Kı­sa boy­lu, kır saç­lı spor ada­mı, Sa­ra­y’­ın mer­di­ven­le­rin­den ağır ama ka­rar­lı adım­lar­la çı­kıp, in­san­la­rın adı­nı tit­re­ye­rek te­laf­fuz et­ti­ği dik­ta­tö­rün oda­sı­na gir­di.
Mağ­rur dik­ta­tör Mil­li Fut­bol Ta­kı­mı­’nın tek se­çi­ci­si ve tek­nik di­rek­tö­rü­nü kar­şı­sı­na otur­tup ta­li­mat ver­me­ye baş­la­dı:
“Cu­ma gü­nü ya­pı­la­cak gör­kem­li ge­çit tö­re­nin­de, mil­li fut­bol­cu­la­rı­mız en ön­de yü­rü­ye­cek. Ta­bi­i siz de baş­la­rın­da ola­cak­sı­nız!..”
O gü­ne ka­dar dik­ta­tö­rün ri­ca­sı bi­le emir an­la­mı­na ge­lir ve ve­ri­len ce­vap “Hay hay efen­dim, siz na­sıl is­ter­se­ni­z” olur­du.
Ama bu kez öy­le ol­ma­dı!
O ufak te­fek fut­bol ada­mı bü­yük bir dik du­ruş­la “Ha­yır, bu­nu ya­pa­ma­m” de­di.
Dik­ta­tör bir an­da hid­det­len­miş­ti:
“Ne?.. Ya­ni ba­na ha­yır mı di­yor­sun?”
“E­vet öy­le di­yo­rum efen­dim. İki gün son­ra fi­nal oy­na­ya­cak oyun­cu­la­rı­mın maç kon­san­tras­yo­nu­nu bo­zup on­la­rı yo­ra­mam!..”
“Em­re­di­yo­rum!.. Mil­li Ta­kım ora­da ha­zır bu­lu­na­cak. Hem de tam kad­roy­la!”
“Ma­dem em­re­di­yor­su­nuz, o hal­de fut­bol­cu­la­rım ora­ya gi­de­cek­ler. Ama ben baş­la­rın­da
ol­ma­ya­ca­ğım!
“Na­sıl ya­ni?”
“Çün­kü şu an­da is­ti­fa edi­yo­rum!..”
Dik­ta­tör bir an dü­şün­dü. Ge­çit tö­re­ni­ne ka­tı­lan fut­bol­cu­la­rın fi­nal ma­çı­nı kay­bet­me­le­ri ha­lin­de fa­tu­ra­nın ken­di­ne çı­ka­rı­la­ca­ğı or­ta­day­dı. Bu ne­den­le he­men çark
et­ti:
“Pe­ki tö­re­ne gel­me­me­ni­zi ka­bul edi­yo­rum. Ama fi­na­li kay­bet­ti­ği­niz tak­dir­de bu­nun he­sa­bı­nı sen­den çok fe­na so­ra­ca­ğı­mı da unut­ma!..”

* * *

Kı­sa boy­lu kır saç­lı adam mer­di­ven­le­ri ağır ağır ine­rek Sa­ra­y’­dan ay­rıl­dı.
Fi­nal gü­nü ge­lip çat­tı­ğın­da, ken­din­den ve fut­bol­cu­la­rın­dan emin ol­ma­sı­na kar­şın dik­ta­tö­rün teh­di­ti ku­lak­la­rın­da çın çın çın­lı­yor­du.
Maç ön­ce­si fut­bol­cu­la­rı­nı son kez uya­rır­ken “Ül­ke­niz için oy­na­ya­cak­sı­nız, baş­ka bi­ri için de­ği­l” de­me­yi de ih­mal et­me­di.
Te­za­hü­rat­la in­le­yen hın­ca­hınç do­lu stad­yum­da o gü­ne ka­dar bir ben­ze­ri gö­rül­me­yen muh­te­şem bir at­mos­fer var­dı.
Dü­dük­le bir­lik­te kı­sa boy­lu ada­mın ta­kı­mı müt­hiş bir fut­bol ser­gi­le­me­ye baş­la­dı.
Fut­bol­cu­la­rı sağ­lı sol­lu atak­lar­la ra­kip ta­kı­mın sa­vun­ma­sı­nı bu­nal­tı­yor, an­cak bun­la­rı gol­le son­lan­dı­ra­mı­yor­lar­dı.
Fut­bol­da “A­ta­ma­ya­na atar­la­r” der­ler ya, bu kar­şı­laş­ma­da da ay­nı­sı ol­du.
Ra­kip ta­kı­mın çek­ti­ği bir şut ağ­lar­la bu­luş­tu.

