağı Babek Zencani, Türkiye’deki adamları ve komisyon karşılığı kendisine çalışan yetkililerle birlikte işlemiş!
Örneğin kendisinin de itiraf ettiği gibi, Türkiye’nin cari açığının yüzde 15’ini düşürebilmek için, hayali ihracat ve kara para transferleriyle uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarını manipüle etmiş! Böylece büyüyen, yatırıma elverişli ülke izlenimi yaratmış! Yani kredi derecelendirme kuruluşlarını da dolandırmış! Bu dolapları çevirirken, bazı siyasilere ödediği yüklü komisyonlarla devletin saygınlığını koruması gereken önemli kurumlarını da pis işlerine alet etmiş.
Böylece Türkiye’ye ağır yaptırımlara yol açabilecek suçlar ağını oluşturmuş.

* * *

Türkiye’de kimlere ne verdiğine gelince;
Rıza Bey’in, İran’ın petrol parasını iç etmekten idama mahkum edilen ortağı Babek Zencani, Tahran’daki mahkemede şu iddiaları dile getirmiş:
“Kullandığım kara paranın bir bölümünü, aklanma komisyonu olarak veriyordum. Dubai ve Türkiye yüzde 5’er alıyor, bana da yüzde 2 kalıyordu. Böylece Türkiye’deki yetkililere Reza Zarrab (İran’daki adı) üzerinden 8.5 milyar dolar ödedim. İsimleri Reza biliyor. Ben sadece dönemin Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’a yüzde 0.7 oranında komisyon verdiğimizi söyleyebilirim!..”
Gördünüz mü hayırsever Rıza Bey’in marifetlerini?

* * *

Sevgili okurlarım,
Bana göre bu REZAletin en üzücü yanı, yüce (!) Türk yargısının kapattığı dosyayı, Amerikalı bir savcının açmış olması!
Üzülmenin de ötesinde bu durumdan ülkem adına utanç duyuyorum!
Bağımsızlığı savunmaları gerekirken, emir kulu gibi karar vermeye RIZA gösteren bazı yargı mensupları için de bir ibret dersi olmasını diliyorum.

* * *

Aslında Bharara, filmlerde gördüğümüz, romanlarda okuduğumuz kahramanlardan farksız bir savcı. Örneğin şimdiye kadar açtığı 141 davanın sadece 2’sini kazanamamış. O dosyanın baş sanığı 1.8 milyar dolar ödeyerek cezaevinde yatmaktan kurtulmuş, diğeri ise bu kişinin akrabasıymış!
Aynı savcı, geçen yıl Birleşmiş Milletler Genel Kurul Başkanı’nı Çin’den rüşvet almakla suçlayarak yargılanmasını istemiş.
Ayrıca 2011 yılında Rusya’da yaşayan uluslararası silah kaçakçısı Victor Bout’u sahte suç örgütleriyle Tayland’a getirtip tutuklatmış.
25 ayrı ülkede, gerektiğinde tuzak kurmaktan kaçınmayarak, büyük operasyonlar yapmış.
Böylece kara para aklayıcılarının, silah ve uyuşturucu kaçakçılarının, rüşvetçilerin, kısacası suç örgütlerinin korkulu rüyası haline gelmiş.

* * *

Rıza Sarraf, affedersiniz Rıza Bey şimdi bu savcının elinde!
Dava başlasın el mi yaman, Rıza Bey mi yaman, hep birlikte göreceğiz!..