İspanyol El Pais gazetesine bir mülakat veren Papa, gazetenin "sistem karşıtları ve popülistlerin, belirsiz bir gelecekten duyulan korkuyu kullanarak yabancı düşmanı mesaja dönüştürdüğünü" söylemesi ve Donald Trump ile bazı Avrupa ülkelerindeki akımları örnek vermesi üzerine şunları söyledi:

"Krizler, korku ve paniği tetikler. Bana göre Avrupa'daki anlamda popülizmin en açık örneği 1933 Almanya'sıdır. (Paul von) Hindenburg'dan sonra, 1930 krizinden sonra Almanya zordaydı, ayağa kalkması, yeni bir kimlik ve lider bulması gerekiyordu, kişiliğini yeniden kazandıracak bir lider. Adolf Hitler isimli bir genç adam 'Ben bunu yapabilirim' dedi. Ve tüm Almanya Hitler'e oy verdi. Hitler iktidarı çalmadı, halkı ona oy verdi, ardından da kendi halkını yok etti. Tehlike bu."

BBC Türkçe'nin haberine göre; Papa, kriz anlarında insanların yargılama yetilerini yitirmeye açık olduğunu vurgulayarak, "Bize kimliğimizi geri verecek bir kurtarıcı arıyoruz ve kendimizi duvarlar, dikenli tellerle korumak istiyoruz" dedi.

Papa Francesco, "Donald Trump ABD Başkanı oldu ve tüm dünya bu yüzden gergin. Siz ne düşünüyorsunuz?" sorusuna ise "Bekleyip görmemiz lazım. Önden yargıda bulunmak istemem. Nasıl hareket edeceğini, neler yapacağını göreceğiz" diye yanıt verdi.

Seçim kampanyası döneminde atıştılar


ABD'deki başkanlık seçimi kampanyası döneminde Papa ile Trump açık şekilde atışmıştı. Papa, Trump'la ilgili bir soruya yanıt verirken, "Köprüler kurmak yerine yalnızca duvarlar örmeyi düşünen biri Hıristiyan değildir. Oy verip vermeme konusuna karışamam. Yalnızca şunu söyleyebilirim: Bunları söylüyorsa bu adam Hıristiyan olamaz" demişti.

Trump da Papa'yı siyaset yapmakla suçlamış ve "Bir dini liderin insanların inancını sorgulaması utanç verici" demişti. Trump ayrıca "Vatikan, IŞİD'in saldırısına uğrarsa ya da uğradığında, Papa, Donald Trump'ın ABD Başkanı olmasını dileyecektir" iddiasında bulunmuştu.