* * *

Ta­kı­mı ikin­ci ya­rı­da da üs­tün oy­na­yan ta­raf­tı.
An­cak gi­de­rek tü­ke­nen da­ki­ka­la­ra kar­şın, be­ra­ber­lik go­lü­nü bir tür­lü ata­mı­yor­du.
Bir ara gö­zü şe­ref tri­bü­nü­ne ta­kıl­dı.
Dik­ta­tö­rün yü­zü ki­reç gi­biy­di.
Ni­ha­yet evet ni­ha­yet, bek­le­nen be­ra­ber­lik go­lü ma­çın bi­ti­mi­ne 8 da­ki­ka ka­la gel­di.
Tri­bün­ler ken­din­den geç­miş, kı­sa bo­yu, kır­lı saç­lı adam bi­raz ra­hat­la­mış­tı.
Ama se­yir­ci­nin çıl­gın­ca te­za­hü­ra­tı nor­mal sü­re için­de ga­li­bi­yet gö­lü­nün gel­me­si­ne yet­me­di ve uzat­ma­ya gi­dil­di.

* * *

Şam­pi­yon­luk go­lü, uzat­ma­nın 5. da­ki­ka­sın­da ra­kip ağ­lar­la bu­lu­şun­ca, şe­ref tri­bü­nün­de­ki dik­ta­tö­re bir kez da­ha bak­tı.
Ba­kış­la­rıy­la “O­nu­ru­mu ko­ru­dum ve fut­bol­cu­la­rı­mı se­nin si­ya­si şo­vu­na alet et­me­di­m” der gi­biy­di.
Hak­lıy­dı.
Ufak te­fek fut­bol ada­mı­nın onur­lu du­ru­şu, ça­ğı­nın en za­lim dik­ta­tör­le­rin­den bi­ri­ni ezmişti!

* * *

Sev­gi­li okur­la­rım,
Si­zi da­ha faz­la me­rak­ta bı­rak­ma­ya­yım.
Sö­zü­nü et­ti­ğim za­lim dik­ta­tör Be­ni­to Mus­so­li­ni­’dir. Kı­sa boy­lu, kır saç­lı ki­şi de, 1934 Dün­ya Şam­pi­yo­na­sı­’n­da İtal­ya Mil­li Ta­kı­mı­’nın tek se­çi­ci­si ve an­tre­nö­rü olan ef­sa­ne­vi fut­bol ada­mı Vittorio Poz­zo­’dur. Mus­so­li­ni-Poz­zo gö­rüş­me­si, İtal­ya­’nın Çe­kos­lo­vak­ya­’yı 2-1 ye­ne­rek şam­pi­yon ol­du­ğu Ro­ma­’da­ki fi­nal ma­çı ön­ce­sin­de ger­çek­leş­miş­tir...

* * *

Sö­zün özü­ne ge­lir­sek; dik­ta­tör­ler de kay­be­der­ler!..

UĞUR DÜN­DA­R’­IN NO­TU: Bu sa­tır­la­rı ya­zar­ken, ken­di­siy­le ne za­man kar­şı­laş­sam ce­ke­ti­mi ilik­le­yip eli­ni öp­tü­ğüm de­ğer­li Ha­lit Kı­vanç ağa­be­yi­min “FUT­BOL! BİR AŞK...” ad­lı ki­ta­bın­da­ki il­gi­li bö­lüm­den esin­len­dim. Ama alın­tı­la­mak ye­ri­ne üs­lu­bu­ma uyar­la­dım. Ken­di­si­ne te­şek­kür edi­yor, ni­ce sağ­lık ve mut­lu­luk do­lu yıl­lar di­le­ğiy­le bü­yük us­ta­mı­zın önün­de
say­gıy­la eği­li­yo­rum.