“Gazeteciler, yasalar ve toplum yararının aksine davranışları görüp tanık olduklarında, bu durumu mutlaka yayınlamalıdır...”

*  *  *

“Önemi ve yüceliği dünya medeniyetinde açıkça anlaşılan basına, hükümetimizin birinci derecede önem vermesi ve bu konudaki çalışmaları, millete yapmakla yükümlü olduğu hizmetlerin başına koyması, Meclis’in kaçınılmaz görevlerindendir...”

*  *  *

“Özel amaçla yayın yapan bazı gazetelerin (yandaşların) halkın çoğunluğu üzerindeki etkisi, her ülkede olduğu gibi o gazetelerin lehine sonuç vermez...”

*  *  *

“Basın (medya), milletin ortak sesidir. Bir milleti aydınlatma ve doğru yolu göstermede muhtaç olduğu fikrî gıdayı vermekte, özetle milletin hedefi saadet olan müşterek bir istikamette yürümesini teminde, basın başlı başına bir kuvvet, bir okul, bir rehberdir...”

*  *  *

“Basının tam ve geniş hürriyeti iyi kullanmasının, ne derecede nazik bir durum olduğunu söylemeye gerek görmem. Her türlü kanuni kayıtlardan evvel bir kalem sahibinin ilme, ihtiyaca ve kendi siyasi anlayışına olduğu kadar, vatandaşların hukukuna ve memleketin, her türlü kişisel düşüncenin üstünde olan yüksek menfaatlerine de dikkat ve hürmet etmesi manevi zorunluluğudur. Asıl bu mecburiyettir ki, kamu düzenini sağlayabilir...”

*  *  *

“Cumhuriyet’in kendi anlayış ve ahlâkını taşıyan basını (medyayı) yine ancak Cumhuriyet yetiştirir. Bir taraftan geçmiş devir gazetelerinin ve adamlarının düzeltilmesi mümkün olmayanları ulusun gözünde belirlenirken (ortaya çıkarken), öte taraftan Cumhuriyet basınının temiz ve feyizli sahası genişleyip yükselmektedir. Büyük ve soylu ulusumuzun yeni çalışma ve uygarlık yaşamını kolaylaştırıp özendirecek olan işte bu anlayıştaki basındır...”

*  *  *

“Türkiye basını (medyası) milletin gerçek ses ve iradesinin doğduğu yer olan Cumhuriyet’in etrafında çelikten bir kale oluşturacaktır. Bu bir düşünce kalesi, düşünce yolu kalesidir. Basın görevlilerinden bunu istemek, Cumhuriyet’in hakkıdır...”

*  *  *

“Basının (medyanın) önemi inkâr edilemez. Memleketin medeniyet derecesi ve kamuoyunun durumu nedir? Bunu içe ve dışa anlatacak olan basındır... Basın mensuplarını korumak lazımdır. Gazeteciler, Türkiye dahilinde milletin fikrini aydınlatma ve kamuoyunu açık bir şekilde oluşturma çalışmalarında tamamen özgür olmalıdırlar...”

*  *  *

“Bu yolda yanılma ve kusur olsa bile; bu kusuru düzeltecek etken ve araç; basın hürriyetinden doğan mahzurların giderilme vasıtası, yine basın hürriyetidir...”

*  *  *

“Basın hiçbir sebeple baskı ve etki altına alınamaz...”

*  *  *

1920’li yılların ilk yarısında söylenen bu sözler, “diktatör” dedikleri, “faşistlikle” suçladıkları, “astığı astık, kestiği kestik tek adam” diyerek karaladıkları Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’e ait...
Atatürk manifesto niteliğindeki
tarihi konuşmalarıyla basın özgürlüğü kavramına öylesine ileri bir bakış açısı getiriyor ki, “Türkiye ve Cumhuriyet” sözcüklerini çıkardığınızda, bu
maddeler, günümüzde bile geçerli evrensel meslek ilkelerini
oluşturuyor.

*  *  *

Bir de günümüzdeki basına ve yaşananlara bakın!
“Astığı astık, kestiği kestik tek adamlığın” ne olduğunu anlayın!..